Greenpeace, yarın da denizlerimizde balık istiyorsak, bugün hemen deniz rezervleri oluşturulmasının ve güçlü bir balıkçılık yönetiminin aciliyetine dikkat çekiyor.
Endüstriyel balık avcılığı için avlanma sezonu bu yıl da 1 Eylül itibari ile başladı. Sağlıklı bir deniz yaşamı ve zengin balık stokları, ancak sürdürülebillir balıkçılık anlayışıyla mümkün olabilir.
Greenpeace'den bu konuda şu açıklama yapıldı:
En önemli ticari balıklar da dahil, pek çok deniz canlısı için yaşamsal önemdeki yumurtlama zamanı Nisan ve Ekim ayları arasındadır. Özelikle bu dönemde yapılan her tür endüstriyel balıkçılık, stokların hızla tükenmesine neden olur. Bunun sonucunda da deniz ekosisteminin dengesinin bozulmasına ve ticari balıkçılığın da geleceğinin tehlikeye atılmasına yol açar. Ancak, bu dönemler bilimsel verilere ve var olan stok durumuna göre belirlenmesi gerekirken, Türkiye'de endüstriyel balıkçılık endüstrisi tarafından her yıl av yasağı süresinin daha da kısaltılması yolunda baskılar yaşanmaktadır.
2010 av sezonu için 15 Nisan'da av yasağı başlatıldı ama bir yandan da gırgır ve trol teknelerine uluslararası sularda 15 Haziran'a dek avlanmasına izin verildi. Bu kararla, Tarım Bakanlığı balık stokları ve balıkçılığın geleceğine değer vermediğini bir kez daha gösterdi. Yani aslında, av yasağı süresini son derece kısaltarak, hem yumurtlama dönemindeki ve hem de henüz yavru balıkların avlanılmasına davetiye çıkardı.
Tam yumurtlama dönemine denk gelen aylarda avlanma yapılması, zaten aşırı avlanma nedeniyle azalan balık stoklarının çok hızlı düşmesine ve türlerin yok olmasına neden oluyor. Ticari önemi olan türler arasında buna verilebilecek en iyi örnekler; Akdeniz'de mavi yüzgeçli orkinos, Marmara Denizi'nde lüfer, palamut, Karadeniz'de hamsi ve kalkandır. Pazarda gittikçe artan henüz yavru boyutundaki balıklar, balıkçılık yönetimindeki geri dönülmez hataların sonucudur.
Hem stokların iyileşebilmesi, hem de Türkiye'deki balıkçılığın geleceği için yerine getirilmesi gereken şartlar: Av yasağı döneminin doğru belirlenmesi, gerçek anlamda denetlenmesi, aşırı ve yanlış avlanmanın önlenmesi, pazarda yavru balık satışının önüne geçilmesi ve mutlaka geleneksel kıyı balıkçılığının öncelikle teşvik edilmesidir.
Denizlerimizdeki yaşamın ve balıkçılığın devamlılığı için sürdürülebilir balıkçılık politikalarının hayata geçirilmesi kritiktir. Ayrıca üreme ve yumurtlama alanlarının deniz rezervi olarak korumaya alınması stokların iyileşmesi için alınabilecek en acil önlemdir.
Greenpeace, 2009 yılında başlattığı 'denizin tanıkları' projesi ile hızla büyüyen endüstriyel avcılık, kirlilik gibi pek çok tehdit nedeniyle yok olmaya yüz tutan kıyı balıkçılığının sesini duyurmaya çalışıyor. Ayrıca 2007'de başlattığı 'yavru balık' projesi ile de erişkin boya gelmemiş balıkların avlanması ve satılmasının acilen durdurulması için de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na çağrıda bulunuyor.
Greenpeace, dünya denizlerindeki tahribatın iyileştirilebilmesi ve orkinos gibi türlerin aşırı avlanmasına uzun vadeli çözüm önerisi olarak, tüm tahrip edici faaliyetlere kapatılmış ve tam koruma altında bir deniz rezervleri ağının oluşturulması için kampanya yürütmektedir.