Image
Van’da artan kadın cinayetleriyle ilgili konuşan Zozan Özgökçe, karısını öldüren kocaların “Akli dengem yerinde değildi” bahanesinin ardına sığınması ya da “haksız tahrik” indiriminden yararlanmak istemesini eleştirdi ve kadın örgütlerinin bu konuda çalışması gerektiğini söyledi.
Van’da artan kadın cinayetleriyle ilgili konuşan Zozan Özgökçe, karısını öldüren kocaların “Akli dengem yerinde değildi” bahanesinin ardına sığınması ya da “haksız tahrik” indiriminden yararlanmak istemesini eleştirdi ve kadın örgütlerinin bu konuda çalışması gerektiğini söyledi.
Van’da artan kadın cinayetlerine ilişkin konuşan Van Kadın Derneği (VAKAD) aktivist üyesi Zozan Özgökçe, eşini öldüren erkeklerin “akli dengem yerinde değildi” bahanesiyle ceza indiriminden yararlanmak istediğini belirterek, “Evlenince, işe girince, sürücü ehliyeti alınca akli dengesi yerinde olan bu insanların, eşlerini öldürdükten sonra ne oluyor da akli dengeleri yerinde olmuyor? Sorunun adı delilik değil, zihniyettir” dedi.
Özgökçe, “Şimdiye kadar izlediğimiz tüm davalarda sanıkların ve sanık avukatlarının arkasına sığınmak istedikleri ‘haksız tahrik’in yanı sıra ‘akli dengelerinin yerinde olmadığı’ iddiasıdır. Akli dengesi olmayan bu kişilerin mesleklerine baktığımızda uzun yol şoförleri, güvenlikçiler, bir kamu kurumunda memur, bekçi gibi meslekler. İşe girince sağlam, ancak kadın katledince ‘akli dengem yerinde değildi.’ Ehliyet alırken bile hastanelerden tam teşekküllü sağlık raporu alınmıyor mu? Akli dengesi o zaman yerinde de ne oluyor da kadın öldürünce birden ruhsal sağlık bozuklukları öne sürülüyor. Mahkeme heyetleri düşünmez mi? Evet insanın hayat arkadaşını canavarca öldürmesi durumunu akli dengesi yerinde değil diye değerlendirebilir aklıselim biri. Ancak zalimler her duruma bir kılıf uydurma konusunda maharetliler. Bu konu da aynen öyle” dedi.
Sorunun adı delilik değil zihniyet
Sorunun bir zihniyet meselesi olduğunu söyleyen Özgökçe, “Bir kadınla evlenirken mal alır gibi olan zihniyet, ‘bu benim kadınım ister severim, ister döverim, ister yaşatır ister öldürürüm’ gibi düşünüyor. Evlilik ritüelinde ‘geleneksel’ olduğu söylenilen bazı davranışların altından bu zihniyet çıkıyor zaten. Evlenen kadın ev eşyalarından mutfak ve yatak odasını alır mesela. Veya kadınları isteme geleneği. Erkek tarafı “kız istemeye” gider. Alınan ve verilen bir varlıktır kadın. Baba evinden koca evine gider kadın. Giderken de “gelinliğinle gider kefenle dönersin” diye bir telkin duyar kadın. Evlilik günü kırmızı kurdele ile paketlenen kadınlar bir ziynet eşyası gibidirler. Sıfatı ziynet de olsa bir eşya gibi el değiştirirler evlilik ritüellerinde. Böyle bir zihniyetle evlenen erkekler kadınları öldürürken sakat bırakmadan ölmeleri için planlayarak öldürürler. Delilik değil, zihniyettir katillere bunu yaptıran. Katillerin haksız tahrik indiriminden faydalanmamaları ya da akli dengesi yerinde değil diye cezalarının azaltılmaması için, kadın örgütlerinin bu konularda çalışmaları elzemdir diye düşünmekteyim” dedi.
İlgili Eğitim