Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Müslümanlık ve LGBTİ Kimliklerinin Birlikteliği Konuşuldu

Müslüman ve LGBTİ Varoluşları Bir Arada Düşünmek Paneli’nde, Türkiye’de İslamiyet ve LGBTİ kimliklerinin birlikteliği konusundaki tartışmaların nasıl yürüdüğü aktarıldı.

İçerik Alınlık Resmi

Müslüman ve LGBTİ Varoluşları Bir Arada Düşünmek Paneli’nde, Türkiye’de İslamiyet ve LGBTİ kimliklerinin birlikteliği konusundaki tartışmaların nasıl yürüdüğü aktarıldı.

Onur Haftası kapsamında gerçekleştirilen Müslüman ve LGBTİ Varoluşları Bir Arada Düşünmek Paneli’nde, Türkiye’de İslamiyet ve LGBTİ kimliklerinin birlikteliği konusundaki tartışmaların nasıl yürüdüğü aktarıldı.

Yrd. Doç. Dr. Irvin Cemil Schick Osmanlı döneminde eşcinsellik algısı hakkında bilgi verdi. Günümüzde dönen tartışmalar için “Türkiye’de bir polemik görüyoruz. Bunun bir tarafı eşcinselliğin Osmanlı döneminde çok yaygın olduğunu söylüyor. Karşı görüş ise böyle ‘kötü adetler’in kesinlikle o dönemde olmadığını savunuyor” dedi.  Ancak bunun yanlış olduğunu söyleyen Schick, kavramın kendisinin tartışılması gerektiğini söyledi. O dönemde “eşcinsellik” kelimesinin olmadığını ve cinsellikte kimliğin ön plana çıkmadığını belirtti. “Eşcinsellik”  kavramının sadece Osmanlı’da değil Avrupa’da da 19. yüzyılının sonlarına doğru kullanılmaya başlandığını ve bir kimlik haline geldiğini belirten Schick, heteronormativitenin Osmanlı’nın son dönemlerine rastladığının altını çizdi.

2008’den beri yürüttüğü blogda İslam ve LGBTİ kavramlarının birlikteliğinin oluşturduğu kimlik üzerinden bir mücadele veren Eflatoon, Müslümanlık ve eşcinsellik kavramlarını bir arada onurla yaşayabilmek ve bu yaşayışı ve kabulü desteklemek için blogu hazırladığını belirtti. Blogda yayınladığı yazılar üzerinden sunumunu gerçekleştirirken, bu kimliklerin beraber yaşayabilmesi gerekliliğini vurguladı.

Şebnem Keniş ise Türkiye’de LGBTİ bir Müslüman olmanın anlaşılamayan bir varoluş biçimi olduğunu söyledi. Türkiye’deki tartışmaların çoğunlukla iki paradigma üzerinden yürüdüğünü belirten Keniş, “İlki LGBTİ karşıtı İslamcı bir paradigma. Diğeri ise İslam dinin özünde bakıcı ve homofobik olduğunu söyleyen din karşıtı bir paradigma. İkisinin ortak özelliği ise dinin ve eşcinselliğin birbirini dışladığını kabul etmek” dedi.

Son zamanlarda İslam’ı ve LGBTİ kimliğini birleştiren bir alternatif çıktığını ve bunun da farklı yollardan kendisine mücadele alanlarını açtığını belirtti. Kimi kesimlerin eşcinselliğin günah olmadığını, kimilerinin kesin bir tanımlamanın olmadığını, kimilerinin ise günah olsa da bunun Allah ile kul arasında olduğunu belirttiğini söyleyen Keniş, bu üç kesimin de ortaklaştığı noktanın İslami gerekçelerle LGBTİ bireylerin hayatlarına müdahale edilemeyeceği ve hak ve özgürlüklerine sınırlamalar getirilemeyeceği olduğunu belirtti.

Yeliz Özşenbianet

İlgili Dosyalar:

  1. panel [JPG] [123.86K]
Share
İlgili Eğitim