Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

İnterneti Yavaşlatanların Peşinde: TurkeyBlocks

Bianet, Dijital aktivizm alanında 2017 Index on Censorship İfade Özgürlüğü Ödülü’nü kazanan TurkeyBlocks ile konuştu.

İçerik Alınlık Resmi

Bianet, Dijital aktivizm alanında 2017 Index on Censorship İfade Özgürlüğü Ödülü’nü kazanan TurkeyBlocks ile konuştu.

Haber fotoğrafı

TurkeyBlocks, yani “Türkiye Engelliyor” projesi Türkiye’de internet yavaşlatmalarının, erişime engellenen sitelerin izini sürüyor.

“İnternet özgür olmazsa basın da özgür olamaz” diyerek yola çıkan TurkeyBlocks bu sene Index on Censorship’in dijital aktivizm dalında ifade özgürlüğü ödülüne layık görüldü.

TurkeyBlocks’tan Alp Toker ve Işık Mater ile projenin hangi ihtiyaçlarla yola çıktığını, neler yaptıklarını konuştuk.

“İnternet yavaşlatma ile Suruç’da tanıştık”

TurkeyBlocks nasıl ortaya çıktı? Kim kim bu işe giriştiniz?

Alp Toker: TurkeyBlocks tamamen ihtiyaçtan doğan bir proje. Throttling [bant genişliğini daraltma] tekniği ile sansür uygulama, 20 Temmuz 2015’te meydana gelen Suruç patlaması ile hayatlarımıza girdi. O zaman henüz bu teknikten pek de haberdar değildik. Patlamanın hemen akabinde internetin yavaşlamasını, “sunuculara çok yüklenme oldu herhalde” diye yorumlasak da, internetin engellenmiş olma ihtimalini de göz önünde bulunduruyorduk.

Nitekim 10 Ekim 2015’te gerçekleşen Ankara Garı patlaması, kuşkularımızın yersiz olmadığını gösterdi. Ben patlama sırasında Ankara’daydım. Patlamanın hemen sonrasında, sosyal medyada yavaşlamalar baş gösterdi. Aileler, mitinge katılan yakınlarına ulaşamadılar. Gazeteciler, sağlıklı bir demokraside olması gereken, bilgiye ulaşma özgürlüğünden mahrum bırakıldılar. Görgü tanıklarıyla iletişime geçip, olaylarla ilgili ayrıntıları öğrenemedikleri için konuyla ilgili haber yapmakta zorlandılar.

Vatandaşların bilgiye ulaşma özgürlüğünün kısıtlanması bu projenin amacını belirlemiş oldu. “İnternet özgür olmazsa basın da özgür olamaz” mottosuyla yola çıkarak İnternet engellemelerini gerçek zamanlı olarak saptayabilen ve doğrulayabilen yeni bir teknoloji geliştirdik. 2015 yılından beri bu teknoloji ile ulusal krizler, muhalefet partisi üyelerinin tutuklanması ve başarısız bir darbe girişimi gibi olaylar sırasında ülke çapında 10’dan fazla kesintiye dair bulgular elde ettik.

“Hükümeti şeffaf olmaya zorluyoruz”

Etkisi, internet ve ifade özgürlüğü mücadelesindeki izdüşümü ne oldu?

Işık Mater: Bu sürede elde ettiğimiz veriler, medya, yerel basın ve uluslararası organizasyonlar tarafından kullanılarak internet kullanıcılarına doğru ve ayrıntılı bilgi vermelerine ve kullanıcıların internet kesintileriyle mücadele edebilmesine ön ayak oldu. Hükümeti daha şeffaf olmaya ve internet kesintilerini en aza indirgemeye teşvik ettik.

İnternet engellemelerinin en büyük mağdurlarından birisi olan LGBTİ gruplarına yönelik desteğimiz ve çalışmalarımız mevcut. Bunun yanında Türkiye’deki digital divide dediğimiz “sayısal uçurum”un (digital divide) kadınlara etkisini incelediğimiz bir Birleşmiş Milletler raporumuz da var. Bu konularla ilgili çalışmalarımız devam ediyor.

Ayrıca yeni geliştirdiğimiz, İnternet kesintilerinin ekonomiye olan etkisini ölçen bir teknoloji var. Bu teknoloji bize, internet kesintilerini ekonomik açıdan değerlendirme ve bunun sonucunda elde ettiğimiz verileri toplumla paylaşma olanağı sunuyor.

Girişimimiz tamamen veri sağlamaya yönelik bir girişim olduğundan, siyasi ayrım gözetmeksizin tüm Türkiye'ye bilgi sağlamaya özen gösteriyoruz.

Türkiyede internet özgürlüğünün ve bu uğurdaki mücadelenin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

 I.M.: Türkiye'de insanlar inanılmaz akıllı ve çok çabuk öğreniyor. 2013 yılında Gezi Olayları sırasında duvarlarda Google dns yazardi 8.8.8.8 diye. O zamanlar sansürü aşmak için dns değiştirmek  yetiyordu. Yıllar geçtikçe devletimiz sansürleme teknikleri konusunda kendini geliştirdi. İleri teknolojiler kullanmaya basladı ama Turk halkı da devletten geri kalmadı. Tor, VPN her türlü sansür aşma tekniğini canla başla öğrendiler. Bugün benim 70 yaşındaki eniştem bile Tor kullanıyor.

Yani devletle aramızda tatlı bir çekişme söz konusu. Internet özgürlüğü azaldıkça mücale artıyor. 

İnternete yönelik sansür politikalarının sonucu ne oluyor, bize ne pahaya patlıyor?

A.T.: En başta vatandaşın en doğal hakkı olan bilgiye ulaşma özgürlüğü ve ifade özgürlüğü elinden alınmış oluyor. Mesela Wikipedia’nın engellenmesini alalım. Artık Türkiye’den Wikipedia’ya edit yapabilmek neredeyse mümkün değil çünkü Wikipedia çoğu VPN bağlantısıyla edit yapılmasını kabul etmiyor. Hal böyle olunca şu an Türkiye’yle ilgili çoğu makale yabancılar tarafından editleniyor. Bu da yabancıların görüşlerinin artması ve Türklerin görüşlerinin yeteri kadar yansıtılmaması anlamına geliyor. Bu engellemenin ters tepebilme ihtimali yüksek.

Bunların dışında sansür politikalarının yukarıda da bahsettiğimiz gibi ekonomik sonuçları da mevcut. Mesela PayPal, sunucularını Türkiye’ye taşımadığı için ülkemizden çekilmek zorunda kaldı. Bundan en çok, PayPal üzerinden ödeme alan küçük esnaf etkilendi. Internet kesintilerinin ekonomiye olan zararı artık milyon dolarlarla ölçülüyor. Yani hem maddi hem de manevi olarak kaybımız oluyor.

“Türkiye’de ödül kazanan 3. organizasyon”

Index on Censorship ödülü sizin için ne anlam ifade ediyor?

Alp Toker: 2015 yılından beri TurkeyBlocks Projesi olarak, ifade özgürlükleri ve sansür konusunda çalışmalar yapıyoruz. Sarf ettiğimiz emeğin karşılığını bu şekilde görmek bizi oldukça gururlandırdı. Çabalarımızın sadece ülke içinde değil, uluslararası platformlarda da değer görmesi ve bir farkındalık yaratıyor olma hissi motivasyonumuzu daha da arttırdı.

Işık Mater: Index on Censorship, ünlü şair ve yazar Sir Stephen Spender ve arkadaşları tarafından kurulan Writers and Scholars Educational Trust’ın 1972 yılında basmaya başladığı bir dergi aslında. Basılmaya başladığı günden beri ifade özgürlüğü, sansür, faşizm gibi konuları gündeme getiriyor. 2001 yılından beridir de belirli kategorilerde ödüller veriyor. Şu güne dünyanın pek çok farklı bölgesinden gazeteciler, aktivistler ve sanatçılar bu ödüle layık görüldüler. Türkiye’den daha evvel 2002 yılında Şanar Yurdatapan, 2008 yılında ise Arat Dink ve Agos Gazetesi bu ödülü kazanmışlar. TurkeyBlocks, 9 sene sonra dijital aktivizm dalında kazandığı ödülle birlikte Türkiye’den ödül kazanan üçüncü organizasyon oldu.

Yeni proje: NetBlocks

Turkeyblocks bundan sonra nasıl ilerleyecek?

Alp Toker: Dijital sansür, sadece Türkiye'de değil, dünyanın birçok ülkesinde meydana gelen insan hakları ihlallerini göz önünden kaldırmak için giderek daha çok kullanılıyor. Bundan sonraki hedefimiz, Türkiye’de geliştirmeye başladığımız sansür takip teknolojisini tüm dünyaya sunmak. Yeni projemize NetBlocks adını verdik.

TurkeyBlocks, Türkiye’deki sansür uygulamalarını takibe devam ederken, NetBlocks ise diğer ülkelerdeki sansür vakalarını takip edecek. Şu anda Azerbaycan, Kaşmir ve Vietnam’da ölçümleme yapmaya hazırlanıyoruz. Yakın zamanda bu sayının artacağını tahmin ediyoruz.

Bianet - Elif AKGÜL

İlgili Dosyalar:

  1. Haber fotoğrafı [JPG] [35.96K]
Share
İlgili Eğitim