“İnsan haklarını güvence altına almak hukuki bir yükümlülüktür”

İHOP Koordinatörü Salman’, kaosgl.org’a yaptığı açıklamada, Hükümetlerin yurttaşlarına karşı sorumlulukları olduğunu ve bunun da “kendilerinin değer olarak atfettikleri durumlar üzerinden kimin neyi hak ettiğine karar vermek” olmadığını söyledi.

 

Her bir yurttaşının ve egemenlik alanı içinde yaşayan herkesin kimliğine bakmasızın, bir insan olarak tanımak ve onun kendisini insan olarak gerçekleştirme durumunu sağlayacak olanakları sunma sorumluluğunun altını çizen Salman şunları söyledi:

 

“Kimliği her ne olursa olsun herkesin öncelikle şiddetin ve ayrımcılığın herhangi bir biçimine maruz kalmaksızın insan haklarını güvence altına almak hem manevi bir sorumluluk hem de hukuki bir yükümlülüktür.”

 

 

İnsan haklarını tesis etmenin koşullara bağlı olmadığını belirten Feray Salman, “insan hakları”nın varlığını hatırlattı ve “devletlerin tekelinde olan tek şey kendi egemenlikleri altında yaşayan herkesin doğuştan sahip olduğu bu hakları gerçekleştirmelerine olanak sağlayacak araçlardır” dedi.

 

“Devletlerin ve devlet aygıtını yönetenlerin ellerindeki bu araçları nasıl kullandıklarına bağlı olarak onları tanımlarız.”

 

 

Türkiye’nin tarihinde çok acı olayların yaşandığını ve ağır insan hakları ihlalleri ile donanmış bir tarihsel geçmişe sahip olduğunu söyleyen Salman, bunun nedeninin Bakan Şahin’in yaklaşımında kendini gösteren “insan hakları değerlerinden ve ilkelerinden uzak, sadece kendilerinin sahip olduğu değerler üzerinden kimin neyi hak ettiği konusunda verilmiş olan kararlar” olduğunu belirtti.

 

İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) Koordinatörü Feray Salman, kaosgl.org’a yaptığı açıklamada son olarak şunları söyledi:

 

“Türkiye’nin geldiği bu noktada yeni acılara, mağduriyetlere yol açacak, adaletsizliği derinleştirecek, farklı olanı dışlayacak politikaları sürdürmemek herkesin bir vicdani sorumluluğudur.”