Sosyal Kuluçka Merkezi, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde 2014 yılının son günlerinde kuruldu. Üniversitenin Santral İstanbul Kampüsü’nde açılan merkezin amacı, sivil toplum kuruluşlarına akademik, lojistik ve nihayet az da olsa finansal destek vermek. Fakat asıl hedef, STK'ların kendi ayakları üzerinde durabilmelerine katkı sağlamak.
Türkiye’de sivil toplum halen gelişme aşamasında. 2013 yılının rakamlarıyla Türkiye’de 4 bin 734 vakıf var. Vakıflara üye olanların sayısı da 1 milyon 160 bin kişi. Dernekler ve üyelerinin sayısı çok daha fazla, 100 bin 363 derneğe üye; 8 milyon 852 bin kişi var. Sayılar fazla gibi görünebilir. Oysa istatistikler, özellikle batı ülkeleri ile kıyaslandığında Türkiye toplumunun sivil toplum ile gönüllülük ilişkisi kuran kesimlerinin yüzde 10 seviyesini aşamadığını, bu düzeyin de standartların altında olduğunu gösteriyor. Bilgi Üniversitesi bünyesinde geçen yılın son günlerinde faaliyete başlayan Sosyal Kuluçka Merkezi de sivil toplum çalışmalarına katkı sağlamayı amaçlıyor.
Hak mücadelesi temelli STK'lar için bir merkez
Üniversitenin öğretim görevlisi ve Sosyal Kuluçka Merkezi Koordinatörü Yörük Kurtaran, Türkiye’de ilk kez sadece kar amacı gütmeyen sivil toplum girişimleri için bir merkez kurulduğunu söylüyor. Kurtaran’a göre kısıtlı katılım, kapasite sorunları, Sivil Toplum Kuruluşlarındaki (STK) gerontokratik yani en kıdemli, yaşça en büyük olanın yönettiği ve erkek egemen yönetim ve üye yapıları ile mali kaynaklara ulaşmada yaşanan sorunlar, Türkiye sivil toplumunun karakteristik özelliklerinden olmaya devam ediyor.
Kurtaran, “Merkeze 77 STK başvurdu. Bunlar içinden Danışma Kurulumuz ile beraber 13’ünü seçtik, buraya davet ettik. Biz bu kurumların her biriyle bir sene boyunca yapmak istedikleri projeler ya da ihtiyaçları konusunda bir stratejik plan oluşturarak bu plana göre onlara danışmanlarını bulacağız, o danışmanlar ile oturup çalışacaklar. Yine bu stratejik plan çerçevesinde burayı bir okul olarak kullanacaklar” diyor.
Kurtaran, Açık Toplum Vakfı’nın ana desteği, İsveç Konsolosluğu ile Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği’nin katkılarıyla kurulan Kuluçka Merkezi’ne başvuran STK’ların hak mücadelelerini temel alması gerektiğini de belirtiyor.
Eğitim hizmeti, danışmanlık ve finansal destek
Merkez bazı temel hizmetler sunuyor. Birincisi STK’lar için ofis, eğitim, danışmanlık, atölye olanakları, yemek ve seyahat finansmanı sağlıyor. İkinci olarak katılan STK’lara akademik destek veriyor. Ayrıca programa seçilmese de her STK’ya açık destek programları yürütüyor. Şu anda 13 STK dışında 4 kuruluş da danışmanlık hizmeti alıyor.
Aktaş derneğin amacını, “Sosyal bilime eleştirel olarak yaklaşan bir grubuz. Bilimin kendisinin toplumsal bir faaliyet olduğunu düşünüyoruz. Bilimin ana malzemesi o sorunu yaşayanlardır, sorunun bileşenleridir. Kendi deneyimleri üzerinden insanlar pekâlâ bu bilgiyi üretebilir, paylaşıma sokabilir. Bu anlamda akademi ve akademi hiyerarşisine bir eleştiri olarak bir araya geldik” diyerek anlatıyor.
Farklı disiplinlerden kişilerin bir araya geldiği bu dernek 2005 yılından beri de “çatışma ve şiddet” gibi toplumsal sorunlar üzerine çalışıyor, çalışma grupları Diyarbakır, Urfa, Van, İstanbul’dan insanlardan oluşuyor. Daha önce aynı üniversitede STK eğitimi aldığını, Kuluçka Merkezi’nden de eğitiminin bir uzantısı olarak haberdar olduğunu anlatıyor. Merkezde farklı alanlarda çalışan gruplar ile birlikte bulunmanın kendileri için yarattığı faydadan söz ediyor:
“Daha önce bir araya gelmediğimiz gruplar ile aynı ortamı paylaşmak deneyimlerin ortaklaşması açısından verimli oluyor. İstanbul gibi bir yerde düzenli bir ofis tutulması, düzenli bir çalışma ortamı sağlanması zordur. Böyle bir imkânın sağlanmış olması bizim açımızdan önemli. Bu da enerjimizi çoğaltan, bizi motive eden bir şey.”
Kendi ayakları üstünde durmayı öğreniyorlar
STK’ların kendi işlerini sürdürmek için bir finansal desteklere ihtiyacı var. Sosyal Kuluçka Merkezi küçük bir destekte bulunuyor. Fakat asıl olarak bu finansman ihtiyacını başka nerelerden karşılayabilecekleriyle ilgili yönlendirme yapıyor. Kurtaran merkezin şu an yürüttüğü faaliyetin amacını, “Temelde yapmak istediğimiz şey herkesin iyi yaptığı işleri birbiriyle konuşturarak yapmak. Bir senenin sonunda yapmak istedikleri şeyi onların önüne bir destek paketi olarak sunmak, ayakları üzerinde kalmalarına yardımcı olmak” diye açıklıyor.
İstanbul; ekonomik, sosyal ve nüfus açısından Türkiye’nin en önemli ve gelişmiş kenti. Dolayısıyla sivil toplum açısından da ev sahibi rolünü üstlenen bir metropol. İstanbul’da 21 bine yakın dernek, 1493 vakıf bulunuyor. Dernek ve vakıf gibi resmi statüsü olan STK’lar dışında, özellikle son yıllarda hukuki yapısı olmayan, platform ve forumlar gibi informal sivil girişimler de var. Bu yapılar İstanbul’da diğer kentlere oranla daha fazla. Bu girişimlerin kendilerine sorun alanı olarak belirlediği konular da daha çeşitli.
Metropol ve sivil toplum
Şehrin sivil toplum açısından da gelişmişliği sonucu sokak protestoları, mahalle inisiyatifleri ağları, kentsel dönüşüm karşıtı hareketler, hak temelli öz örgütlenmeler, belli bir konu temelli yurttaş hareketleri ve forumlar gibi son dönemde Türkiye’nin gündemine oturan sosyal olaylar, hareketler ve fikirler de İstanbul’da kendisine zemin buluyor.
Ayrıca Kurtaran’a göre gelir düzeyinde son 10 yılda yaşanan artış İstanbul’da soylulaştırmaya da neden oldu. Bu da sivil toplum faaliyetinin artışına katkı verdi.
Sosyal Kuluçka Merkezi’nin ilk dönem çalışmaları Eylül ayına kadar devam edecek. Bazı gruplar ile çalışmalar devam edebileceği gibi, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenen diğer kurumlar da çalışmalarına dışarıda devam edecek.