İstanbul Feminist Kolektif, Kadın ve Ailenin Şiddetten Korunması Kanun Tasarısında yapılan değişikliklerin, kadının değil erkeğin beyanını esas alarak, mevcut yasadan daha kötü bir tablo çizdiğini söyledi. Bakanlığı kadın örgütlerinin deneyimlerini ciddiye alarak işlevsel ve uygun bir yasa çıkartmaya çağırdı.
İstanbul Feminist Kolektif, Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) web sitesinde 10 Ocak'ta yayınlanan Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Kanun Tasarısına ilişkin görüşlerini bugün TMMOB Makina Mühendisleri Odası'nda düzenlenen basın toplantısında açıkladı.
"Canımız üzerinden 'pazarlık' edilmesini kabul etmiyoruz" denilen toplantıda, yeni yasa tasarısının 4320 nolu kanundan da daha gerisine götüren bir tablo yarattığı ve 235 kadın örgütünden oluşan Şiddete Son Platformu'nun hazırladığı taslaktaki önerilerin yaşamsal önemde olduğu vurgulandı.
Kadın örgütleriyle gerçekleştirilen görüşmelere rağmen onlara haber verilmeden yapılan değişikliklerin Bakanlıkla kadın örgütleri arasındaki ilişkilerin şeffaf bir biçimde yürütülmediğinin, kadınların görüşlerinin usulen alındığının ve yasaya yansıtılmadığının bir göstergesi olduğu belirtildi. "Kadın örgütleri vitrin olmayacak" denildi.
"Yeni taslak hayal kırıklığı yarattı"
Kolektif adına avukat Çiğdem Hacısoftaoğlu'nun okuduğu açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"4320 sayılı kanunda değişiklik yapılmasının gündemde olduğunun, üstelik yeni düzenlemenin kadın örgütleriyle birlikte yapılacağının duyurulması, kadına yönelik şiddetin rakamlara sığmadığı şu günlerde, hükümet tarafından nihayet adım atılacağına dair bir umudun doğmasına neden olmuştu. Bu nedenle kadın örgütleri; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın çağrılarına olumlu cevaplar verdi, toplantılara katıldı. Görüş, öneri ve taleplerini ısrarla iletti.
"Ne var ki görüşmelerdeki olumlu havanın aksine; taslak pek çok kez değişikliğe uğradı ve özellikle Başbakanlığa sunulmasının ardından adım adım kadın örgütlerinin önerilerinden uzaklaşarak, kadınların aleyhine maddeler içerir bir hale büründü.
"Son taslak, KSGM tarafından 10.01.2012 tarihinde yayınlandı. Şaşırarak ve öfkelenerek gördük ki; taslak bu zamana kadar yapılan önerilerin pek çoğunu dikkate almadığı gibi, daha önce var olmayan pek çok yeni sorunu da içeriyor. Üstelik şu an yürürlükte olan Yasanın bile gerisinde... Kabul edilemez bir halde..."
Şiddet artarken cezalar indiriliyor
Kolektif, taslakta yapılan değişikliklerle ilgili eleştirilerini şöyle sıraladı:
* Hükümet taslağında, kadınlar için önleyici tedbir kararı verme yetkisi mahkemelerden alınarak Vali ve Kaymakamlıklara, yani mülki amirlere veriliyor. Bölgenin güç dengeleri gibi etkilere açık olması muhtemel olan il ve ilçelerde mülki amirlerin yetkisi acil can güvenliği sağlanması için gerekli tedbirlerin alınması ve nakdi destek hizmetiyle sınırlı olmalıdır. Bu haliyle şiddetin failin bölgenin tanınmış, nüfuslu kişileri olması halinde tarafsız olamama ihtimali bir sorun alanıdır.
* Önleyici tedbir kararlarının ihlali halinde erkeklere verilecek cezalar indiriliyor ve bir daha şiddet uygulamayacağını beyan eden erkeklerin cezasının kaldırılacağı yasaya ekleniyor. Bu erkeğin beyanının esas alınması anlamına geliyor. Ayrıca tedbir kararlarının süresi altı aydan üç aya indiriliyor.
* Taslaktaki "yakın ilişki içinde yaşayanlar" kavramı çıkarılarak, şiddete uğrayan pek çok kadın koruma kapsamı dışında bırakılıyor. Bu yaklaşım korunanın "kadın" değil, "aile" olduğunu ortaya koyuyor.
Kolektif, kadın örgütlerinin yarın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın çağrısıyla düzenlenen toplantıya katılarak taleplerini tekrarlayacağını açıkladı.
http://bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/135361-kadinin-degil-erkegin-beyani-esas