İzmir Şiddete Karşı Kadın Koordinasyonu'nun silah yasa tasarısıyla ilgili basın açıklaması metnini aşağıdan okuyabilirsiniz.
BASINA VE KAMUOYUNA
FAİLİMİZ DEVLETTİR ARTIK
Basında “Aşk Cinayeti”, “Kıskançlık Dehşeti” gibi başlıklar, failleri aklayan, mağdurları suçlayan ifadeler, “Namusumu temizledim, kıskandım, ütülü gömlek istedim, acıktım yemek bulamadım, sevişemedim, seviştim tatmin olamadım, susturamadım, durduramadım, sarhoştum,…” gibi meşrulaştırılan söylemler altında bazen günde 3 den fazla kadın öldürülüyor.
* Bu gerekçelerle 2009 yılında 198 defa öldürüldük, bu yıl Kasım ayı sonuna kadar 199 oldu sayımız. Faillerimiz babalarımız, erkek kardeşlerimiz, kocalarımız, sevgililerimiz, oğullarımız…
El altında bulunması ve kolay erişimi nedeniyle ev cinayetlerinde ateşli silahların kullanımı diğerlerinin 2 katıdır ve ölüm riski 12 kat artar. Özüyle evde ateşli silah bulunması potansiyel tehlike kaynağıdır.
* Dünya’da, her yıl 30.000’den fazla kadın ateşli silahlarla öldürülüyor. Milyonlarcası ise silah zoruyla tehdit ediliyor, kaçırılıyor, tecavüze uğruyor, korkutuluyor ve travmalar yaşıyor.
Yeni düzenlenecek Silah Yasa Tasarısı silah edinmeyi 18 yaşına kadar indiriyor. Ülkemizde özellikle 15-25 yaş arası ölümle sonuçlanan ateşli silahlarla intihar oranı oldukça yüksektir. 25-30 yaş arasında ise ateşli silahlarla ölümler en yüksek düzeye ulaşmakta ve risk 35 yaşa kadar sürmektedir.
* “HATA” yaptığımız gerekçesiyle, toplum tarafından özendirilerek sürüklendiğimiz “intiharlar” ya da en küçük erkek kardeşimize işlettirilen -aslında kolektif hazırlanan- cinayetler yüzünden 5 yılda 1800 kadınız öldürülen.
Politik bir manevrayla seçim sonrasına ertelenen bireysel silahlanmayı teşvik eden yasanın TBMM alt Komisyonundan geçmesiyle kadın ölümlerinin politik olduğu ve devlet eliyle işlendiği tescillenmiştir. Bundan sonra işlenecek tüm kadın cinayetlerinin, tüm kadın “intihar”larının ve kıskançlık/tutku/aşk/namus kısvesi altına süpürülecek ölülerimizin faili devlettir artık.
Bu güne kadar kadın cinayetlerine karşı var gücümüzle attığımız çığlıklarımızı devletin tıkalı kulakları duymadı ve sesimiz erkeklik dünyasının yastıkları altında boğulmaya devam etti. Hükümetin silahı vatandaşların kolayca erişebildiği bir tüketim malına dönüştürme çabasında bunun son örneğini görüyor ve Şiddete Karşı İzmir Kadın Koordinasyonu olarak kamuoyuna duyuruyoruz:
· Yasalara gerek duymayan yargısız infazları kolaylaştıracak, böylelikle hukukun işlerliğini aksatacak, silahlanmayı kolaylaştıran hükümleriyle “varlığımızı” tehdit eden Bireysel Silahlanma Yasa Tasarısı’nın karşısındayız !
· Kişisel güvenlik söyleminden yola çıkarak kamu sağlığını tehdit eden, tek işlevi öldürmek olan silaha sivil erişimin kolaylaştırılmasını ve aynı gerekçeyle işlenen cinayetlerin devlet politikası haline getirilmeye çalışılmasını kabul etmiyoruz!
· Şiddetin en uç noktası olan bireysel silahlanma ve silah sahibi olmak, “yaşam hakkını ihlal etme” potansiyeli taşımak bakımından utanç vericidir. Bu utanca ortak olmayacağız!
· Militarizmin, silahların ve dolayısıyla şiddetin arttığı bir dünya değil, bir birimizi anladığımız ve bunu da şiddetsiz bir yöntem aracılığıyla yaptığımız bir dünya için, bireysel silahlanmayı daha fazla teşvik eden, barışçıl yöntemlerin önünü kapayan bu yasanın onaylanmasını istemiyoruz!
· “Bireysel Silahsızlanma”yı teşvik eden yasaların çıkarılmasını, denetim mekanizmalarının oluşturulmasını ve bu konuda yapılacak tüm çalışmaların toplumun tüm aktörlerinin/kesimlerinin katılımıyla toplumsal boyutta ele alınmasını istiyoruz.
Öldürülen kadınlar belleğimizde,
Kendimiz için…
Çocuklarımız için…
Geleceğimiz için…
Konunun takipçisiyiz ve mücadelemizi birlikte sürdüreceğiz!
İzmir Şiddete Karşı Kadın Koordinasyonu