Ana içeriğe atla
Image
Haber yatay görseli
Share

Göç - Der 1934'te Uygulanan Mecburi İskan Kanununu Protesto Etti

Göç Edenler Soysal Yardımlaşma ve Kültür Derneği olarak her yıl 14 Haziran 1934 te uygulamaya konulan mecburi iskân kanununu bir dizi etkinlikle protesto ediyoruz. Bilindiği gibi T.C hükümeti yerinden edilme ve göç olgusunu kurulduğu günden beri bir politika haline getirmiştir. Baskıcı ve asimilasyoncu yönetime karşı çıkanları ya idama mahkûm etmiş ya da zorunlu göç ve iskân kanunlarıyla milyonlaca insanı yerinden yurdundan ederek kıyımdan geçirmiştir. 1915 yılarında bu politikasını Ermenilere uygulayarak birçoğunun katledilmesine ve yerlerinden edilmesine sebep olmuştur. Yine Bu tür uygulamaları geçmişte 6–7 Eylül olaylarıyla öncelikle Türkiye’de yaşayan Rumlara ve azınlıklara uygulamış yüzlerce Rum ve azınlık katledilmiş geriye kalanlarda göç etmek zorunda bırakılmıştır.

Göç Edenler Soysal Yardımlaşma ve Kültür Derneği olarak her yıl 14 Haziran 1934 te uygulamaya konulan mecburi iskân kanununu bir dizi etkinlikle protesto ediyoruz. Bilindiği gibi T.C hükümeti yerinden edilme ve göç olgusunu kurulduğu günden beri bir politika haline getirmiştir. Baskıcı ve asimilasyoncu yönetime karşı çıkanları ya idama mahkûm etmiş ya da zorunlu göç ve iskân kanunlarıyla milyonlaca insanı yerinden yurdundan ederek kıyımdan geçirmiştir. 1915 yılarında bu politikasını Ermenilere uygulayarak birçoğunun katledilmesine ve yerlerinden edilmesine sebep olmuştur. Yine Bu tür uygulamaları geçmişte 6–7 Eylül olaylarıyla öncelikle Türkiye’de yaşayan Rumlara ve azınlıklara uygulamış yüzlerce Rum ve azınlık katledilmiş geriye kalanlarda göç etmek zorunda bırakılmıştır.

1925 lere gelindiğinde tarihte takrir-i sükûn kanunu nu çıkararak baskıcı ve asimilasyoncu yönetime karşı çıkan, Kürtleri istiklal mahkemelerinde idam etmiş binlercesini de zorunlu göçe tabi tutmuştur 14 Haziran 1934 te çıkarılan iskân kanunuyla birlikte içişleri bakanlığına Türk kültürüne bağlı olmayan vatandaşları başka yerlere nakletme yetkisi veriliyor. Bu kanunla birlikte Kürtler yaşadıkları bölgelerden toplu sürgünler başlıyor Dersim vilayetinin idaresi hakkındaki kanunla 17 günde yapılan tarama harekâtında ölü ve diri onbinlerce kişinin ele geçirildiği bildiriliyor geriye kalanların ise Türkiye’nin değişik illerine sürüldüğü belirtiliyor. 1980 li yılara gelindiğinde Devlet PKK ile mücadele bahanesiyle Zorunlu Göçün Süreklileştiği Türkiye’de iskân kanunun devamı olan OHAL yasası çıkartılarak yerleşim yerlerinin boşaltılması yetkisi valiliklere verdi. Bu yıllarda özellikle Tansu çiller Mehmet ağar doğan güreş hükümetleri döneminde Kürtlerin yaşadıkları köyler hiçbir gerekçe gösterilmeden boşaltıldı. Devlet Yerel Güvenlik Gücü Oluşturmak Üzere köy koruculuğu sistemini Kürtlere dayattı, bazı bölgelerde aşiret ve ağalığın etkili olduğu yerlerde köy koruculuğu kabul edilsede büyük çoğunluk koruculuk sistemini kabul etmedi. Güvenlik güclerinin köy koruculuğunu kabul etmeyenlere yönelik cana ve mala kastedici eylemlerde bulunmalarından dolayı bölgede 4 bine yakın yerleşim birimi zorla boşaltıldı 3 milyon kişi zorunlu göçe tabi tutuldu. Boşaltılma esnasında ulusal uluslarası  kural ve kanun tanınmayarak bölge insanının kültürel dokusunu derinden etkileyecek tahribatlara neden olundu. Göç Etmek Zorunda Kalan mağdurlar geldikleri yerlerde ayrımcılığa maruz kalmış mahhalenin istenmeyenleri ilan edilmişlerdir. Kentsel dönüşüm projeleriyle birlikte zorunlu göç edenler metropollerde ikinci bir göçe tabi tutulmaktadırlar.  Zorunlu Göç Ettirilmişlerin karşı karşıya kaldıkları sorunlardan biride göçle birlikte mülksüzleştirilme ve geriye dönüş problemleridir, Son zamanlarda devlet yetkililerinin köylerinize geri dönebilirsiniz açıklamaları bölgede süren askeri operasyonlar ve Roboski Katliamı yetkililerin bu konudaki samimiyetsizliğinin göstergeleridir Roboski katliamıyla göçzedeler yetkililere karşı olan güvensizlikleri artmış ve geriye dönüşte roboskililerle aynı kaderi paylaşma korkusu içerisindedirler.  

2000li yıllara gelindiğinde Hükümet ab ye aday olma süreci ve kamuoyu nezlinde Zorunlu göç sorununun çözümü için bazı projeler geliştirmeye çalıştı. Fakat bu projelerin birçoğu sorunu çözmekten uzak ve sorunun dahada çıkılmaz bir hal almasına neden olmuştur. Bizler Zorunlu göç Sorununun kalıcı ve köklü çözümü için Kürt sorununun çatışmasızlık zemini içinde müzakere edilerek çözüleceği inancındayız. Çatışma Yeni Roboskilerin yaşanmasına zemin yaratmakta ve halklar arasında derin ayrılıklar oluşmasına sebep olmaktadır. Bizler Zorunlu Göç Sorununun Çözümü için

1 Kürt Sorununun inkâr ve imhası yerine demokratik diyalog yöntemi ile çözülmesine

2 Göçertilme esnası ve sonrasında Yaşanan insan Hakları ihlalerinin ortaya çıkartılması için Hakikatleri araştırma komisyonunun kurulmasına

3 Halklar Arasındaki birlikte yaşama duygusunu yok eden çatışma ve operasyonlara son verilmesine

4 Koruculuk sisteminin kaldırılmasına ve faali meçhul cinayetlerin aydınlatılmasına

5 Mayınların ve savaş artıklarının Temizlenmesine

6 Yayla yasakları ve geçici güvenlik yerleri yasağının kaldırılmasına

7 Mağdur edilmiş göçzedelerin maddi manevi tazminatlarının karşılanmasına

8 Yerleşim Yerleri adlarının iadesine. Hes ve barajların yapımının durdurulmasına

9 Geriye dönüşlerin sağlanabilmesi için köylerin altyapı sağlık sosyal eğitsel gibi alanlarda çalışma yapılması ve bütçe ayrılması

10 2009 yılından beri KCK soruşturması kapsamında yürütülen siyasi soykırım operasyonları kapsamında İstanbul ve Van göç der başkanlarının da olduğu insanhakları savunucuları akedimisyen belelediye başkanları gazeteci avukat öğrenci ve siyasetçilerinde olduğu 8 bine yakın kişinin serbest bırakılmasını telep ediyoruz.

Göç Edenler Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği

Share
İlgili Eğitim