Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

"Pembe Oda"daki Cinayeti, Psikososyal Değerlendirme Engellerdi

Sivas cezaevindeki kadın cinayetini değerlendiren CİSST'ten Zafer Kıraç, "Eğer bu mahpusa psikolojik değerlendirme yapılsaydı, karısıyla bir araya getirilmezdi. Bıçak meselesi araştırılmalı ama asıl sorun psikososyal destek olmaması" dedi.

İçerik Alınlık Resmi

Sivas cezaevindeki kadın cinayetini değerlendiren CİSST'ten Zafer Kıraç, "Eğer bu mahpusa psikolojik değerlendirme yapılsaydı, karısıyla bir araya getirilmezdi. Bıçak meselesi araştırılmalı ama asıl sorun psikososyal destek olmaması" dedi.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nden (CİSST) Zafer Kıraç, Sivas Kapalı Cezaevi’nde “pembe oda”da yaşanan kadın cinayetinde asıl sorunun meyve bıçağı temin edilmesi değil, cezaevlerinde mahpuslara yönelik psikososyal destek çalışmaları yapılmaması olduğunu vurguladı.

Kıraç, “Bu odaya bıçakla girilmesi ortada bir ihmal, hatta belki de bir kasıt olduğunu düşündürüyor. Pembe oda, cezaevinde izlenmeyen tek oda ve içeriye bıçak sokulması korkunç bir durum. Burada cinsel ilişki istemekten öte, kadına tuzak kurulmuş gibi görünüyor. Ancak asıl sorun cezaevlerinde mahpusların haleti ruhiyesinin izlenmemesi. Eğer bu mahkumu izleyen bir psikolog olsaydı, bu iki insanın bir araya gelmesine bile izin verilmezdi. Sonuçta herhangi bir alet kullanmadan da öldürebilirdi.”

Önce karısına tecavüz edeni, sonra karısını öldürdü

Sivas’ta cinayet hükümlüsü Mehmet Avcı, karısı Leyla Avcı’yı “pembe oda” olarak adlandırılan bölümde öldürdü. Mehmet Avcı, karısına tecavüz eden bir erkek akrabasını öldürmekten hüküm giymişti. Metin Avcı’nın cinayette kullandığı meyve bıçağına nasıl eriştiği ise bilinmiyor.

Bazı haberlerde, “pembe oda”ya meyve tabağı gönderildiği ve bıçağın tabakla geldiği söylenirken, bazı haberlerde ise Mehmet Avcı’nın ucu küt olan 3 santimlik bıçağı cezaevi kantininden satın aldığı yazıldı.

“Pembe oda’lar ideal değil, tuhaf mekanlar olarak tasarlandı”

Olayı bianet’e değerlendiren Kıraç, mahpusların eşleri veya sevgilileriyle birliktelik yaşamasının, aileleriyle sosyalleşmesinin bir hak olduğunu, ancak Türkiye’de açılan pembe odaların sadece cinsel birleşme odaklı bir odaya dönüştüğünü söyledi.

Kıraç, pembe odaların bu haliyle hem mahpuslar hem de odadan sorumlu infaz memurları için sorunlu olduğunu anlattı:

“Avrupa’da bu mekanlar, hapishanenin yanında ayrı bir binada oluyor. İçeride kafeterya oluyor. 7-8 mahpus aileleriyle bir araya gelip sosyalleşiyor. İsterlerse içerideki odalarda cinsel birliktelik de yaşayabiliyorlar. Yani sadece cinsellik odaklı odalar değil.

“Türkiye’de ise bu odaya giriyorlar, kapıda gardiyanlar bekliyor. İçeride prezervatif bile yok, prezervatif cezaevi kantininden koğuşun ihtiyaç listesine yazılarak temin edilebiliyor. Mahpusun bu listeye prezervatif yazması da, o odaya gitmek üzere koğuştan çıkması da dert. Ayrıca bu odalardan sorumlu infaz memurları ‘biz pezevenk miyiz’ diye soruyor.

“Sonuçta bu oda, tuhaf ve herkesin zorla kabul edebileceği bir mekan olarak tasarlandı.”

“Psikolojik değerlendirme olsaydı, biraraya getirilmezlerdi”

Kıraç, “modern infaz rejimi hapishanelerdeki hayatın dışarıdaki yaşama yaklaşmasını savunuyor, biz de hak savunucuları olarak bunu savunuyoruz” dedi.

İçerideki tabakların gerçek tabak, bıçakların gerçek bıçak olmasının içerideki yaşamı dışarıdaki yaşama yaklaştıran detaylar olduğunu, cezası bittikten sonra dışarı çıkacak olan mahpusların tüm yaşamlarını köreltmemek gerektiğini belirtti. Bu koşulların sağlanması için cezaevinde yeterli sayıda psikolog ve sosyal çalışmacı olması gerektiğinin altını çizdi.

“Türkiye’de 380 hapishanede 240 psikolog var. Mahpus sayısı ise 170 bine ulaştı. Mahpusların bireysel ilişkileri izleyip, ruh hallerini bilirseniz, bu insana bıçak vermezsiniz. Ama bir başka mahpusa, örneğin bir düşünce suçlusuna, rahatlıkla bıçak verirsiniz.

“Bu olayda bıçak meselesi elbette araştırılmalıdır. Pembe odaya meyve tabağı servisi yapıldığını ilk defa duyuyoruz. Eğer bu kadar ince düşünüyorlarsa, meyveyi de soyup getirselerdi. Ayrıca bu odalarda iki saatlik süre tanınır, bu olayda üç saat geçiriliyor, ki bu da enteresan. Ama biz cezaevine bakarken, bunların ötesine geçip, içeride bu insanların ruh hallerinin izlenip izlenmediğini sormamız lazım.

“Türkiye’deki hapishanelerde işe sadece gardiyan alınıyor ve içeridekilerin durumlarıyla ilgili hiçbir çalışma yapılmıyor. Psikoloğun mahpusla bireysel görüşme yapması mümkün değil, grup terapisi bile yapamıyorlar.

“Burada Adalet Bakanlığı suçlu. Ama bıçak verildi diye değil, yeterince psikolog ve sosyal çalışmacı istihdam edilmediği, insanların içeriye girme nedenleriyle yüzleşebileceği kültürel, sanatsal çalışmalar yapılmadığı için.”

Kıraç, bilgi edinme hakkını kullanarak pembe odaya meyve tabağı servis edilmesi iddiasını, bıçağın odaya nasıl sokulduğunu ve psikososyal destek çalışmaları olup olmadığını, varsa kimler tarafından ve nasıl yapıldığını Adalet Bakanlığı’na sorduklarını da ekledi.

Bianet

Share
İlgili Eğitim