Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Türkiye İnsan Hakları Gündemi Konferansı Tamamlandı

Türkiye üniversitelerinde insan hakları alanında araştırma yapan ve ders veren genç akademisyenlerden oluşan İnsan Hakları Araştırmaları Ağı tarafından Türkiye'de yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek için düzenlenen "Türkiye İnsan Hakları Gündemi" adlı konferans tamamlandı.

İçerik Alınlık Resmi

Türkiye üniversitelerinde insan hakları alanında araştırma yapan ve ders veren genç akademisyenlerden oluşan İnsan Hakları Araştırmaları Ağı tarafından Türkiye'de yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek için düzenlenen "Türkiye İnsan Hakları Gündemi" adlı konferans tamamlandı.

haber fotoğraf
İstanbul Teknik Üniversitesi Taşkışla Kampüsü'nde bulunan Nezih Erdem Konferans salonunda gerçekleştirilen ve üç gün süren konferansta "Türkiye'de şiddet hikayeleri", "Ceza ve Cezasızlık politikaları: Hukukun araçsallığı" ve "Türkiye'nin misafirleri göçmen ve mülteciler" başlıklı sunumlar yapıldı. Konferansın programında "Türkiye'de kadın olmak", "Cezaevlerinde ayrımcılık ve şiddet", Kürt sorunu ve barış sürecinde konuşulmayanlar" ile "Sınırlarda yaşamak" konuları da tartışıldı. Konferansın "Cezaevlerinde ayrımcılık ve şiddet" başlığında düzenlenen oturumuna Lambdaİstanbul üyesi Elif Avcı, Gündem Çocuk Derneği üyesi Emrah Kırımsoy, Avukat Nurşan Rotinda Polat ve avukat Gurbet Uçar, Sivil Toplum Derneği üyesi Mustafa Eren konuşmacı olarak katıldı.

73 LGBT bireyi 18 ayrı cezaevinde

"Türkiye'de LGBT mahpus olmak" başlıklı sunum yapan Lambdaİstanbul üyesi Elif Avcı, cezaevlerinde özgürlüğünden alıkonulmuş herkesin eşit olduğunu ve her hangi bir ayrımın yapılmaması gerektiğini söyledi. LGBTİ bireylerin cezaevlerinde karşılaştığı sorunlara değinen Avcı, Türkiye'nin 18 farklı cezaevinde 73 LGBTİ bireyin bulunduğunu belirten Avcı, "Bunlara ulaşmak çok zor. Her zaman önünüze güvenlik nedenlerini çıkarıyorlar" dedi. LGBT bireylerinin cezaevlerini girişten itibaren kimliklerinden dolayı birçok hak ihlali ile karşı karşıya kaldıklarının altını çizen Avcı, "Cezaevlerine girişte yapılan aramalarda kimlerin bunları arayacağı henüz beli değil. Dolayısıyla burada ilk olarak taciz ile karşı karşıya kalıyorlar. Daha sonra kaldıkları koğuşlarda bu devam ediyor. Hastalıkları konusunda her hangi bir yardım sağlanmıyor. Bu süreç cezaevinden çıkana kadar devam ediyor" dedi.

'İnfolog üretilmeye çalışılıyor'

"Türkiye'de Çocuk olarak infaz kurumunda yer almak" başlıklı sunumu yapan Gündem Çocuk Derneği üyesi Emrah Kırımsoy, çocukların cezaevinde olması düşüncesinin bile kabul edilebilir bir düşünce olmadığını söyledi. Kırımsoy, 2013 yılı Aralık ayı itibarıyla Türkiye'de bin 978 çocuğun cezaevinde olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan'ın 2006 yılında "Çocukta olsa kadın da olsa güvenlik güçleri gerekeni yapar" sözünden sonra Türkiye'de siyasi çocuk tutsakların arttığını aktaran Kırımsoy, "Bundan sonra cezaevinde çocuk sayısı arttı ve bununla birlikte hak ihlalleri de arttı. Adeta Yılmaz Güney'in 'Duvar' filmindeki sahneleri aratmayan şeyler yaşandı. Bunun son örneklerini Pozantı ve Antalya cezaevlerinde gördük" dedi. Türkiye'de çocuklara ait bir cezaevinin olmadığını, çocuk cezaevleri olarak gösterilen cezaevlerinin ise koşuları itibarıyla çocuk cezaevi olmadığını ifade eden Kırımsoy, "Bu çocuklara pisiko-sosyal destek sağlanmalı. Ama bu birimler çoğaltılacağına infaz koruma memuruna bu öğretilmeye çalışılıyor. Deyim yerindeyse 'infolog' üretilmeye çalışılıyor" şeklinde konuştu.

'Ölümden daha beter bir cezalandırma sistemi getirdiler'

"Ömürlük bir ceza: ağırlaştırılmış müebbet" başlığında sunum gerçekleştiren avukat Nurşan Rotinda Polat ise, ağırlaştırılmış hapis cezasının 2001 yılından idam kaldırılması ile birlikte yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Polat, "Ölüm cezasını kaldırdılar sevinelim dedik ama ağırlaştırılmış müebbette uyguladıkları infazlar ile ölümden daha beter bir cezalandırma sistemi getirdiler" dedi. Ağırlaştırılmış müebbet cezasının çoğunlukla siyasi mahpuslara uygulandığını ifade eden Polat, "Bunlar tek kişilik hücrelerde ölüme mahkum ediliyorlar. Tek kişilik hücrelerde kalmalarına rağmen çeşitli infaz cezaları ile hücre içinde hücre cezası uygulanıyor. 1 saat bile havalandırmaya çıkarılmasına izin verilmiyor sürekli cezalar verilerek" dedi. Yine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen tutukluların yaşam koşularının da çok ağır olduğunu belirten Polat, "Buradaki tutsaklar çok kısa zamanda hastalanıp yaşamını tek başına idame edemez duruma geliyor. Bunlar hasta olmasına rağmen tek başına bırakılıyor. Yine sürekli sürgün edilip ailelerinde uzak cezaevlerine götürülüyor" dedi.

Kaynak:Haberfx

İlgili Dosyalar:

  1. haber fotoğraf [JPG] [12.45K]
Share
İlgili Eğitim