Image
Munzur'da baraj yapımının doğa ve Dersim halkı için büyük bir yıkım olacağına dikkat çeken çevre ve kültür dernekleri temsilcileri, baraj yapımlarının biran önce durdurulmasını istiyor
Munzur'da baraj yapımının doğa ve Dersim halkı için büyük bir yıkım olacağına dikkat çeken çevre ve kültür dernekleri temsilcileri, baraj yapımlarının biran önce durdurulmasını istiyor
Mercan Vadisi ve Uzunçayır üzerinde yaptığı barajlarla büyük tahribatlar yaratan hükümet, şimdi de baraj ve hidro elektrik santralleri olmak üzere Dersim'de toplam 18 projeyi hayata geçirmeye çalışıyor. Munzur üzerinde kurulacak barajlara karşı çıkan çevreciler, barajlarla birlikte Dersim haritasının değişip, doğal dengesinin bozularak ciddi çevre sorunlarının ortaya çıkacağına dikkat çekiyor. Planlanan barajlarla bölgenin insansızlaştırılmasının hedeflediği iddia ediliyor.
Munzur Koruma Kurulu Temsilcisi Hasan Şen ile baraj yapımı projesinin beraberinde getirdiği sorunları ve bölge halkının mücadelesini konuştuk.
Dersim halkı, bölgede neden baraj istemiyor?
Barajlara karşıyız, çünkü bölgedeki baraj projesi bizim tüm yaşamımızı her yönüyle etkileyecek. Baraj deyince insanların ilk aklına gelen şey, kalkınmadır. Çünkü böyle öğretilmiştir. Ama insanlık artık bu öğretilenlerin arkasındaki gerçekliği görmeye başladı. Barajların yaşamları için büyük bir yıkım olduğunu anladı. Dersim halkı, Uzunçayır Barajı’nın yarattığı tahribatı gördü. Gördük ki barajlar göç demek, iklim değişikliği demek, tarihi kültürün sular altında kalması demek. Barajlar sadece enerji üreten yerler değil. Bugün barajların asıl amacı, suyun ticarileştirilmesidir. Bu da daha çok yoksulluk demek.
Anadolu’nun her tarafında benzer sorunlar yaşanıyor.
Evet, sadece Dersim’de değil, Karadenizde, Hasankeyf’te...Halkımız benzer sorunlarla karşı karşıya. Karadeniz’in her tarafında hidro elektrik santralleri yapılıyor. Biz sadece Munzur’da değil,Türkiye’nin dört bir yanında yaratılmaya çalışılan tahribata karşı mücadele ediyoruz.150’ye yakın kitle örgütü ile birlikte, Suyun Ticarileşmesine Hayır Platformu içerisindeyiz. Biz Türkiye’deki suların yönetiminin AB’ye ve AKP’ye değil, halkın kendisine verilmesi konusunda çabalıyoruz. Suyun bir ticari olmadığı, suyun bir yaşam hakkı olduğunu her zaman söyleyeceğiz. HES’lere ve barajlara karşı Türkiye’nin her yerinde mücadelemizi ortaklaştırıyoruz. Bu coğrafyada yaşayan insanların sorunlarının bir olduğu ve çözümünün de ortak mücadeleden geçtiği konusunda hem fikiriz.
Devlet baskısına karşı her zaman mücadelesi ile önde olan Dersim halkı, barajlar için de aynı duruşu sergileyebildi mi?
Baskılara karşı büyük bir direniş gösteren Dersim halkı Türkiye’de ekolojik sorunlara karşı da tarihe damgasını vurmuştur. Binlerce kişi barajlara sokağa çıktı. Dünyada bir ilki gerçekleştirdi Dersimliler. Belediye başkanlarıyla, sendika, parti ve meslek odaları ile, çocuğu, yaşlısı, genci yani bir kentin tamamı barajlara karşı güçlü bir direniş sergiledi. Dersim halkı, kendi doğasına, tarihine, suyuna, toprağına sahip çıkmak için her şeyi göze almıştır. Bu konuda çok kararlı. Çünkü Munzur akmasa her şeylerinin ellerinden gideceklerini biliyor.Biz de yaklaşık 10 yıldır, Dersim bölgesinde, baraj yapılmasın diye mücadele ediyoruz. Barajların durdurulması konusunda bir çok dava açtık. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürdüğümüz davalar var.
Sadece Dersimliler değil tüm Anadolu insanının Munzur’da baraj yapımına karşı çıkmalı. Munzur sadece bizim değil. Munzur eteğinden akan bu su, Elazığ, Malatya, Irak’a vs. akıyor. Bu su aktığı her yerden insanlara hayat veriyor. Munzur bir hayattır bu hayatın akışını durduramazsınız. İçinde binlerce tür canlı var. İnsanlar için damarlarda kanın akışı neyi ifade ediyor ise, dünya için Irmakların önemi de odur.
Dersim halkının başkaca ekolojik sorunları nelerdir?
Dersim’in ekolojik sorunlarını sadece barajlarla ilintili değil. Başka da ekololojik sorunlar yaşıyoruz. Madencilik faaliyeti, krom ve diğer maden işletmeciliği yıkıma götürecek. Bir diğer dikkat çekilecek nokta ise, bölgede uzun zamandır düşük yoğunluklu çatışma ortamının yarattığı yıkım. Ormanlar yakılıyor. Sadece devletin hazırladığı yıkımı projeleri de değil, günlük yaşam içinde Dersim insanının yarattığı yıkım da var. Bilinçsiz balık avlama, bitki toplama buna örnek gösterilebilinir.
Konyar'dan itaatsizliğe çağrı
Bergama köylülerinin siyanürlü altına karşı verdiği mücadelede adını duyuran Oktay Konyar da Munzur’da baraj yapımına karşı Dersim’deydi. Konyar hak gasplarına karşı itaatsizlik eylemlerinin büyütülemesi gerektiğini söyledi.
Yaşananları çevre sorunu olarak değil, insan hakları ihlalleri olarak değerlendirmek gerektiğini n altını çizen Oktay Konyar, “ Çünkü, bize ait olan her şeyimizi, toprağımızı, sulak alanlarımızı, tüm yaşam kaynaklarımızı aldılar. Topraklarımızdan altın çıkardılar, yetmedi başka topraklarda işletmeye başladılar, karakol kurudular oraya, bizi mahkemelerde mahkum ettiler” diye konuştu. Toplumsal muhalefet için itaatsizlik eylemlerinin çoğaltılması gerektiğini savunan Konyar, “Bizim onlar gibi silahımız , tankımız, tüfeğimiz yok. Ama inancımız, örgütlü gücümüz var. İtaatsizlik eylemlerini çoğaltmalı, her daim gür sesimizle sokakta olmalıyız” dedi.
'DEDELER NENELER ÇIKIYORSA SOKAĞA...'
Bergama’da siyanür altına karşı verdikleri mücadele esnasında karşılaştıkları devlet baskısına işaret eden Konyar, şunlar söyledi: “Sokaklarda haklarımızı öğrendik., polisi, jandarmayı da burada tanıdık. Her tırmanışımızda yeni şeyler yakaladık. Baktık ki bizim gibi mazlum halklar ülkenin her tarafında var. Onlarla özdeşleşmeyi öğrendik. Kimi zaman Fırtına Deresi’ndeydik, kimi zaman Kaz Dağları’nda. Şimdi de Munzur’da. Dünya halkları biz mazlumlardan yana. Hele köylüysek, kendi topraklarını şiddete başvurmadan demokratik bir biçimde korumaya çalışıyorsak, 80 yaşlarında dedeler, neneler çıkıyor ise sokağa…Kamu desteği de sizden yana olur.”
Mükan: İkinci 38 katliamına izin vermeyeceğiz
Munzur'da baraj yapımının derhal durdurulmasını isteyen Dersim Kültür Derneği Başkanı Ali Mükan, “Munzur Vadisini çadırlarımızla işgal edeceğiz" dedi.
Munzur’da baraj yapımına karşı geldiği için hakkında soruşturmalar ve davalar açılan Ali Mükan , barajlara karşı mücadelelerini kararlı bir şekilde yürüteceklerini söyledi. Dersim 38 Katliamına hatırlatma yapan Mükan, barajlarla tüm kentin, kültürün sular altında bırakılacağına dikkat çekti. Baraj yapımının “ikinci 38 Katliamı” olacağını belirten Mükan şunları söyledi:
“Büyük katliamlarla yok edilmek istenen Dersimliler, şimdi de topraklarından edilmek isteniyor.Uzun zamandır barajlara karşı protestolar gerçekleştiren Dersim halkı artık isyan hakkını kullanacak.. Gerekirse, vadileri çadırlarımızla işgal edeceğiz. Evimiz artık Munzur olacak. Barajlara izin vermeyeceğiz. Dersim’in havası, toprağı için bu halk bedel ödemeye hazır. Bizler, en demokratik hakkımız olan mitingler ve basın açıklamalarıyla yada AKP binalarına siyah çelenk bırakırken soruşturmalar ve mahkemelerle karşılaştık. Bu davalar bizi yıldırmayacak. Dersim halkı bugüne kadar doğrularında ısrar etti, dik durdu. Seyit Rıza sehpaya nasıl tekmeyi vurduysa, biz de yanlış giden, canımıza tak eden barajlara karşı dik duracağız, bunun bedelini ödeyeceğiz.”
İlgili Eğitim