İki yıl önce Hayata Destek Derneği'nin inisiyatifiyle ilk adımlarını atan ve İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı (İKGV) ile Sivil Toplum Geliştirme Merkezi’nin (STGM) destekleriyle büyüyen Yerelleşme Savunuculuk Grubu'nun Koordinatörü Ceren Can, sivil toplum çalışmalarının yerelleşme aracılığıyla iyileşmesini destekleyen bağımsız ve yerel bir girişim olan Yerelleşme Savunuculuk Grubu hakında bilgi verirken büyük ve çok paydaşlı olan insani yardım sisteminde yerel aktörler olarak STÖ'lerin görünür olmadığını vurguladı.
"İnsani yardım alanı büyük bir sektör ve her yıl donör ülkelerin bir havuza fon yatırdığı ve dünya üzerindeki krizlere aktardığı bir sistem. Burada ciddi bir fon akışı var. İnsani yardımda büyük ve çok paydaşlı bir sistemden bahsediyoruz. Bunların çoğu uluslararası aktörler ancak sistemde, en sonda etkilenmiş kişilere ve topluluklara en yakın olan yerel aktörler var. Bu sistemin içinde çok paydaş olmasına rağmen yerel aktörler olarak bizler çok görünür değiliz."
Can, yerelleşmenin insani yardım sistemindeki pratikte yaşanan sorunlar üzerinden tartışılmaya ve konuşulmaya başladığını aktarırken, insani yardımda var olan fonun büyük kısmının sistemi ayakta tutmaya çalışmak üzerine çalıştığını ve yerel aktörlerin dışarıda tutulması nedeniyle sistemin sürdürülebilir olmadığını anlattı.
"Bu fonlar ve hibeler bir kriz zamanında dışarıdan aktörlerin yerele müdahalesi ile gerçekleşiyor. Bunlar büyük yapılar olduğu bu sistemi ve mekanizmayı ayakta tutmak için de büyük paralar harcanıyor. Dolayısıyla harcanan hibenin büyük kısmı bu sistemi ayakta tutmaya harcanıyor. Krize dışarıdan gelip müdahale etmek yereli çok tanımamak, yerel kapasite üzerine inşa edilmemesi, yereli anlamamak demek. Dolayısıyla uluslarası aktörler çekildiğinde bu krizlerden uzun vadeli ve sürdürülebilir bir etki göremiyoruz."
Programa Yerelleşme Savunuculuk Grubu ile organik bağı olan Türkiye Yerel İnsani Forumu’nun Koordinatörü Mahmut Can İsal ve Eşit Haklar İçin İzleme Derneği Program Sorumlusu Seda Alp de katıldı.