Image
Gündem Çocuk, bileşeni olduğu “Çeşitlilik ve Stratejik Davalama Ağı”ndan beklentilerini ve çalışmalarını Sivil Düşün Bülteni’ne anlattı.
Gündem Çocuk, bileşeni olduğu “Çeşitlilik ve Stratejik Davalama Ağı”ndan beklentilerini ve çalışmalarını Sivil Düşün Bülteni’ne anlattı.
Hukuki yardım ve LGBTİ haklarının takibi gibi insan hakları koruma mekanizmaları konusunda çalışmalar yürüten Kaos GL Derneği ile Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı’nın (TOHAV) sekreteryasını yürüttüğü “Çeşitlilik ve Stratejik Davalama Ağı” projesi çalışmaları devam ediyor.
Proje kapsamında geçtiğimiz günlerde ayrımcılığa uğrayan kişilerinTürkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce olarak başvuruda bulunabildiği “Ayrımcılığa Uğradım” websitesi açıldı.
Ağ bileşeni sivil toplum kuruluşları ise ayrımcılığa karşı birlikte çalışmalarını sürdürüyor. Farklı alanlarda mücadele yürüten STK’lar stratejik davalama için bir arada çalışıyor.
Ağ bileşenlerinden Gündem Çocuk, Sivil Düşün Bülteni’nde çalışmalarına ve Ağ’dan beklentilerine ilişkin soruları yanıtladı.
Dernek/vakıf/kurum olarak bize çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Hangi alanlarda ne gibi faaliyetler yürütüyorsunuz?
Gündem Çocuk Derneği 2005 yılından beri çocuğun insan hakları alanında çalışan örgüt. Tüm amacı; her çocuğun hak sahibi, eşit, özgür ve onurlu birer birey olarak, barış içerisinde, iyi ve mutlu bir yaşam sürmesi için çocukların yararına bütüncül bir dönüşüme katkıda bulunmak. Dernek tüm çalışmalarını toplumsal algı değişikliği, çocuk katılımı, ağ çalışmaları, savunuculuk ve vaka takibi olmak üzere 5 temel programda yürütüyor. Derneğin temel şiarı ve motivasyonu “çocuklar için daha iyi bir dünyanın mümkün olması”…
Çalıştığınız alanda (insan hakları vs.) karşılaştıklarınız ışığında Türkiye’deki yargı sistemini değerlendirebilir misiniz? Ne gibi eksikler ve yanlışlar var?
Türkiye’deki yargı sistemini çocuk hakları açısından değerlendirdiğimizde pek çok sorun söz konusu. Bunlardan biri çocuk hakları ihlallerinin yargıya taşınması durumunda bile cezasız kalmasıdır. Cezasızlık bir döngü ve hak ihlallerini yeniden yeniden üretiyor.
Bu durumu diğer insan hakları ihlallerini cezasız kalmasına yol açan sebepler kadar, yargı sisteminde yerleşik çocuk algısı da yaratıyor. Yargı; çocukları hak ve özgürlükleri olan birer olarak görmediğinden yaşadıkları ihlallerini de meşru ve olağan görebiliyor, bu algıyı da hukukileştirebiliyor. Bu algı dönüşmedikçe yargının çocuk odaklı kararlar vermesi mümkün olamıyor.
Bu durumu diğer insan hakları ihlallerini cezasız kalmasına yol açan sebepler kadar, yargı sisteminde yerleşik çocuk algısı da yaratıyor. Yargı; çocukları hak ve özgürlükleri olan birer olarak görmediğinden yaşadıkları ihlallerini de meşru ve olağan görebiliyor, bu algıyı da hukukileştirebiliyor. Bu algı dönüşmedikçe yargının çocuk odaklı kararlar vermesi mümkün olamıyor.
Yargıdaki bir diğer sorun kanunla ihtilafa düşmüş çocuklar açısından yaşanıyor. Bir çocuk kanunla ihtilafa düşüğünde -her ne kadar yasalar öyle demese bile- onun çocuk olduğu unutulabiliyor ve özgürlüklerinden yoksun bırakmak yaygın bir tedbir olarak uygulanıyor. Tutuklu çocuk sayısı bunun bir kanıtı. Herhangi bir suçtan dolayı “mağdur” olan çocuklar ise yargıyla adalet arayışında tanışıyor ama ne yazık ki sistem mağdur olan çocuğu daha da fazla mağdur edebiliyor. Adalet tesisi yerine farklı açılardan hırpalayabiliyor.
Türkiye’de çok uzun yıllardır üzerinde çalışılmasına karşın hala çocuklara özgü adalet sistemi kurulabilmiş değil. Bu da çocukların yaşamını olumsuz etkiliyor. Ne yazık ki yargı her bir çocuk için onları adalete yakınlaştıran bir yol olmaktan çok özellikle son yıllarda ( Gezi direnişine katılım, Kürt sorunuyla ilgili toplumsal olaylarda yer alma, hükümete yönelik muhalif düşüncelerini ifade etme gibi fiiler karşılığında) devletin çocukları cezalandırma ya da öç alma yöntemi olarak kullanılıyor.
Ve tabii ki yargının siyasallaşmasından çocuklar da muaf olamıyor. Çocukların yargılanmaları ya da adalete erişimleri halihazırdaki güncel siyasete göre şekillenebiliyor.
Sizce stratejik dava takipleri ile bu eksiklerin üstesinden gelinebilir mi?
Elbette. Yargıdaki ve toplumdaki çocuk algısını deşifre etmek ve süreç içinde dönüştürmek ortak yürütülecek stratejik davalarda konu edilebilir. Ayrıca stratejik davalama yoluyla tüm bu algı aslında tersine döndürülebilir durumda...
Stratejik Davalama Ağı’ndan beklentileriniz nelerdir?
Çocuk hakları ihlalleriyle ilgili kritik ve öncelikli alanlarda hukuki süreç yürüterek bunun çocukların lehine bir dönüşüm yaratılmasına katkıda bulunmak. Ağ üyeleriyle bu konuda fikirsel ve eylemsel anlamada dayanışmak da bu dönüşüm için çok önemli. Davalama ağından bir başka beklentimiz de stratejik davalama konusunda teknik kapasitemizi güçlendirebilmek. Farklı örgüt deneyimleri ile farklı hukukçularla ortak davalar üzerinde çalışmak çok güçlendirici bir süreç olacak.
*“Çeşitlilik ve Stratejik Davalama Ağı” projesi AB Delegasyonu Sivil Düşün Programının desteği ile yapılmaktadır.
Kaynak
Kaynak
İlgili Eğitim