Çünkü kadına yönelik şiddet suçtur.
Siirt’te dördü kardeş, 7 ilköğretim okulu öğrencisi kız çocuklarına 14- 70 yaş arası onlarca erkek tecavüz etmiş, başta Adalet Bakanı olmak üzere, Kadın ve Aileden sorumlu Devlet Bakanı ve Milli Eğitim Bakanı ise toplumsal hafızada derin psikolojik travmalar yaratacak bu gerçeği gizleyerek suça ortak olmayı seçmişlerdir. Şu anda yapılan Siirt halkına ilaveten tüm Türkiye’nin suça ortak edilme çabasıdır. Öfkeliyiz, kızgınız, isyan ediyoruz! Erkek egemenliğine ve kapitalizme karşı mücadele ediyoruz.
KADINLAR YÜRÜYOR MÜCADELE BÜYÜYOR
Ve şu anda Siirt halkı gibi tüm Türkiye susturularak bu suça ortak olmaya teşvik ediliyor. Ancak biz kadınlar öfkemizi, isyanımızı dile getirmekten dün olduğu gibi bugün de çekinmiyoruz. Çünkü kadına yönelik şiddet suçtur.
Bugüne kadar namus kisvesi altında işlenen yüzlerce cinayet, tecavüz, istismar karşısın da sessiz kalınmıştır. Ama bu olay bize bir kez daha “artık yeter” dedirtecek boyuttadır. Erkek şiddetinin türlü biçimleriyle karşılaştık ve bunlara isyanımızı defalarca dile getirdik. Ama bu olay göstermiştir ki erkek şiddeti her gün daha vahim, daha ürkütücü biçimiyle üstelik devleti de yanına alarak varlığını sürdürmeye, kadınların hayatını cehenneme çevirmeye devam etmektedir. Bugün Siirt’te defalarca tecavüz suçunu işleyen erkeklerin ve devletin arasındaki dayanışma “gizlilik” kisvesi altında güçlendirilmektedir. Olaya öncelikle müdahale etmesi beklenen Vali ve Emniyet Müdürü organize bir biçimde çalışarak Siirt’in adı kötüye çıkmasın diye, 7 kız çocuğunun tecavüz edildiği bilgisini ilin sınırları dışına taşırmayacak kadar itinalı hareket etmişlerdir. İfadelerde adı verilmek istenmeyen polis ve askerin de tecavüze adı karışmış olması, Siirt’in önde gelen esnaflarının, 70’lik şeyhlerinin, okul müdür yardımcısının da işin içinde olması, yaşananların bir sır gibi saklanması için yeter sebep olmuştur. Siirt’te yaşanalar bizlere bir kez daha erkek şiddetinin en uç noktasını göstermiştir.
KADINA YÖNELİK ŞİDDETE SON
Artık yeter diyoruz!!!! Kadınların yaşadığı tacizler, tecavüzler münferit olaylar olarak değerlendirilemez. Aynı Hüseyin Üzmez olayında olduğu gibi Siirt’te de devlet kurumları, esnaflar, şeyhler, parti başkanları iğrenç bir dayanışma örneği göstererek 7 kız çocuğunun 2 yıl boyunca 100 erkek tarafından cinsel tacize ve tecavüze maruz kalmasına göz yummuşlardır.
Olaylardan hemen sonra açıklama yapan Siirt valisi, halkı susturmuş; savcılığın ve bakanların devreye girmesi ile birlikte olayla ilgili hiçbir haberin basına sızmaması için, soruşturma “gizlilik kararı” çerçevesinde yürütülmüş; "T.C. Anayasası’nın 26. ve 28. maddeleri ve 5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 3/2 maddesi” gereğince yayın yasağı getirilmiştir. Merak ediyoruz; tecavüzün, cinsel istismarın suç olduğunu bile bile, bir daha yaşanmasının önüne geçmek yerine suçluların kaçırılması, gizlenmesi nedendir? Daha kaç kadının, kaç çocuğun bu vahşeti yaşaması gerekiyor?
Yoksul bir ailenin çocukları olmanın cezasını bütün bir kentin erkeklerinin tecavüzü ile ödemek zorunda bırakılan H.T ve S.T. kız kardeşler gibi nice yoksulların kaderi bu mudur? Bütün bu yaşananların sorumlusu olan ve tecavüze, cinsel istismara, şiddete maruz kalan çocuklara sahip çıkamayan bütün sorumluları, bakanından okul müdürüne kadar istifa etmelidir. Kadınların kaderini şiddet, taciz, tecavüzü olarak reva görenlerden hesabını soracağız.
ERKEK VURUYOR DEVLET KORUYOR
Öfkemiz de isyanımız da çok büyüktür çok. Bütün bu isyanın beslediği kadın dayanışması ile bütün sorumlu ve suçluların takipçisi olacağız. Tecavüzcülerin korunmasına izin vermeyeceğiz; bütün taciz ve tecavüz suçlularına ceza indirimi uygulanmasına izin vermeyeceğiz. Susmayacağız, erkek şiddetine ve kapitalizme karşı sesimizi daha da fazla yükselteceğiz.
TACİZE, TECAVÜZE SESSİZ KALMAYCAĞIZ
ESKİŞEHİR DEMOKRATİK KADIN PLATFORMU