Gazeteciler ve LGBTİ aktivistleri medyada LGBTİ’lere dönük nefret söylemini tartıştı, heteroseksizme karşı birlikte mücadele etme kararı aldı.
Çeşitli basın yayın kuruluşlarından 20’yi aşkın basın emekçisinin katıldığı atölyede medya nefret söyleminin yanı sıra, LGBTİ gazetecilerin sorunları da tartışıldı.
İlk olarak söz alan deneyimli gazeteci, Radikal 2 eski editörü Tuğrul Eryılmaz medyada heteroseksist ayrımcılığı aktardı. Medyanın sistemi pekiştirdiğini kaydeden Eryılmaz, LGBTİ gazetecilerin işe alımda ayrımcılık yaşadığını; işe alındığında da magazin haberleri ile görevlendirildiklerini belirtti. Eryılmaz’ın konuşmasının detayları için tıklayınız.
Medyada eşcinselliğin seyri
Kaos GL’den Ali Erol ise yıllarca insanların "norm"un dışındaki kimliğini özgürce ifade edip ona göre yaşamaları için mücadele ettiklerini belirtti. Sosyal ve kültürel yaşamın her alanında 80’li yıllarda eşcinsellik ve medyada görünümü dışlandığını hatırlatan Erol, 12 Eylül sonrası ise medyada ilk aşamada eşcinsellik ’homoseksüellik’ olarak tanımlandığının altını çizdi.
“İkinci aşamadaysa, yani 90’lı yıllarda, gizli özne olan homoseksüelliğin yerini gey, trans, lezbiyenler aldı” diye konuşan Erol, sol ve anarşist hareketin mücadelelerinden faydalandıklarını söyledi.
Konuşmacıların kısa sunumlarının ardından soru cevap şeklinde süren tartışma toplantısında medyada kullanılan nefret söylemleri örnekleştirilerek bunlara karşı neler yapılması gerekildiği konuşuldu. Gazeteci Semra Çelebi, örnekler vererek kalıplaşmış erkek söylemlerinin mücadele sonucu değişebileceğini ve bu konuda olumlu örneklerin olduğunu aktardı.
“Nefret söylemi hala güncel”
KaosGL.org editörü Yıldız Tar ise medyada LGBTİ’ler hedef gösteren, ayrımcılık yapan haber başlıklarından bahsetti. Çeşitli gazetelerdeki haber örneklerini tartışmaya açan Tar, yıllar içerisinde medyanın dilinde değişim olmasına rağmen nefret söyleminin hala güncel olduğunu söyledi. Tar, LGBTİ’lerin sadece LGBTİ konusunda fikrinin alınmasının da ayrımcılık olduğunu vurguladı.
Pembe Hayat Derneği’nden Buse Kılıçkaya ve Gani Met de medyada transların temsilini anlattı. Gani, gazetecilerle görüşmeye korktuklarını belirterek “travesti terörü” haberlerini hatırlattı. Kılıçkaya ise çeşitli haberlerle transların hedef gösterildiğini kaydetti.
“Gazeteciler ve LGBTİ örgütleri birlikte çalışmalıyız”
TGS Örgütlenme Sekreteri ve Etkin Haber Ajansı editörü Arzu Demir ise toplumun geleneksel rollerinin insan yaşamını belirlediğini ve ana akım medyanın bu rollere bağlı pratikler gerçekleştirdiğini belirtti. Sosyalist gazetecilerin dilinin değişiminde LGBTİ’lerin etkisinin olduğunu belirten Demir, bu nedenle daha fazla birlikte çalışılması gerektiğinin altını çizdi. Demir, ayrıca, sendikal çalışma alanında önemli adımlar attıklarını, sendika tüzüğünde cinsiyet eşitliği ve kadın temsiliyeti gibi temel değişikliklere gittiklerini belirtti.
Çalışma hayatında heteroseksizme karşı mücadele!
BirGün Gazetesi çalışanı ve TGS İstanbul Şube Sekreteri Sevgim Denizaltı da, işyerlerinde LGBTİ’lerin kendini açık bir şekilde ifade edebileceği ortamların da oluşturulmasının önemine dikkat çekti.
Atölyeler, nefret söylemi atölyesinin basın yayın kuruluşlarının bürolarında da yapılması kararıyla sonlandı.
*Bu etkinlik Kaos GL ve Pembe Hayat Dernekleri’nin yürüttüğü Nefret Etme Projesi kapsamında Avrupa Birliği Demokrasi ve İnsan Hakları Programı tarafından desteklenmektedir.
Kaynak: Kaos GL
İlgili Dosyalar:
- haber fotoğraf [JPG] [27.53K]