Ana içeriğe atla
Image
Haber yatay görseli
Share

Güvenlik kâğıt üzerinde

Fukuşima felaketinden sonra gözler nükleer santrallerin güvenliliğinin yanı sıra, güvenlik konularını kontrol etme ve gerekli düzenlemeleri yapmakla hükümlü regülatörlere çevrildi.

Fukuşima felaketinden sonra gözler nükleer santrallerin güvenliliğinin yanı sıra, güvenlik konularını kontrol etme ve gerekli düzenlemeleri yapmakla hükümlü regülatörlere çevrildi.

Güvenlik Kâğıt Üzerinde

Bu hassas konuya dikkat çekmek isteyen Greenpeace eylemcileri, Fransa'nın başkenti Paris'in 95 kilometre güneydoğusunda bulunan Nogent-sur-Seine nükleer santralinin kubbesine tırmandı. Greenpeace eylemcileri bir mesaj vermek için oradaydı 'Güvenli nükleer santral yoktur'.

Eylemcilerin santralin tepesine tırmanabilmeleri bile, santralin ne kadar güvensiz olduğu konusunda kendi başına bir mesaj niteliğinde.

Nükleer endüstri ile politika birbirleriyle sıkı menfaat ilişkileri kuruyor. Nükleer güvenlik prosedürlerine uyulmuyor ve nükleer güvenlik konusunda yetkili kurumlar zayıf, uygulama eksikleri var.

Tüm bu gerçeklerle yüzleşen Avrupa, nükleer santralleri kapatma sürecine girdi. Nükleer santralleri kapatma kararı olmayan hükümetler ise haziran ayının başında var olan nükleer reaktörlere stres testi uygulanmasına başladı. Stres testi dört temel konuyu ele alıyordu.

Birincisi doğal felaketler; deprem, su taşkınları ve aşırı hava olayları. İkincisi dışarıdan gelen ve insan hatalarından kaynaklanan kazalar, hava taşıtlarının kazayla nükleer santrale çarpması gibi... Üçüncüsü terörist saldırılar. Dördüncüsü ise doğal felaketlerden kaynaklanan genel elektrik kesintilileri. Ancak nükleer stres testi, nükleer santralde çalışan insanların hatalarından kaynaklanabilecek olan arızaları maalesef kapsamıyor.

Stres testlerinin sonuçları açıklanmadan, zaafları ve uygulama eksikleri bir bir ortaya çıkıyor. Fukuşima felaketinin ekonomik boyutları bir kez daha nükleer kaza anında yükümlülüğün genişletilmesi gerektiğini gözler önüne seriyor. Yükümlülük sadece nükleer santralin işletmecisiyle sınırlı olmamalı.

Akkuyu nükleer santralinin işletmecisi olan Rus şirketi, olası bir kaza anında uluslararası antlaşmalar çerçevesinde sadece 800 milyon dolarlara kadar olan zararı ödeyecek. Bu rakamın üstündeki her zarar Türk hükümeti tarafından, yani vergi verenlerin cebinden karşılanacak.

Nükleer endüstri, konuyu teknik seviyede tutmanın çabası içinde. Nükleer endüstri, nükleer santrallerin güvenli olmadığını biliyor, buna rağmen ekonomik çıkarlarını ön planda tutup, nükleer santralleri savunma ve yayma çabası içinde. Akkuyu'da Rus teknolojisiyle kurulacak olan nükleer santral ne kadar güvenli olabilir? Nükleer santraller bu kadar güvenli ise neden üçüncü, dördüncü nesil koruma sistemlerine gerek var?

Türkiye Atom Enerji Kurumu (TAEK), nükleer madde ve tesislerin korunması ile ilgili esasları belirleyen tüzük ve yönetmelikleri hazırlamak, uygulamak ve bunlarla ilgili hususları denetlemek ve diğer kuruluşların konu ile ilgili olarak hazırlayacakları yönetmelikler hakkında görüş bildirmekle sorumlu olan kurum. TAEK' in bu temel sorumluluğunu yerine getirebilecek, insan kaynağı, deneyim ve en önemlisi bağımsız politikalar üstü bir gücü var mı?

Fukuşima felaketinden alınan en büyük ders, regülatörlerin politik ve kurumsal bağımsızlığı. TAEK Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı bir kurum, sizce ülkenin nükleer güvenliği konuşunda bağımsız adım atıp atabilir mi?

Harekete geçin!

Nükleersiz bir Türkiye için internet eylemimize katılın.

Share
İlgili Eğitim