Çocuk işçiliği ile ilgili Adana’da yaptığı saha çalışmasını aktaran İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Pınar Uyan Semerci, her dönem sınav sonuçlarında ‘çobandı birinci oldu’ gibi haberlerin çocuk işçiliğini meşrulaştıran bir dil olduğunu söyleyerek, medyaya çocuk işçiliği konusunda ciddi sorumlulukların düştüğünü söyledi.
‘Çocuk işçilerle ilgili verilerin belirlenmesi gerekiyor’
Çocuk işçilerin tam sayısı ve konumunun neden net verilerle ortaya konulması gerektiğini açıklayan Pınar, “Çocuk işçilerin verilerinin toplanması önemli bir şey çünkü resmi kayıtların olması gerekir ki doğru verileri ortaya çıkaralım ve doğru refleksler gösterebilelim. Bu yüzden de Türkiye genelinde ne kadar çocuk işçi olduğunu tespit etmemiz gerekiyor. Ayrıca çocuk işçiliği yasadışı bir şey olduğu için veri toplanması ne kadar sağlıklı; yine bir soru doğuruyor. Doğru şekilde sorulan sorularla genel resmi koymamız çocuklarla bireysel mülakatların gerekçesinde var olan durumun ne olduğunu çizmek, çözüme gitmek için birinci koşul” dedi.
‘Sosyal politikalar hayata geçirilmeli’
Çocukların çalışma koşullarını araştırdıklarında, ailelerin koşullarını da gözlemlediklerini söyleyen Pınar, sadece çocuk işçiliğinin değil ailelerin de sosyal durumlarına iyileştirici çözümler getirilmesi gerektiğini belirtti. Pınar sözlerine, “Bununla beraber izlenmesi gereken hem somut denetim hem de sosyal politika. Çünkü bu ailelerin çoğu ihtiyacı olduğu için çocukları çalışmak zorunda. Aileler kendi hayatını devam ettirebilmek için bu çocukları çalışma hayatına itiyorlar. Bu yüzden de çocukların sadece denetimden yanı sıra öncelikle yapılması gereken izlenecek sosyal politikalarla ailelerin refah alanlarını, koşullarını iyileştirmek olmalı. Politikaların yürütülmesi bir zorunluluk olmalı. Yasaların gerçekliğine güvenebilmek için yasaların uygulamayı değiştirmesi gerekir” diye belirtti.
‘Çocuklar her türlü iş kolunda çalışıyor’
Çocuk işçiliğinin sadece tarım alanında değil her türlü iş kolunda olduğunu aktaran Pınar, çocuk evlendirmelerin de var olduğunu anlattı. Bununla beraber çocuk işçiliği ile çocuk evlendirmenin bağlantılı olduğunu söylemesinin doğru olmayacağını da belirten Pınar, bunun için de detaylı araştırmaların olması gerektiğini ifade etti. Pınar, “Önemli olan şu ki çocuklar evlendirilse de evlendirilmese de ev içi bakım yükünü sırtlanıyor. Çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz bunu. Hem kendi araştırma raporlarımızda hem de diğer çalışmalarda bu çok net bir şekilde ortaya çıkan verilerdir” diye konuştu.
‘Kişiler kendi koşullarına adapte olurlar’
“Çalışmalarımızda aileleri kendi geçim durumları ile ilgili öznel sorular sorduk” diyen Pınar, sorulara verilen yanıtları şu sözlerle aktardı: “Bu çalışmamızda yarı yarıya gibi bir durum çıktı. Yarısı ‘idare edebiliyoruz’ derken bir diğer yarısı ‘hiçbir şekilde yetmiyor’ dedi. Fakat bu ‘idare edebiliyoruz’u açmaya başladığımızda cümleleri ‘sizin gibi bir yaşamımız yok aslında’ gibi oldu. Bir tespit vardır insan yaşamıyla ilgili; kişiler kendi koşullarına adapte olurlar. Evet yaşam koşullarımız aynı değil ve onların beklentileri çok daha aşağıda. Kendilerinin kurguladıkları yaşam ve hayatı özellikle çocuklarda çok fazla gördük. Çocuklar bize, ‘hayal kurmuyoruz çünkü gerçekleşmeyeceğini biliyoruz’ dediler. Bizim için çok önemli bir şey. Bu algıyı değiştirmemiz gerekiyor. O yüzden yüzde 50’nin idare eder durumu aslında belki hiçbirimizin idare ettiği koşullar değil.”
‘Haberler çocuk işçiliğini meşrulaştırıyor’
Her dönem sınav sonuçlarında ‘çobandı birinci oldu’ gibi haberlerin çocuk işçiliğini meşrulaştıran bir dil olduğunu da söyleyen Pınar, medyaya çocuk işçiliği konusunda ciddi sorumlulukların düştüğünü söyledi. Pınar, “Çalışırsa başaran çocuklar var ki psikolojik olarak dayanıklılığı güçlü çocuklar bunlar. Ama her çocuktan bunu beklemek oldukça zor bir şey. İşte tam tersi o başaramayanların yanında destek verebileceğimiz bir sistem yaratırsak gerçekten toplum olarak ve devlet olarak ta bir şeyleri değiştirebiliriz” dedi. Özellikle mevsimlik işçilerin yaşadıkları iş kazalarının bile trafik kazası gibi lanse edilmelerine dikkat çekmek isteyen Pınar, haberlerin dilinin toplumda algı yarattığını savundu.
‘Çocuk işçiliğini sorun etmemiz gerekiyor’
Son olarak Pınar, “Birinci öncelik olarak çocuk işçiliğini sorun etmemiz, çocuk işçiliğinin olmaması gerektiğine dair algıyı değiştirmemiz, tabii ki çocuğa dair haber dilinde toplumsal cinsiyette de olduğu gibi dikkatli bir dil üretmemiz gerekiyor. Çünkü kendi yarattığımız haberin dışında kamunun dili haline geliyor” dedi.
Şujin Gazete - Rojda OĞUZ
İlgili Dosyalar:
- Haber fotoğrafı [JPG] [735.22K]