ÇİAT'tan oyuncu Özen, TMK'da yapılan değişiklikle bazı tahliyeler yaşansa da halen İstanbul'da 20'den fazla çocuğun cezaevinde bulunduğuna işaret etti. Özen, "İktidarın kulağı sağır olabilir ama biz dilsiz değiliz. Çocukların dili olmayı sürdüreceğiz" dedi.
Terörle Mücadele Kanunu'nda (TMK) yapılan değişikliklerin ardından kendini fesh eden Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları'nın (ÇİAÇ) yerine sürecin takibi için biraraya gelen Çocuklar İçin Adalet Takipçileri'nden (ÇİAT) oyuncu Tülin Özen, "yetki" tartışması nedeniyle çocukların davalarına bakacak mahkeme bulunamadığını açıkladı.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul şubesinde düzenlenen toplantıda, ÇİAT adına basın açıklamasını okuyan Özen, "Mahkemelerce dosyaları işleme koymama veya geciktirme gibi keyfi uygulamalar gibi keyfi uygulamalar devam ediyor" dedi.
"Bir taş attıkları için mağdur olan çocukların durumu gözetilerek yapılan yasal düzenlemeden Hrant Dink'i öldürmekten sanık Ogün Samast'ın da yararlandırılması, devlet vicdanının nasıl işlediğini gösteriyor. İktidarın kulağı sağır olabilir ama biz dilsiz değiliz. Çocukların dili olmayı sürdüreceğiz."
"MEB harekete geçmeli"
Özen, tahliye edilen çocukların 18 yaşına basmalarıyla başka gerekçelerle tekrar cezaevine alındıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
"TMK'daki beş ay önce yapılan değişiklik sonrası tahliyeler yaşansa da halen İstanbul'daki cezaevlerinde 20'den fazla çocuk bulunuyor. Okula giden tahliye olmuş çocuklar ise okul yolunda kendilerine sürekli polislerce gerçekleştirilen yakın takip ve sözlü uyarılar sonucu okullarından soğutuluyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bu konuda derhal önlem almalı."
ÇİAT'ın çağrısıyla Türkiye Barolar Birliği (TBB), TİHV ve Eğitim- Sen'in katkısıyla Diyarbakır ve Batman'da tahliye olmuş çocuklara ve ailelerine akut psikolojik destek verildiğini anımsatan Özen, geriye kalan 30 ilde ise bunun yapılamadığını, bu görevi devletin üstlenmesi gerektiğini vurguladı.
"Devlet rehabilitasyon programı oluşturmalı"
"Devlet bu görevi üstlenmeli ve çocuklara, ailelerine yardım programı hazırlamalı, bütçe ayırmalı. Bu rehabilitasyon çalışması çocukları asimile etmeyen bir program çerçevesinde yapılmalı. Program, bölge koşullarını iyi bilen sivillerle hazırlanmalı.
Uzun süreli psikolojik destek, eğitim desteği ve meslek edindirme desteğinin yanı sıra spor, insan hakları, şiddetsizlik gibi konuları temel alan atölyeler içermeli. Rehabilitasyon programı sadece çocuklarla sınırlı olmamalı, bölgede çocuklarla irtibatlı görev yapan asker, polis, öğretmen, hekim, savcı, hakim, gardiyan gibi yetkili ve görevlileri de kapsamalı."
Açıklamanın ardından Cenk Örtülü'nün yönettiği "Taşlaşan Vicdanlar" adlı çocukların polis tarafından şiddete uğradığı görüntülerin yer aldığı belgesel film gösterildi. Ayrıca "Özgür Açılım Öğrenci Platformu"nun hazırladığı "Çocukluktan Merkeze" isimli sergi basına tanıtıldı.(BT)