Feminist avukatlar Gülbahar ve Eyüboğlu "Kadının korunması" kanun tasarısındaki bir değişiklikle resmi nikah olmadan birlikte yaşayanları koruma dışı bırakılması anlayışına karşı çıkıyor, mücadele edeceklerini açıklıyorlar.
Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Kanun Tasarısı'nın kapsamını düzenleyen maddeden "yakın ilişki içinde yaşayanlar" ifadesinin çıkartılmasına kadınlar tepkili.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü, dün tasarıyı görüşmek üzere kadın örgütleriyle biraraya gelmişti. Toplantıya katılan avukat Hülya Gülbahar, "bu ifadenin tasarıdan çıkarıldığını kadın örgütleri olarak maalesef toplantıdan çıktıktan sonra Bakanlıktan değil, basından öğrendik" diye konuştu.
Bakanlıktan konuştuğumuz bir görevli ise "Konuyla ilgili konuşmaya yetkimiz yok, süreç devam ediyor. İlerleyen günlerde açıklama yapılacak. Şu an Bakanlıktan kimsenin konuyla ilgili bilgi vereceğini zannetmiyorum" dedi.
Eğer taslak bu şekilde kabul edilirse, yasadan sadece "resmi nikahlı evliler, boşananlar ve nişanlılar" yararlanabilecek. Bu sevgilisinden ve ya nikahsız/imam nikahlı kocasından şiddet gören kadınlar ise koruma kapsamına alınmayacağı anlamına geliyor.
Ancak kadınlar sadece resmi nikahlı kocalarından şiddet görmüyor. bianet'in çetelesine göre Haziran'dan Aralık'a kadar altı aylık süreçte, 21 kadın sevgilileri ve eski sevgilileri, beş kadın imam nikahlı kocaları tarafından öldürüldü. Bir erkek resmi nikahı olmayan karısını, bir erkek sevgilisini öldürmeye teşebbüs etti; 15 erkek sevgililerini, dört erkek imam nikahlı karılarını yaraladı.
Eyüboğlu: Bu kanunla herşey daha da geriye gider
Avukat Meriç Eyüboğlu, tasarının bu şekilde yasalaşması durumunda 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun uygulanma döneminde yaşanan sorunların daha da artacağını söylüyor.
"Bu uygulama çok sayıda kadının kapsam dışında kalması demek" diyen Eyüboğlu, yakın zamanda Yargıtay'ın resmi nikah olmadığı halde bir kadının 4320'den yararlanmasına karar verdiğini ve bunun örnek karar olarak diğer mahkemelerde de uygulanması için başvurularda bulunduklarını anlatıyor ve ekliyor: "Çünkü işin mantığı, sistematiği bunu gerektiriyor."
"Yeni düzenleme bu konumdaki kadınları koruyamayacağımız demek. Yani herşey daha da geriye gidecek. Bu kararın anlamı ve gerekçesi ise AKP politikalarında kadın değil ailenin gündemde olması. Dolayısıyla şaşırtıcı değil, ama bizim itiraz edeceğimiz ve mücadele edeceğimiz bir durum."
Kanunun amaç ve kapsamı
Başbakanlığın taslaktan çıkarttığı "yakın ilişki içinde yaşayanlar" ifadesi "Amaç ve Kapsam" bölümündeki ilk maddede yer alıyordu:
"Kanun, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan; kadınların, çocukların, eşlerin, nişanlıların, yakın ilişki içinde yaşayanların, nişanlılık veya evlilik birliği ya da beraberliği herhangi bir sebeple sona ermiş olan bireylerin veya diğer aile bireylerinin, tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları kapsar."
http://bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/135066-ya-nisan-ya-cuzdan