Farklı toplulukların bir arada yaşamalarını mümkün kılan çok-kültürlü toplum yapısının kökenleri entegrasyon politikalarında bulunabilir. Bu çerçevede, entegrasyon politikaları çok boyutlu ve çok aktörlü bir zeminde kurulmak zorundadır. Fakat bir ulus-devlet olarak inşa edilen Türkiye’de kurucu ideolojinin homojen ulusal kimlik perspektifinin sürekliliği günümüzdeki entegrasyon politikalarına sirayet etmektedir. Bu bağlamda günümüzde iktidar mekanizmalarının göç politikalarına yaklaşımını bu süreklilik bağlamında analiz etmek ön açıcı olacaktır.
Türkiye’de “Öteki” ve “Biz” İnşası Bağlamında Sosyo-Kültürel Entegrasyon – Hacı Çevik
- 26 Ocak Çarşamba, saat 18.00
- Kayıt için: https://forms.gle/MT3RdJEDMAjioiLA8
- https://amimo.hypotheses.org/1040
Yürüttüğüm doktora araştırmasında, entegrasyonun birbiri ile iç içe geçmiş boyutlarından birisi olan sosyo-kültürel entegrasyonun Türkiye’deki toplumsal ve politik yansımalarını anlamaya çalışıyorum. Bu çalışmada, entegrasyonun ekonomik, politik, sosyal ve kültürel boyutlardan birini dışlayan bir analiz değil toplumsal gerçekliğin çeşitli düzeylerinin göreceli özerkliğinin bilincinde olarak, hepsinin birbirine içkinliğini kabul eden fakat projeksiyonun önüne daha çok sosyal ve kültürel entegrasyon meselesini alan bir analiz yapmayı hedefliyorum. Günümüzde uygulanan -gündelik yaşamı ve topluluklar arası ilişkileri doğrudan etkileyen- sosyo-kültürel entegrasyon politikalarının yansımaları, Türkiye göç tarihi ve politikaları çerçevesinde “öteki” ve “biz” öznelerinin inşasının sürekliliği bağlamında daha anlaşılır olmaktadır. Bu bakış açısı, mülteci gruplara yönelik farklı alanlarda yükselen ve son dönem araştırmalarla görünürlüğü giderek artan ayrımcılığın kökenlerine dair önemli ip uçlarını içermektedir. Ankara’da Suriyeli mülteciler ve farklı sınıfsal özelliklere sahip olan yerel toplum üyeleri ile yapılan ve sosyo-kültürel entegrasyona yönelik algı ve beklentileri odağına alan derinlemesine görüşmelerden elde edilen veriler, çalışmanın ampirik zeminini oluşturmaktadır.