Türkiye'deki 5.5 milyon üniversite öğrencisinden 6 bin 540'ı engelli. Üniversite binalarının yüzde 56'sında rampa, asansör, engelli tuvaleti yok.
“Üniversiteye başladığımda, kampüste görmeyenler için neredeyse hiçbir şey yoktu. Kılavuz yol olmadığı için, ilk iki senem kaldırımlardaki direklere çarparak geçti. Dizlerim mosmor olurdu. Bu sene mezun oluyorum. Ancak kampüste hala mimari erişim için düzenleme yok. Üniversite boyunca tüm enerjimi engelleri aşmaya harcadım. Öğretmen olarak mezun olduğumda enerjimi öğretmenlik yapabilmek için harcamak istemiyorum. Enerjimi öğrencilerime harcamak istiyorum. Yeter artık.”
Görme engelli üniversite öğrencisi Turgay Gümüş, üniversitede yaşadığı sıkıntıları böyle özetliyor. Engelliler için eğitime erişmek bir hayli zor. Üniversiteye kadar gelebilenler zaten sınırlı. Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği’nin (TOHAD) Sabancı Vakfı desteğiyle yürüttüğü ‘Engelli Hakları İzleme Çalışması’na göre, Türkiye’deki 5.5 milyon üniversite öğrencisinden sadece 6 bin 540’ı engelli. Üniversiteye kadar ulaşabilenleri de kampüslerde pek çok sorun bekliyor. TOHAD, Türkiye'deki 173 üniversiteden 106'sına engellilerle ilgili yaptığı düzenlemeleri sordu.
Görme engelli Turgay Gümüş, Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği öğrencisi. Aynı zamanda engellilerin hakları ile ilgili Eğitimde Görme Engelliler Derneği ve Engelsiz Erişim Derneği’nde çalışmalar yapıyor. Üniversitenin Göztepe Kampüsü’nde beşinci senesi dolan Gümüş, bu sürede pek bir şey değişmediğini anlatıyor:
“Kampüsün her yerinde olması belki zor. Ancak karmaşık yollara kılavuz iz denen zeminlerden lazım. Kütüphane girişindeki bariyere çok çarptım. Asansörlerin bazılarında sesli uyarı sistemi var, bazılarında yok. 5 yıl boyunca tek yapılan şey, kütüphaneye sesli bilgisayar koymaları oldu. Tek bilgisayar var, 12’den fazla görme engelliyiz. Bir buçuk senedir de kütüphaneye aldırmaya çalıştığımız bir tarayıcı var.”
'Hocalara bilgilendirme yapılmalı'
Gümüş, üniversitede görmeyenler için yapılması gerekenlerin fiziksel erişim ve akademik erişim olarak ikiye ayrıldığını söylüyor. Üniversiteye geldiğinde hocalarının hiçbirinin görmeyene nasıl ders anlatacağını, sınav yapacağını bilmediğini vurguluyor:
“Ben onlara bunu anlatarak yönlendirdim. Onlar da destek oldu, sorun yaşamadım. Ancak asıl, rektörlüğün, engelli öğrenci ve gereksinimleri ile ilgili bölümleri bilgilendirmesi gerekiyor. Sonra da bu ihtiyaçların karşılanıp karşılanmadığı denetlenmeli."
'Hakkımızı istemek zorunda bırakıyorlar'
Gümüş, dünya tasarım ilkelerinin, Türk Standartları Enstitüsü'nün erişilebilirlik ilkelerinin ve 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun'un, erişim şartını koştuğunu hatırlatıyor. Temel sorunun da yasalara rağmen hiçbir şeyin yapılmaması ve denetlenmemesi olduğunu anlatıyor. Ayrımcılığın hayatlarının bir parçası olduğunu söyleyen Gümüş “Zaten hakkımız olan şeyleri isteyerek almak, istemeden gerçekleşmemesi çok yıpratıcı. Ben, diğer öğrenciler gibi koşa koşa yemekhaneye gidemiyorsam, dersler görsel ve işitsel olarak düzenlenmiyorsa bu bir ayrımcılık. Tek istediğimiz, eşit, erişilebilir ve engelsiz bir yaşam” diyor.
'Yeni binalarda bile rampa ve asansör yoktu'
Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi 24 yaşındaki Ulaş Yağan da kanuni haklarını istemek zorunda kalan bedensel engelli bir öğrenci. Üniversitenin Davutpaşa Kampüsü’nde Bilgisayar Öğretmenliği ikinci sınıfta okuyan Yağan, ilk başlarda okulda sıkıntı yaşadığını belirterek şöyle konuşuyor:
“İlk iki hafta derslere giremedim. Çünkü dersler, engellilerin ulaşamayacağı dersliklerdeydi. Bölüm başkanı desteğini esirgemedi. Dekan ile görüşüp girebileceğim dersliklere aldırdı dersleri. Kampüsteki yeni binalar bile erişime uygun değil. Oysa kanunen o binaların erişilebilir yapılması gerekiyor. Engelli asansörü var ama ara katlarda duramıyor. Örneğin iki ve üçüncü katın arasında derslik var. Merdivenle iniliyor. Arkadaşlarım taşıyordu beni önceden. Sonra okul yönetimi oraya benim için küçük bir asansör ekledi. Yemekhanede yemek yiyemiyordum çünkü yeni yapılan bir bina olmasına karşın asansörü yoktu. Üniversitenin engelli birimi ile iletişime geçtim. Hocaların yemek yediği giriş kattaki bölümde yemek yiyorum. Kütüphaneye girişe de ufak bir rampa yaparak sorunumu hallettiler. Hocalarım destek oluyor ama inşaatların denetlenmesi ve belediyelerin eksiklere göz yummaması lazım."
Eğitimin yasal hakları olduğunu anlatan Yağan, engellerle karşılaştıkça psikolojik olarak yıprandıklarını ve kendilerini eğitimlerine veremediklerini söylüyor.
'Derslerde daha çok görsel anlatım olsaydı keşke'
İşitme engelli Işık Üniversitesi Yazılım Mühendisliği öğrencisi Yenal Küçükoğlu da zoru başararak üniversiteye kadar gelenlerden. Okulunun tek işitme engelli öğrencisi. İki kulağında da işitme cihazı var. Küçükken aldığı konuşma terapileri sayesinde konuşabiliyor. "İşitme engelliler okuluna gitsem ve işaret dili öğrenseydim konuşmayı öğrenemezdim" diyen Küçükoğlu derslerde yaşadığı sıkıntıyı şöyle anlatıyor:
“Normal insanlar gibi sesleri duyamıyorum. Derslerde bazı öğretmenlerin söylediklerini anlamıyorum. Genelde dudak okuyorum. Ancak ne yazık ki bazı insanlar çok hızlı konuşuyor ya da dudaklarını çok oynatmadıkları için anlamıyorum. Mesela hoca ödev verdi ya da sınavla ilgili ipucu verdi. Ben bu önemli şeyleri kaçırabiliyorum. Arkadaşlarıma soruyorum, yardımcı oluyorlar. Derslerde görsel anlatım olsa çok daha rahat ederdim. Bazı öğretmenler söylediklerimi anlamıyorlar, yeteri kadar destek alamıyorum.”
Türkiye’de engellilere yeteri kadar destek verilmediğini anlatan Küçükoğlu “Engelli arkadaşlar, insanların ne dediklerini umursamasınlar. Çünkü onlar 'Sen engellisin, yapamazsın' diyor. Ben kendi çabam ve ailemin desteğiyle buralara kadar geldim. Hayat bir savaş ve mücadele etmeden kazanılmıyor” diye konuşuyor. Okulda bazı arkadaşlarının onunla çok fazla iletişime geçmediğini de anlatan Küçükoğlu, "Benimle nasıl iletişime geçeceklerini bilmiyorlar. Sorun etmiyorum. İnsanlar işitme engellilere acıyarak bakıyor. İşitme engelliler de toplum içinde konuşmuyor, çekiniyor. Hiç çekinmeden, umursamadan ortamlara girmek lazım. Utanmaya gerek yok" diyor.
YÖK: Tüm üniversitelerde 'Engelli Öğrenci Birimi' var
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) da engellilerin üniversitelere erişimi ile ilgili çalışmalar yapıyor. YÖK'e ne gibi çalışmalar yaptıklarını sorduk. YÖK Basın Müşavirliği'nden yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'deki 173 üniversitede 'Engelli Öğrenci Birimi'nin olduğu, YÖK'ün de bu birimlerin ve üniversitelerin konuyla ilgili çalışmalarını takip için bir veri tabanı oluşturduğu ifade edildi. Üniversitelerin mimari erişimi ile ilgili takibin ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığı belirtildi.
Engelli öğrencilere kolaylıklar tanındı
Ayrıca açıklamada, 2007'den beri YÖK'te Engelli Öğrenci Komisyonu'nun faaliyet gösterdiği belirtilerek eğitimde yapılan düzenlemelerle ilgili de şu bilgiler verildi:
"Anadolu Üniversitesi Engeliler Entegre Yüksekokulu'na kabul edilecek işitme engelliler için ÖSYS puanı 130'dan 120'ye indirildi. Özel yetenek ile öğrenci alan programlarda engellilerin, 140 puan şartı aranmaksızın özel yetenek sınavlarına alınmasına karar verildi. 2013'te işaret dili dersi tüm yükseköğretim programlarında seçmeli ders oldu. Gelecek akademik yılda ise İşitme Engelliler Öğretmenliği programında zorunlu ders olarak okutulacak. "
Umay Aktaş Salman, Al Jazeera Türk
İlgili Dosyalar:
- engelli ogrenci [JPG] [173.53K]