Yakınlarının çoğu 28 Aralık gecesi sınırın Irak tarafında TSK ya bağlı uçaklar tarafından bombalananarak katledilen Ferhat Encü'nün, 29.02.2012 tarihinde sabah erken saatlerinde öğrencisi olduğu Adana Çukurova Üniversitesine gitmek üzere köyünden ayrılmış, önce gözaltına alınmış ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması üzerine MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk ÜNSAL basın açıklaması yapmıştır.
28 Aralık gecesi sınırın Irak tarafında “sınır ticareti” yaptıktan sonra köylerine dönmekte olan Roboski köylüleri üzerine Türkiye Hava Kuvvetlerine bağlı uçaklar tarafından sınır ötesi harekât yapılmış, saldırıda çoğu çocuk yaşta 34 insan hayatını kaybetmişti.
Saldırıdan sonra saatlerce saldırı yerine sağlık ekibi, ambulans ve yardım geçişine izin verilmemiş ve iddialara göre kimi yaralılar kan kaybı ve soğuktan donarak hayatlarını kaybetmiştir.
Olayın duyulması üzerine Uludere Kaymakamı Naif Yavuz, Roboski köyüne taziye ziyaretinde bulunmuş, bu sırada bir grubun fiziki saldırısına uğramış, darp edilmiş ve Şırnak Cumhuriyet Savcılığı saldırıya ilişkin soruşturma başlatmıştır.
Cumhuriyet Savcılığının soruşturması kapsamında olaya karıştığı iddia edilen kişiler köy dışında iseler yakalanmış ve tutuklanmış, köyden çıkmayanlar ise ikametgâhları belli olduğu halde evlerinden alınmamış köyden dışarı çıkmamaları, çıktıkları halde gözaltına alınacakları söylenerek haklarında işlem yapılmamıştır.
Söz konusu sınır ötesi harekâtta yakınlarından çoğunu kaybeden Ferhat Encü bu isimlerden biridir. Ferhat Encü 29.02.2012 tarihinde sabah erken saatlerde öğrencisi olduğu Adana Çukurova Üniversitesine gitmek üzere köyünden ayrılmış, önce gözaltına alınmış ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştır.
34 Kişinin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin henüz herhangi bir siyasi, Genel Kurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, saldırıyı gerçekleştiren Hava Üs Komutanı açığa alınmamış, istifa etmemiş, sadece, olaya dair sorumluluğu konusunda ne kamuoyunun ne de açığa alanların kendilerini ikna edemedikleri bir komutan vekili albay açığa alınmıştır.
Kendi halkının ölümü konusunda neredeyse hareketsiz kalan devletin, memuruna karşı gerçekleşen ve fakat herhangi bir ölüm veya ağır yaralanmanın meydana gelmediği bir saldırıya ilişkin gözaltı ve tutuklamalar yapması, adalet mekanizmasının hızına ilişkin göz yaşartıcı bir ironidir.
Kaymakam yaralama olayına karıştıkları iddia edilen ve ikametgâhları belli olduğu halde bugüne kadar haklarında işlem yapılmaları adeta katliamı ulusal ve uluslar arası kamuoyuna taşımada takınacakları tutuma bağlı olan köylülerin üzerindeki bu gayri ahlaki tutuklama ve yargılama baskısı bir an önce kaldırılmalıdır.
Bir katliam ve bir basit yaralama olayı arasında ehem-mühim ve öncelik ayrımını gözetecek basireti ortaya koyamayan yargısal yaklaşımın, hem mağdur köylüler, hem Kürt halkı hem de adalet sever kamuoyu nezdinde telafisi imkânsız yaralar açacağını Adalet Bakanı ve HSYK’ya tekrar hatırlatırız.