Derinleşen iklim krizi ile ilgili toplumun ne düşündüğüne dair algıyı ölçmek için yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye'de iklim krizine dair endişe ve farkındalık geçen yıla kıyasla arttı. Dünya ortalamalarının çok üstüne çıkan bu orana karşın, bilgi eksikliği ve siyasi kutuplaşma iklim kriziyle nasıl mücadele edileceği konusunda toplumda ayrışmaya neden oluyor.
Çalışmanın sonuçlarına göre,
- Türkiye’de her dört kişiden üçü iklim krizinin insan faaliyetlerinin bir sonucu olduğunu düşünüyor.
- Toplumun %66’sı iklim değişikliği için endişeli olduğunu belirtiyor.
- Toplumun %77’si aşırı hava olaylarında iklim krizinin rolü olduğunu söylüyor.
- Toplumda her 3 kişiden 2 kişi iklim krizinin koronavirüsten daha büyük bir sorun olduğunu ifade ediyor.
- Yurttaşların sadece %25’inin Paris Anlaşması ve %17’sinin ise Türkiye’nin 2053 yılı net sıfır emisyon hedefine dair bilgisi var.
Türkiye'de toplumun %66'sı iklim krizi nedeniyle endişeli
Araştırma iklim değişikliğinin Türkiye’de toplumun neredeyse dörtte üçünün endişelendiği bir konu olduğunu gözler önüne serdi. Ankete katılanların %42’si “Endişeliyim” cevabını verirken, “Çok Endişeliyim” diyenlerin oranı ise %24 oldu. Sonuçlar ayrıca, katılımcıların %58’inin iklim krizinin pandemiden daha büyük bir kriz olduğunu ve daha büyük bir tahribata yol açacağını düşündüğünü gösterdi.
Siyasi kutuplaşma iklim krizine de yansıdı
Raporun değerlendirmesini yapan KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır, araştırma ile iktidar yandaşlığı ve karşıtlığına dayanan kutuplaşmanın iklim değişikliğinin sonuçları konusunda da etkisini gördüklerini aktardı. Araştırmaya göre 2021 yaz aylarında uzun süren orman yangınlarının nedeni olarak bir kesim terör faaliyetlerini (%36), diğer kesim de iktidarın yanan alanları imara açma arzusunu (%27) işaret ediyor.
Araştırmaya göre siyasi kutuplaşmanın somut etkisi Paris Anlaşması’na bakışta da görülüyor. . İklim krizi konusunda bilgisi ve farkındalığı en düşük olan Ak Parti ve MHP seçmenleri meclisin kararını en fazla destekleyenler.
“Ülke hem kalkınma hem de modernleşmeyi aynı anda isteyen bir ortak ufku inşa edemediği için de giderek bu ayrışma kültürel kimliklere de yerleşen ve birbirini karşılıklı etkileyerek kimlikler arası bir fay hattına dönüşmüş durumda. Nitekim bu araştırmada da bu farklılaşmanın ipuçları görülüyor”
İklim Krizi Konusunda Bilinç Artsa da Paris Anlaşması Anlaşılamadı
Türkiye’de son yıllarda görünen sel fırtına, aşırı sıcaklık ve kuraklık gibi düzensiz hava olaylarında iklim değişikliğinin rolü olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna katılımcıların %77’si “evet” şeklinde yanıt verdi. Bu oran 2019 yapılan çalışmada ise %71’di.
Araştırma kapsamında görüşülen kişiler iklim değişikliği ve olası çözümleri konusunda yüksek oranlarda fikir belirtseler de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2053 yılında net sıfır emisyona ulaşma hedefi konusundaki açıklamaları hakkında bilgi sahibi olanların oranı sadece %17. Yine de yurttaşların %36 ‘sı net sıfır emisyon hedefini desteklediğini belirtiyor. Toplumun çoğunluğu bu anlaşma konusunda fikir sahibi değil: Sadece %25’lik bir kesim anlaşma hakkında bilgisi olduğunu söylerken, %24 ise mecliste onaylandığını bildiğini ifade ediyor. Yine de toplumun %52’si meclisin bu kararını destekliyor.
Anlaşma hakkında bilgisi olanlar, hem mecliste onaylandığını çok daha yüksek oranlarda biliyorlar, hem de kararı daha fazla destekliyorlar. Anlaşmayı bilinçli bir şekilde destekleyenler; hem anlaşma hakkında bilgisi olan, hem mecliste onaylandığını bilen, hem de meclisinin kararını destekleyenler toplumun %14’ünü oluşturuyor. Halbuki tersi şekilde anlaşma hakkında fikir sahibi olmayan ve meclis kararını bilmemesine rağmen kararı onaylamayanlar %30’luk bir kesimi oluşturuyor.
Araştırmaya buradan ulaşabilirsiniz.