Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Veganlığı sapkın düşünce olarak görüyorlar

Cezaevinde vejetaryen olmak çok zor. Oysa iyi yemeğe ulaşmak tüm insanlığın olduğu gibi mahkumların da hakkı. Kocaeli Kandıra'daki 1 No'lu F Tipi Cezaevi'ndeki Osman Evcan'dan mektup var.

İçerik Alınlık Resmi
Cezaevinde vejetaryen olmak çok zor. Oysa iyi yemeğe ulaşmak tüm insanlığın olduğu gibi mahkumların da hakkı. Kocaeli Kandıra'daki 1 No'lu F Tipi Cezaevi'ndeki Osman Evcan'dan mektup var.

İyi yemeğe ulaşmak tüm insanlığın olduğu gibi mahkumların da hakkı.

Yemekleri kısıtlamak, yemekle ceza vermek bir yöntem olmamalı ki, kanunen olmadığını da biliyoruz. Cezaevleri yönetimleri yemek söz konusu olduğunda adil olmak, ayrım yapmadan herkesin hakkını gözetmek zorunda. Oysa vegan/ vejetaryen mahkumların beslenme yöntemleriyle ilgili sorunlar var.

Geçtiğimiz günlerde Propaganda Yayınları’ndan Can Başkent’ten bir mail aldım. 3.5 yıl önce başlattıkları cezaevinde olan mahkumlar için vegan yemek çıkartılmasını isteyen kampanyayı özetliyordu.

Kampanya bu davanın sembol ismi Osman Evcan üzerinden yürütüldü ve kazanıldı. Bir kararname yayınlandı. Sadece vegan değil, diyabet hastaları gibi hastalar da diyetlerine göre menü çıkma zorunluluğu geldi. Propaganda Yayınları bunu temel bir insan hakları kazanımı olarak gördü ve kampanyanın  kitabını yaptı.

Ancak bu uygulama kimi cezaevlerinde keyfiyete dönüşür. Yeryüzüne Özgürlük Derneği’ne gönderdiği mektubunda Osman Evcan "Sebze ve bakliyatın iaşe maliyeti ete göre çok daha düşük. Vegan yemeklere yağ, tuz ve baharat da konmuyor. Bunlara rağmen bize sunulanlar yetersiz, sağlıksız ve dengesiz. Tutsaklara her öğün 5 TL’lik iaşe sağlamak zorundalar; ama veganlara daha azını vererek insan hakkımızı tanımıyorlar. Bu yaptıkları, veganlığı sapkın bir düşünce olarak görüp bize tek tip yaşama biçimini dayatmaktır” diyor.

Kocaeli Kandıra’daki 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde Osman Evcan’ın yanı sıra üç vegan ve iki vejetaryen tutsak olmak üzere  toplam altı kişi bulunuyormuş.

Propaganda Yayınları mektubunu “Sizleri de Kandıra’daki altı mahkumun, dışarıdakilere belki tuhaf gelse de, en temel insan hakları için yeterli ve sağlıklı beslenme mücadelesine destek olmaya çağırıyoruz” diye bitirmiş.

Kendi adıma altı mahkumun beslenme hakkı mücadelesini tuhaf görmem mümkün değil, kimsenin de tuhaf göreceğini sanmam. Diğer hükümlülere düzenli olarak et, peynir gibi gıdaların verilirken iaşe sınırı aşılmazken, hayvansal ürünlerden daha ucuz olan çiğ sebze ve taze baklagillerin iaşe sınırı gerekçe gösterilerek vejetaryenlere bu olanakların sağlanmaması adil değil.

Ki bu isteklerin arasında bulunan sera ve konserve yerine topluca mevsim sebzelerinin, nakliyat ve kuruyemiş dağıtımının arttırılması, kantine veganlar ve vejetaryenler için önemli  brokkoli, mantar, humus, yulaf ezmesi, kuru maya gibi yeni ürünlerin getirilmesi gibi talepler  kurumun çalışan hekim tavsiyeleriyle de desteklenmiş.

Biz de bu sütunlarda Kocaeli Açık Cezaevi Kurum Müdürlüğü’ne, Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı ve Kocaeli İl Valiliği İnsan Hakları Komisyonu’na bu isteklerin birer insan hakkı olduğunu bir kez daha hatırlatmayı borç biliriz...

Radikal

Share
İlgili Eğitim