Ana içeriğe atla
Image
STGM Açıklama
Share

STGM Yönetim Kurulundan Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifine Dair Açıklama

Geçtiğimiz Perşembe günü Meclis Başkanlığı'na sunulan ve Adalet Komisyonu'nda görüşülerek kabul edilen Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi'nde yer alan bazı maddeler sivil toplumu da ilgilendiriyor.  Kanun teklifi Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilirse Dernekler Kanunu'nun yedi, dernek faaliyetlerini ilgilendiren Yardım Toplama Kanunu'nun ise dört maddesi değiştirilecek.

16 Aralık 2020'de Meclis gündemine gelen ve sivil toplum örgütlerini yakından ilgilendiren "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi" tartışılmaya devam ediyor. İlgili düzenlemeye ilişkin STGM Yönetim Kurulu bir açıklama yaptı. 

Mevzuatta öngörülen değişiklikler sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını kısıtlanacağına dair endişeleri beraberinde getirirken, STGM Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada, kanun teklifinin adı ve gerekçesi kitle imha silahlarının yayılması ve terörün finansmanının engellenmesi olarak sunulsa da, ilgili düzenlemenin daha çok 5253 Sayılı Dernekler Kanunu ve 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda değişiklikler öngördüğüne dikkat çekti. 

Açıklamada Türkiye'deki  sivil toplum kuruluşlarının dünyanın pek çok ülkesine kıyasla daha ağır bir denetim ve kontrol kurallarına tabi olduğu vurgulanırken,  teklif edilen kanunun gerekçesiyle bağlaşmayan ve temel hak ve hürriyetleri daha fazla kısıtlamayı doğuracak değişiklikler önerildiği belirtildi. Kanun teklifindeki değişikliklerin örgütlenme özgürlüğüyle ilgili temel evrensel ilkelerle uyuşmazlık içinde olduğu da vurgulandı.  

Açıklamada, "Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu’nu 11.Plan doğrultusunda gözden geçirmek üzere kapsayıcı bir istişare süreci başlatılmalıdır. Bugün ülkemizin temel hak ve özgürlüklerin daha fazla kısıtlanmasına değil, bilakis bu özgürlüklerin alanının evrensel ölçüler uyarınca genişletilmesine ihtiyaç vardır. Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği bu süreçte üzerine düşen katkıyı vermeye hazırdır." çağrısı yer aldı.

STGM Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklama şu şekilde:

“Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi” 16 Aralık 2020 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulmuş, 18 ve 19 Aralık 2020 tarihlerinde esas komisyon olarak Adalet Komisyonunda görüşülerek kabul
edilmiştir.

Her ne kadar teklif edilen kanunun adı ve gerekçesi kitle imha silahlarının yayılması ve terörün finansmanının engellenmesi olarak sunulsa da, teklif ağırlıklı olarak 5253 Sayılı Dernekler Kanunu ve 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda değişiklikler öngörmektedir. Kitle imha silahlarının yayılmasının engellemesi, kara para aklama suçlarının ortadan kaldırılması, terörün finansmanı ile mücadele etme, bugün bütün insanlığın önünde duran önemli görevler arasındadır. Bu suçların işlenmesinde, kamu kurumları ve özel sektör kuruluşları suiistimal edilebildiği gibi sivil toplum kuruluşlarının da suiistimal edilebileceği açıktır. Sivil toplum kuruluşlarının bu suiistimalin engellenmesine taraftar olacakları gibi, mücadele içinde aktif katkı sağlamaya da açıktırlar.

Bu doğrultuda, G-7 ülkeleri tarafından hükümetler arası bir forum olarak kurulan FATF’nin (Mali Eylem Görev Gücü-Financial Action Task Force) sivil toplum kuruluşlarını ilgilendiren tavsiyeleri de dikkate alınarak ve gerekli çalışmaların yürütülmesinde tartışma yoktur. Örneğin 2019 yılında T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanlığı, terör ve terörün finansmanıyla ilgili konularda bilgilendirilmeleri ve konuya karşı duyarlılıklarının ve farkındalıklarının artırılması amacıyla “Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşların Terörün Finansmanı Amacıyla Suistimalinin Önlenmesine Yönelik Rehber” yayınlamıştır.

Söz konusu Kanun Teklifi’nin gerekçesinde, yapılan düzenlemelerin amacının FATF’ın sivil toplum kuruluşlarıyla ilgili düzenlemelerin gözden geçirilmesini öngören 8.Tavsiyesi dayanak gösterilmektedir. Ancak, FATF’in önerileri Teklif’te yer alan düzenlemeleri zorunlu kılmamaktadır. Bir örnek vermek gerekirse, bırakalım Teklif’te yer alan olağandışı katı düzenlemeleri, FATF üyesi olan Finlandiya’da yardım toplama faaliyetleri yıllık 20 bin Avro’ya kadar izne bile tabi değildir ve buna rağmen Finlandiya FATF’e göre riskli ülke sayılmamaktadır. Bu nedenle, zaten ağır bürokratik koşullar içeren yardım toplama mevzuatına ağır cezai ve idari yaptırımlar eklemeyi öngören Teklif’in FATF’in önerileriyle ilişkilendirilmesi mümkün değildir. Kaldı ki FATF, sivil toplum kuruluşlarının terörün finansmanı konusunda özel olarak zayıf olduğu gibi bir iddiaya sahip olmadığı gibi, bütün sivil toplum kuruluşlarına uygulanacak tek bir kural olmaması gerektiğini de ifade etmektedir.

Ülkemizde sivil toplum kuruluşları dünyanın pek çok ülkesine kıyasla daha ağır bir denetim ve kontrol kurallarına tabidir. Ülkemizin bu açıdan bir zayıflık söz konusu olmadığı gibi, Kanun Teklifi ile 5253 Sayılı Dernekler Kanunu ve 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda Teklif’in gerekçesiyle bağlaşmayan ve temel hak ve hürriyetleri daha fazla kısıtlamayı doğuracak değişiklikler önerilmektedir. Bu değişiklikler FATF tavsiyeleri açısından gerekli olmadığı gibi, örgütlenme özgürlüğüyle ilgili temel evrensel ilkelerle de uyuşmazlık içindedir.

Özellikle Dernekler Kanununa eklenmek istenen 30/A maddesi ile derneğin genel kurulu dışındaki organlarında görevli olanlar veya ilgili personel hakkında soruşturma başlatılması halinde bu kişiler veya bu kişilerin görev yaptığı organlar geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılabilmesinin önü açılması ülkemizde açılan soruşturmaların yıllarca
sürebildiği düşünüldüğünde örgütlenme özgürlüğüne olağan bir dönemde, olağanüstü yönetim usullerinin uygulandığı dönemlerde izin verilen çerçeveyi dahi aşan sınırlamalar getirmektedir.

Teklifin ikinci bölümünü oluşturan ve özellikle Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu’nda değişiklik öngören maddeler söz konusu tekliften çıkarılmalıdır.

Bilindiği üzere, 11.Kalkınma Planı, “sivil toplum bilincinin gelişmesi, örgütlü sivil toplumun güçlenmesi, STK’ların saydamlık ve hesap verebilirlik ilkelerine uygun bir yapıya kavuşması ve devletin karar alma süreçlerine etkin katılımının sağlanması temel amacı” doğrultusunda kapsayıcı bir çerçeve düzenleme öngörmektedir (776.1.) Ayrıca “karar alma ve mevzuat hazırlama süreçlerinde STK’ların katılımını ve etkinliğini artıracak çalışmalar” yürütülmesi de 11. Plan Kararları arasında yer almaktadır.

Öte yandan, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü 2021-2025 dönemini kapsayan “Sivil Toplum Strateji Belgesi ve Eylem Planı” hazırlık çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çerçevede ilk Sivil Toplum İstişare Kurulu Toplantısı 27 Kasım 2020 tarihinde, Ankara’da gerçekleştirilmiştir.

Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu’nu 11.Plan doğrultusunda gözden geçirmek üzere kapsayıcı bir istişare süreci başlatılmalıdır.
Bugün ülkemizin temel hak ve özgürlüklerin daha fazla kısıtlanmasına değil, bilakis bu özgürlüklerin alanının evrensel ölçüler uyarınca genişletilmesine ihtiyaç vardır. Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği bu süreçte üzerine düşen katkıyı vermeye hazırdır.

Saygılarımızla

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği
Yönetim Kurulu

İlgili Eğitim