Türkiye genelinde 45'İ inşa, 1576'sı proje aşamasında olan, planlananlar ile 2 bini aşması beklenen HES'lere karşı açılan 65 davadan 34'ü sonuçlandı. Davalardan 33'ünde yürütmeyi durdurma veya iptal kararı çıktı.
HES'lere karşı Muğla, Rize ve Artvin'de 16 yeni dava daha açılması için hazırlık yapılıyor...
Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Şan, HES'lerle ilgili tartışmaların ilk olarak 1996 yılında Rize'nin Çamlıhemşin ilçesi Fırtına Vadisi üzerinde kurulması planlanan HES projesi ile başladığını, burada yapılması planlanan projelerin uzun bir hukuksal süreç sonunda reddedildiğini belirtti.
Çamlıhemşin'deki süreçten sonra uzun bir süre HES projelerinin bölgede gündeme gelmediğini, son yıllarda ise art arda projeler geliştirilmeye başlandığını anlatan Şan, ''DSİ, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK verilerine göre şu anda yurt genelindeki dere ve vadilerimiz üzerinde kamu ve özel sektöre ait 187 adet HES işletme halinde bulunuyor. Bunların dışında inşa çalışması devam eden 145, proje aşamasında olan 1576 civarında HES var. Planlanlama aşamasında olan 325 HES ile birlikte bu sayı 2 bini geçecek. Bakanlıkların verilerine göre ileride yapılması planlanan HES'lerle birlikte sayının 2 bin 300'lere ulaşması bekleniyor'' dedi.
Doğu Karadeniz'de işletilen, inşa ve proje aşamasında olan veya yapılması planlanan HES'lerin 700'e yaklaştığını, bunlardan 169'unun Trabzon, 123'ünün Rize, 176'sının Artvin, 82'sinin Giresun, 63'ünün Ordu'da olduğunu bildiren Şan, diğer HES projelerinin Erzurum'un İspir ve Tortum gibi ilçeleri ile Gümüşhane, Bayburt, Samsun, Amasya, Kastamonu, Antalya, Tokat, Muğla, Sinop ve Çorum'da bulunduğunu kaydetti.
DSİ verilerine göre inşa halindeki 145 HES'ten 41'inin Trabzon, 25'inin Artvin, 23'ünün Rize, 12'sinin ise Giresun'da olduğunu ifade eden Şan, şunları söyledi:''Bu projelerin yanında ayrıca Doğu Karadeniz'de 2 bin de mikro HES kurulması için Doğu Karadeniz Küçük HES Kalkınma Projesi adıyla yeni bir proje başlatıldı. Ülke genelinde inşa aşamasında olan 145 HES için başta Rize ve Artvin olmak üzere Giresun, Muğla ve diğer illerde çeşitli davalar açıldı. Açılan 65 davadan 34'ü sonuçlandı. Sonuçlananların 33'ünde karar karar çevrecilerin lehine çıktı. Şu ana kadar sonuçlanan davalardan sadece birinde, şirketin mevcut can suyu miktarını artıracağını taahhüt etmesi üzerine aleyhimize karar verildi. Diğer davalarda da lehimize karar çıkacağına inanıyoruz.
Açılan davaların 59'u Rize, Trabzon, Giresun ve Artvin'de yapılanHES'lere ilgili. Diğerleri ise Antalya, Muğla ve Kastamonu'daki HES'leri ilgilendiriyor. Bu davaların dışında 2'si Muğla'da, diğerleri ise Rize ve Artvin'de olmak üzere 16 davanın daha açılması için hazırlıklar sürdürülüyor. Ancak en önemli sorun, firmaların verilen hukuki kararlara rağmen çeşitli yollarla çalışmalarına devam etmesi.''
DERELERİN KARDEŞLİĞİ PLATFORMUNUN 74 BİLEŞENİ VAR
Ömer Şan, aynı vadi üzerinde onlarca HES projesi geliştirilmesi, vadilerde akan derelerin dev tünellere alınarak taşınması, proje çalışmaları sırasında doğal yaşam alanlarına geri dönüşümsüz zararlar verilmesi, doğal zenginliklerin, fauna ve floranın yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya gelmesi gibi endişelerle yöre halkı ve çevreciler olarak HES projelerine karşı amansız bir mücadele yürüttüklerini söyledi.
Özellikle Doğu Karadeniz'in uluslararası öneme sahip doğa koruma alanlarını barındırdığını ifade eden Şan, şunları kaydetti: ''Bölge, doğal yaşlı ormanlar, orman gülü çalılıkları, sarp kayalıklar ile göl ve akarsu kenarlarında sayısız ekosisteme sahiptir. Bölge pek çok endemik bitkiye ev sahipliği yapmaktadır. HES'lerin planlanma aşamasında en önemli sorun bütüncül havza planlaması yapılmamasıdır. Aynı vadi üzerinde 1, 2 HES için verilen izin, kısa sürede onlarla ifade edilebilecek sayıya ulaşabiliyor. Türkiye7nin enerji ihtiyacı her yıl yüzde 6-7 artarken, HES'lerden elde edilecek enerji Türkiye'nin enerji ihtiyacının ancak yüzde 3'üne karşılık geliyor. Ayrıca, kayıp veya kaçak kullanım oranı 15 civarında. Sadece kayıp kaçak elektrik oranı yüzde birkaç indirildiğinde ülke genelindeki HES'lerden elde edilecek enerji fazlasıyla elde edilmiş olur.''
'' BÜTÜN HES PROJELERİ DURDURULMALI''
Derelerin Kardeşliği Platformunun Gümüşhane, Bayburt, Giresun, Ordu, Tokat, Amasya, Samsun ve Sinop'a kadar uzanan bölgede muhtarlıklar, çevre koruma dernekleri, sendika şubeleri, çeşitli oda temsilcilikleri gibi 74 bileşeni bulunduğunu anlatan Şan, şöyle devam etti:
''Derelerin Kardeşliği Platformu, HES mücadelesinde demokratik, hukuksal, yasal ve tepkisel eylemlerle bölgedeki ve yurt genelindeki çalışmalarını sürdürüyor. Tamamen gönüllü ve özverili, duyarlılık ve sorumluluk ölçüleri çerçevesindeki çalışmalarımızı, ülkedeki tüm HES projeleri iptal edilinceye kadar sürdüreceğiz. Çünkü HES projeleri, iddia edildiği gibi temiz ve çevreci bir enerji üretim kaynağı değildir. Aksine çevreyi ve doğayı katleden, derelerimizi kurutan, sularımızı 3,5 metre çaplı ve yüzlerce kilometrelik tünellere hapseden, doğal yaşam alanlarımıza, tarihi, sosyal ve kültürel değerlerimize geri dönüşümsüz zararlar veren projelerdir. Doğal bir varlık olan su, yaşamın temel kaynağı olarak enerji kaynağı olarak görülemez. Yargı kararlarını hiçe sayarak, vadilerimiz ve doğal yaşam alanlarımıza geri dönüşümsüz zararlar veren bütün HES projeleri durdurulmalı, üretim lisansları iptal edilmelidir.''