Son günlerde kamuoyunda 4+4+4 olarak formüle edilen eğitim reformu pek çok sivil toplum kuruluşunun ve halkın tepkisini çekti. En önemli endişe kaynağı da kız çocuklarının eğitimden alıkonularak eve mahkum edileceği. Türkiye’nin bir eğitim sorunu olduğu çok açık. Ülkemiz OECD ülkeleri arasında öğrenci başına harcama rakamında son sıralarda yer alıyor. 2 yılda bir yapılan PISA sınav sonuçlarına göre de öğrencilerin yüzde 25’i okuduğunu anlayamıyor ve yüzde 42’si basit matematiksel problemleri çözemiyor. Sınıf uygulamasının başarısı bu seviyedeyken, eğitimi bir de sınıf ortamından uzaklaştırmak uzmanları haklı olarak endişeye sürükledi.
Yeni uygulamayı toplumsal cinsiyet eşitliği açısından ele alırsak da, hemen herkes kız çocuklarının şu andakinden daha fazla mağdur olacağından emin. Çocuk gelinler konusunda dünyada başı çektiğimiz düşünülürse yeni eğitim sistemi bu soruna bir çözüm olmaktan çok, var olan problemi daha da büyütmeye yarayacaktır. Haydi Kızlar Okula, Baba Beni Okula Gönder, Kardelen gibi anlamlı projelerin de amacı ortadan kalkmış olacaktır. Türkiye’nin yeni dünya düzeninde lider ülke olma ideali ancak lider yurttaşlar yetiştirmesi ile mümkün olabilir. Bugün dünya global bir köy olmuştur. Ekonomi de herkesin herkes ile ticaret yaptığı, yapması gerektiği bir düzen üzerine kuruludur. O zaman Türkiye’nin yeni nesli de dünyayı tanıyan, farklı kültürleri, siyasi görüşleri, dinleri, etnik kökenleri bilen ve farklılıklara saygı duyarak onlarla birlikte hareket edebilme becerisine sahip olduğu takdirde bu ideale ulaşılabilir. Eve kapatıldığı için, kendisi gibi olmayana alışık olmayan, o yüzden de farklı olanlara korku ve dirençle bakacak bir nesil bu idealleri gerçekleştirmekten çok uzak olacaktır.
İyi haftalar,
Umut Vakfı
İlgili Dosyalar:
- umut vakfi [JPG] [37.57K]