TPD'nin düzenlediği, toplumsal travmalar ve onarım sürecinin ele alındığı toplantıda adalet, "telafi" gibi kavramların süreci nasıl etkilediği, Van depreminin yarattığı travmalar ve psikososyal etkileri tartışıldı.
Uluslararası Travma Çalışmaları Programı Koordinatörü (ITSP) Sõren Buus Jensen, konuşmacı olarak katıldığı "Toplumsal Travmalar, Van Deneyimi, Kriz Ortamında Psikososyal Hizmetlerin Örgütlenmesi" başlıklı toplantıda, toplumsal travmaların ardından "onarım" için çalışmaların hemen başlatılması gerektiğini söyledi.
Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) İstanbul ve Kocaeli şubeleri ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV)'in beraber düzenledikleri toplantı dün gerçekleştirildi.
Van depremi vesilesiyle toplumsal travmaların etkilerinin tartışıldığı toplantıya Sõren Buus Jensen'in yanı sıra Kocaeli Üniversitesi'ne bağlı Ruhsal Travma ve Afet Çalışmaları Birimi'nden Tamer Aker ve TPD Ruhsal Travma ve Afet Çalışmaları Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü Feyza Çelik konuşmacı olarak katıldı.
Toplumsal onarımın kriterleri
Çatışma ve savaş yaşamış ülkelerde travmaların onarılması süreçlerinde acil psikososyal hizmetlerin örgütlenmesinde çalışmış olan Jensen konuşmasında, ruh sağlığında insan hakları açısından toplumsal onarım süreci hakkında bilgi verdi.
Toplumsal onarımı insan hakları ihlallerinin ortadan kalktığı toplumlarda ruh sağlığının ele alınması anlamına geldiğini anlatan Jensen, toplumsal düzeyde iyileşme için gerekli altı kriterden söz etti: Gerçek, adalet, telafi, uzlaşma, insan hakları eğitimi ve zamanlama-öncelik.
Hiçbir yerde bu altı kriterin tam olarak karşılanmadığını vurgulayan Jensen sözünü ettiği "reçete"yle ilgili örnekler de verdi. Toplumsal travmaya neden olan olayların sorumlularının yargılanması gerektiğini, konunun dava konusu olması gerektiğini, insan hakları mağdurlarının kayıplarının, maddi ya da özür biçiminde telafisi yönünde hareket edilmesi gerektiğini anlattı.
Böylece bir uzlaşma aşamasına geçilebileceğini söyleyen Jensen, toplumda bu sürecin hemen başlatılmasının önemine de dikkat çekti. "10 sene sonra olursa işe yaramaz. Şili'de gerçeğe ulaşıldı ama adalete ulaşamadılar. Sembolik düzeyde telafi sağlandı... Ruanda'da adalete ulaşılamadı. Sorumlu olduğu düşünülenler linç edildi. İnsan hakları ihlali yaşandı..."
Kısa ve uzun vadeli çalışmalar
Çelik ve Aker ise konuşmalarında toplumsal travmanın bir başka boyutu olarak deprem üzerine odaklandı.
Tamer Aker farklı ülkelerdeki afetlerde ve Türkiye'de yaşanan önceki depremlerin sonrasında gözlemledikleri hakkında bilgi verirken afet sonrası örgütlenmenin önemini vurguladı. Bireyler üzerinde en sık gözlenen problemlerin başında travma sonrası stres bozukluğunun ve majör depresyon belirtilerinin geldiğini söyledi.
Feyza Çelik ise Van depremindeki deneyimlerini aktardığı sunuşunda deprem sonrası tanık oldukları koordinasyon problemlerini dile getirdikten sonra hastane çalışanları, itfaiye ekipleri gibi risk altındaki gruplardan söz etti. Çelik kısa, orta ve uzun dönemlerde yapılacak müdahalelerin önemini de vurguladı. Orta vadede, çadırkentlerde psikososyal hizmet vermenin ve psikiyatrik poliklinik hizmetinin değerine; uzun vadede de afet sonrası alanda çalışanlara ruhsal travmaya yaklaşım eğitimi verilmesinin önemine dikkat çekti.
http://bianet.org/bianet/toplum/134753-toplumsal-onarim-hemen-baslamali