Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, İstanbul’a daha fazla Suriyeli mültecinin kaydının alınmayacağını açıkladı. Uzmanlar, uydu kentlere yönlendirilen hassas grupların risk altında olduğu görüşünde.
Suriye'de savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Y.B. (67) ile oğlu A.B. (23) yaşadıkları sağlık sorunları nedeniyle Ankara'dan İstanbul'a taşındı. Baba ve oğul, geçici koruma kimlik belgeleri için kayıtlarını Ankara’da yaptırmıştı. Yaklaşık üç yıldır İstanbul’da ikamet eden Y.B. ve A.B., ikamet ili değişikliği talebiyle Ankara İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne başvurdu. Fakat İstanbul İl Göç İdaresi Müdürlüğü, kayıt ili değişikliğini kabul edilmediği söyledi. Sağlık sorunları yaşayan baba ve oğul kayıt talepleri reddedildiği için İstanbul’da kamusal sağlık hizmetlerine erişim sağlayamıyor.
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, konuyla ilgili DW Türkçe’ye verdiği bilgide, İstanbul’a kayıt alınmadığını doğruladı. Açıklamada, İstanbul’un dünyanın en kalabalık şehirleri arasında yer aldığı belirtilerek, Türkiye’nin diğer batı illeri gibi geçici koruma altındaki Suriyeliler için de bir çekim merkezi durumunda olduğu ifade edildi. Açıklamanın devamında, “Yapılan değerlendirme sonucunda, verilen hizmetlerin sağlıklı ve sürdürülebilir olması için İstanbul ili geçici bir süre olmak kaydıyla geçici koruma altına alınacak Suriyelilerin ilk kaydına kapatılmıştır. İstanbul sınırları içerisinde yeni kayıt alınmamakla birlikte halihazırda alınmış olan kayıtlar geçerliliğini korumaktadır” ifadeleri yer aldı.
Göç İdaresi'nin 25 Ocak 2018 tarihinde güncellenen verilerine göre, geçici koruma kapsamında İstanbul 540 bin 579 Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapması ile en çok Suriyelinin bulunduğu illerin başında geliyor. İstanbul'u, 466 bin 565 ile Şanlıurfa, 457 bin 670 ile Hatay takip ediyor. Suriyeli nüfusun en yoğun olduğu 10 il listesinde Şanlurfa, Kilis, Gaziantep ve Hatay sınır illeri olarak yer alıyor. Konya'nın da listede 101 bin 934 kişi ile en fazla Suriyelinin bulunduğu listede bulunduğu görülüyor.
“Dengeli dağılım için engelleniyor”
Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (HÜGO) Müdürü Prof. Dr. Murat Erdoğan, Nisan 2011'den bu yana Türkiye'ye gelen Suriyelilerin geçicilik çerçevesinde düşünüldüğünü söylüyor. Erdoğan, Suriyelilerin Türkiye'nin her tarafına büyük ölçüde kendi iradeleri ile dağıldığını, halen Türkiye'nin en fazla Suriyeli barındıran ilk 10 ilinin sadece 4'ünün sınır illeri olduğunu belirtiyor. 2016 sonrasında devletin mobilizasyonu engellemek için kayıt olunan kentin dışına çıkışı izne bağladığını hatırlatan Erdoğan, “Daha da önemlisi kendilerine verilen başta sağlık olmak üzere hizmetlerin ancak kayıt olunan kentte yaşamaları ile mümkün olması düzenlendi” diyor.
Bazı şehirlerde yığılma yaşandığını belirten Erdoğan, “İller de dengeli dağılım için geçici koruma kayıtlarını sürekli ya da geçici dönemlerde engelleyebiliyor. Ancak bu konuda sağlıklı bir kota sistemi olmaksızın illerin tek başına inisiyatif alması oldukça sorunlu olabilir” diye ekliyor. Öte yandan, Erdoğan’a göre, Afrin Operasyonu sonrasında Suriyeliler konusunda değişen söylem ve yaklaşan seçimler ilerleyen günlerde bu süreçte önemli bir rol oynayacak.
“Yabancılar için de iş açısından önemli”
Uluslararası Af Örgütü Mülteci Hakları Koordinatörü Volkan Görendağ’a göre, kayıtların kapatılması Suriyelilerin gelişini engellemeyecek. Görendağ, “İstanbul Türkiye vatandaşları için nasıl bir cazibe merkezi ise Türkiye'ye sığınan yabancılar için de iş imkanları açısından önemli bir şehir” diyor. Görendağ, şimdiye kadar İstanbul'a gelip kayıt altına alınan mültecilerin yanı sıra kayıt olmayı bekleyen çok sayıda mültecinin olduğunu söylüyor. “Bu nüfus yaşamlarını kayıtsız olarak sürdürmeye çalışacaklar. Bu da temel kamu hizmetlerinden mahrum bir şekilde yaşamaları anlamına geliyor” diyen Volkan Görendağ, kayıt konusunda halen sıkıntılar yaşandığına dikkati çekiyor.
“Hassas gruplar için mağduriyeti artırıyor”
Göçmenlerle çalışmalar yürüten sosyal çalışmacı İlksen Gürsoy ise Suriyelilerin daha çok Göç İdaresi’nin belirlediği İç Anadolu’daki uydu kentlere yönlendirildiğini belirterek, “Kalabalık olduğu için İzmir, Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlere ya da yurt dışına gitme ihtimalleri olduğu için Edirne gibi sınır illerine gönderilmiyorlar” diyor. “Örneğin, Yozgat muhafazakar bir yer. Kadınlar ve LGBTİ’ler için güvenlik riski daha fazla. Dolayısıyla söz konusu uygulama hassas gruplar için mağduriyeti artırıyor” diyen Gürsoy, uydu kent zorunluluğunun iş bulma olasılığını düşürdüğünü de ekliyor.
Deutsche Welle Türkçe - Burcu Karakaş
İlgili Dosyalar:
- haber fotoğrafı [JPG] [46.52K]
- haber fotoğrafı [JPG] [50.19K]