Ana içeriğe atla
Image
Haber yatay görseli
Share

Hasankeyf İçin Bresser Eurasia ve Er-Bu Firmalarına Açık Mektup

Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi üyeleri Zeynel Bey Türbesi’nin taşınma projesinden çekilmesi için Bresser Euroasia ve Er-Bu firmalarına açık mektup gönderdiler.

Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi üyeleri Zeynel Bey Türbesi’nin taşınma projesinden çekilmesi için Bresser Euroasia ve Er-Bu firmalarına açık mektup gönderdiler.

Haber fotoğrafı

Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi'nin hazırladığı mektup şöyle:

Sayın Taco Bresser
Sayın Ercan Tunç
Sayın Burhan Çetin:

Biz, aşağıda imzası olanlar, yirmi yıla yakın bir süredir Hasankeyf’i ve Yukarı Dicle Havzasını kurtarmak için birlikte mücadele veriyoruz. İmzacı kuruluşların temsilcileri olarak 31 Ekim 2016 tarihinde Er-Bu İnşaat firmasına -mektup için tıklayın- ve 5 Aralık 2016 tarihinde de Bresser Eurasia firmasına mektuplar -mektup için tıklayın- gönderdik. Bu mektuplarda dile getirdiğimiz talepleri tekrarlamak için size yine yazıyoruz. Sizden aşağıda tanımlanan eylemleri yerine getirmenizi kuvvetle talep ediyoruz:

Zeynel Bey Türbesi dahil seçkin anıt yapıların taşınması için Türkiye tarafından hazırlanmış olan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde  bir davada sürdürülebilirliğine itiraz edilmekte olan kurtarma planı ile ilgili Mahkeme bir karar verene kadar Zeynel Bey Türbesi’nin taşınmasına ilişkin bütün çalışmaları hemen durdurmanızı talep ediyoruz.

Daha önce gerçekleştirdiğiniz referans çalışmalardan Zeynel Bey Türbesi’nin taşınma projesinin yapılabilirliğini gösteren örnekleri kamuoyuyla paylaşmanızı talep ediyoruz. İdeal olarak, bu örneklerin, tarihi önem, yapı kompleksliği ve operasyon riski bakımından söz konusu projeye benzer nitelikte olması gerekmektedir. 2014-2015 senelerinde Devlet Su İşleri’nce ilan edilen ve katılım eksikliği nedeniyle iptal edilen üç ihalede de hiçbir teklif alınamadığı halde şu an taşıma işlemleri devam etmektedir. Taşıma işlemini gerçekleştiren firmanın hangi kriterlere göre seçildiği yerel halkça merak konusudur.

Zeynel Bey Türbesi’nin taşınmasıyla ilgili tanımlayıp incelediğiniz operasyon riskleri ve bu risklerin azaltılması için aldığınız tedbirleri kamuoyuna ayrıntılı olarak anlatmanızı talep ediyoruz. Halk arasında, bu taşıma projesinin anıt yapıyı tehdit ettiğine ve taşıma sırasında türbenin ya zarar göreceğine ya da tamamen yıkılacağına dair yaygın bir kanı vardır. Türbenin olağanüstü kültürel değerini, yapının farklı dokusunu, hassas durumunu, taşıma güzergahının uzunluğunu ve eğimini düşünürsek, bunlar anlaşılır kaygılardır.

Zeynel Bey Türbesinin taşınması projesinin planlanma ve ifa aşamalarında DSİ tarafından halkın bilgilendirilmemesi ve fikrinin alınmaması, yerli halkın toplumun kültür hayatına katılma hakkının açık ihlali niteliğindedir. Halbuki bu hak İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde güvence altın alınmıştır. Üstelik, Türkiye’de Olağanüstü Hal yürürlüğe girmiş ve Hasankeyf İlçesi Geçici Askeri Güvenlik Bölgesi ilan edilmiş ve bundan dolayı büyük ölçüde basının çalışmaları ve halkın protesto etme hakkı sınırlanmış iken, böyle bir ortamda firmalarınız son derece tartışılan ve yasal olarak itiraz edilen bu projeyi gerçekleştirmektedir.

Otuz seneden fazla devam eden bir silahlı çatışmanın bir parçası olarak şu anda Türkiye ile Kürt ayrılıkçılar arasında devam eden çatışmalar yerel hassasiyetler üzerinde etkili olmaktadır. Yukarı Mezopotamya’da yerel hafıza uzun bir geçmişe uzanmaktadır. Yerli halk, merkezi yönetimin yerel özyönetimi hedef alan suiistimallerinin izlerini 16. yüzyılın başlarında Osmanlılar tarafından Yukarı Mezopotamya’nın fethine kadar götürmektedir.

Türk ile Aryan yüzleri zarif bir şekilde birleştiren bu türbe, tarihi ve sanatsal açıdan muazzam bir öneme sahiptir. Bu türbe yerel halkların bölgenin özel kimliğine bağlı onur ve gururlarını yansıttığı gibi, ayrıca kültürler arası barışçıl işbirliğine bir örnek teşkil etmekte ve böyle bir işbirliği için çağrıda bulunmaktadır.

Zeynel Bey Türbesi, orijinal yerinde, civarındaki dağlarda gözlemlenen renkleri ve biçimleri yansıtmaktadır. Türbenin görsel cazibesinin nedeni çok dikkatli bir şekilde konumlandırılmış olmasından kaynaklanmaktadır. Özellikle, Türbeyi, köprüyü, minareleri ve kaleyi birbirleriyle birleştiren çizgiler Orta Çağ’dan kalan kentsel görünüme derin bir perspektif kazandırmaktadır. Roma, Bizans, Kürt, Arap, Türk, Pers, Müslüman, Hristiyan ve diğer gelenekleri temsil eden bu anıtları birbirine bağlayan geometrik hatlar, insanları Yukarı Mezopotamya’nın kentsel tarihini keşfetmeye davet eder türden bir fiziksel çerçeve sağlamaktadır.

Zeynel Bey Türbesinin modern binalar arasında kaybolacağı bir yere taşınması, bu anıtın bütün ihtişamını yok edip anlamını azaltacaktır. Bu trajik bir kayıp olacak, önemli bir kültür 

mirasının fütursuzca yok edilmesi gibi affedilmez bir eyleme imza atılmış olacaktır. Hasankeyf’teki çalışmalarınız, bu 12.000 yıllık şehrin ve Dicle Havzasının biyolojik ekosisteminin tümüyle yok edilişin ilk adımı niteliğindedir. (Ilısu Projesinin olumsuz etkilerinin, kısa bir süre önce UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine alınan Güney Irak Bataklıklarındaki yaşamı tehdit ettiğine dikkatinizi çekmek isteriz.) Maalesef, kültürel farklılığının birer örneği olan bu izleri hedef alan bu yıkıcı eylemler, bugünlerde dünyanın başının belası olan – özellikle Batı Asya’da ve Kuzey Afrika’da olmak üzere – silahlı çatışmaların git gide daha yaygınlaşan ortak bir özelliğini oluşturmaktadır. Sizin firmanızın da bu nitelikte bir süreçte yerini alması, sürdürülebilir kalkınma bağlamında uluslararası kurumsal sorumluluk standartlarının açık ihlali niteliğindedir.

Bresser Eurasia ve Er-Bu, Hasankeyf’in kültür mirasından seçili örneklerin taşınmasındaki bu kritik ilk aşamanın tamamlanması için gerekli teknolojiyi ve teknik bilgiyi tedarik etmekle Ilısu Baraj ve Hidroelektrik Santralı (HEPP) Projesinin insan hakları üzerindeki olumsuz etkisine ciddi katkıda bulunmaktadır. Ilısu Projesinin bu olumsuz etkileri, bunlarla sınırlı olmamakla birlikte, aşağıdaki 4 başlık halinde toplanabilir:

– İnsanlara, toplumlarının kültür hayatına katılma hakkının tanınmaması

– Halkın başka bir yere taşınmak zorunda bırakılması; bu, hem ülke içinde hem ülke dışında yoksulluk ve göçü artıracaktır

– Sözlü tarih ve yörenin bitki ve hayvanları konusundaki bilgiler gibi, büyük ölçüde belgelenmemiş halde olan bir maddi-olmayan kültür mirasının kaybedilmesi

– Biyolojik çeşitlilik kaybı

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) Çok Uluslu Şirketler Rehberi, şirketlerin tedarik zinciri kapsamındaki projelerden kaynaklanan insan hakları üzerindeki olumsuz etkilerini önlemek için tedbir almalarını öngörmektedir. Firmalarınızın Ilısu Projesine katkıları, Hollanda Çevreci Değerlendirme Komisyonunun Sürdürülebilirlik Birimi tarafından tanımlanan -tıklayın-  kurumsal şirketlerin sorumluluğu standartlarını yerine getirmemektedir.

Zeynel Bey Türbesinin orijinal yerinde kalması halinde, Hasankeyf ve civarı Anadolu’nun kültür ve doğa turizmi bölgelerinin en önemlisi ve en cazibelisi haline gelebilecektir. Türbe, simgesel bir anıt yapı olarak turistlerin dikkatini çekmeye katkıda bulunacaktır. Europa Nostra önderliğinde bir konsorsiyum tarafından gerçekleştirilmiş olan  Kültür Mirası Avrupa için Önemlidir başlıklı metaaraştırmanın gösterdiği gibi, iyi yönetilen kültür mirası koruma programları, yerli halk için iş imkanı ve devlet için de vergi geliri artışı gibi önemli ekonomik kazançlar sağlamanın düşük maliyetli bir yöntemi niteliğindedirler. Eğer sular altında kalmazsa, Hasankeyf, Türkiye’nin turizm sektörünün genişletip çeşitlendirebilmesine katkıda bulunabilecektir. Son yıllarda Türkiye’nin GSYH’sinin %4’ü ve ihracatının %20’si doğrudan doğruya turizm sektörü tarafından sağlanmaktadır.

Gündeminizin yoğun olduğunu tahmin edebiliyoruz ve sizi daha önceden haberdar edemediğimiz için özür dileriz. Durumun acil ve ciddi olmasından dolayı, en geç 22 Mart tarihinde olmak üzere, önümüzdeki haftalarda sizinle bu konuları konuşmamız için bir imkan tanımanızı rica ederiz.

Saygılar

Ercan Ayboğa, The Initiative to Keep Hasankeyf Alive

Öner Öztürk, Batman Ecological Council

John Crofoot, Hasankeyf Matters

Toon Bijnens, Iraqi Civil Society Solidarity Initiative

Ali Al-Kharki, President, Humat Dijlah/Tigris Keepers Association

Ismaeel Dawood, Un Ponte Per . . .

Nicholas Hildyard, The Corner House

Jonas Holmqvist, FIVAS – Association of International Water Studies

Ulrich Eichelmann, RiverWatch

Annelies Broekman, Catalan Network for a New Water Culture

Heike Drillisch, GegenStroemung – CounterCurrent

Estella Schmid, Peace in Kurdistan Campaign

Wiert Wiertsema, Both ENDS 

Kaynak

İlgili Dosyalar:

  1. Haber fotoğrafı [JPG] [309.31K]
Share
İlgili Eğitim