Ana içeriğe atla
Image
katılım hakkı
Share
Hak temelli yaklaşımın ana ilkelerinden biri katılımcılık. Çalışmalarımızı anlatırken sıkça başvurduğumuz bu kavramı örgütümüz içerisinde nasıl ele alıyoruz? Ne kadar hayata geçirebiliyoruz? Bu yazıyı katılımcılığı örgütümüz içerisinde nasıl hayata geçirebileceğimize dair bir çerçeve ve araç önermek üzere kaleme aldık.

Ne menem bir şey bu katılımcılık?

BİRLİKTE blog yazılarının birinde - Değişime yön vermek: Yol gösterici ilkelerle programları tasarlamak ve uygulama - hak temelli çalışan STÖ’lerin yaratmak istedikleri değişime doğru yol alırken tutarlılık ve meşruiyetlerini hak temelli yaklaşımın ilkelerini hayata geçirerek güçlendirebileceklerini savunduğumuzu söylemiş ve BİRLİKTE Programının ilkelerle çalışmaya dair yaklaşımını anlatmıştık.

Bu yazı ise, hak temelli yaklaşımın yukarıda bahsedilen çerçevede önemli ana ilkelerinden birinin, katılımcılığın örgüt içerisinde hayata geçirilmesine yönelik bir çerçeve ve araç öneriyor.

Hak temelli yaklaşım ve STÖ’lerde katılımın anaakımlaştırılması nasıl mümkün olur?

İnsanlık tarihi, insanların “daha iyi bir yaşam” ve “özgürlük” uğruna kesintisiz mücadelelerinin de tarihi. Artık bu mücadelelerin talepleri “hak” talepleri olarak ifade ediliyor. Hakların gerçekleşmesinin talep edilmesi günümüzde küresel, bölgesel, ulusal ve yerel kurumsal yapıların ve örgütlerin işleyişinin de doğrudan veya dolaylı parçası haline geldi. 

Öte yandan, insanlık tarihi insanların “daha iyi bir yaşam” ve “özgürlük” duygularıyla köleleştirdikleri, sömürdükleri; hatta köleleş(tiril)me, sömürülme uğruna da mücadele ettikleri bir tarih. Hayatın neredeyse tüm alanlarını kapsayan normatif uluslararası insan hakları çerçevesine rağmen insan hakları ihlallerinin ve dahi tüm yeryüzünün kitlesel denebilecek bir ölçekte kıyımının an be an gerçekleştiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu durum, “hukuki düşünme modeli” üzerine çağdaş dünyayı kuran kurumların ve kurumların uygulamalarının sınırlarına ve sınır tanımayan uygulamalara karşı müdahalelerin sınırlılıklarını gösteriyor; ancak, bu çelişkiyi aşma yönünde insanlar olarak elimizde, özgürlük mücadelelerinin sağladığı “güçlenme” ve “yapabilme” ehliyetinin elde edilmesinden öte, gerçek anlamda bir araç olduğu pek de söylenemez.

1990’lardan itibaren tartışılmaya başlanan ve 2003 yılında Birleşmiş Milletler’in küresel bir norm olarak tanımladığı ve zaman içerisinde Avrupa Birliği’nin ve fon sağlayan diğer kalkınma ajanslarının temel politikalarından biri haline gelen hak temelli yaklaşımlar, uluslararası insan hakları standartlarının uygulamada hayata geçirilmesini ve insan hakları ilkeleri üzerinden değişimi hedefliyor. 

Hak temelli yaklaşımlar, farklı tanımlarda ortaklaşan ana ilkelerden özellikle ikisi bakımından da - anlamlı ve kapsayıcı katılım ile karar alma süreçlerine erişim ve haklarını kullanabilmesi ve talep edebilmesi için hak sahiplerinin güçlendirilmesi- değişimin sağlanmasında öznelerin “güçlenmelerine” ve “yapabilme” ehliyetini elde etmelerine işaret ediyor.

Hak temelli yaklaşımın başta BM ve Avrupa Birliği olmak üzere fon sağlayıcıların temel politika olması ve balıkçılıktan kültürel mirasın korunmasına ve silahlı çatışmaların çözümüne, çok farklı tematik alanlarda yasal ve politik düzeyde uygulamaya yönelik bir değişim aracı olarak kurgulanması nedeniyle, çok farklı tematik alanlarda çalışmalarını yürüten sivil toplum örgütleri de giderek bu yaklaşımı benimsemeye ve çalışmalarını bu temelde kurgulamaya başladı. Ancak, değişimin karmaşık yapısı nedeniyle, özü itibariyle yasal müdahaleleri ve değişimleri hedefleyen hak temelli yaklaşımların uygulamalarda ne ölçüde toplumsal değişime katkıda bulunduklarını izlemek ve bilmek, hak temelli çalışan sivil toplum örgütleri açısından ciddi bir zorluk da doğurmaya başladı. Bunun en önemli nedenlerinden birisi, hak temelli yaklaşımın benimsenmesinin bu yaklaşımın kendiliğinden ve gerçekten hayata geçirildiği anlamına gelmemesidir. Bu durum hem fon verenler, hem yükümlülük sahipleri hem de bu yaklaşımı benimseyen sivil toplum örgütleri açısından geçerli. Özellikle ilkelere dayalı yaklaşım, toplumsal değişimi hedeflerken kurumsal değişimi gerçekleştirmeyi de gerektiriyor. Örgütsel değişimin ve toplumsal değişimin birbirinden farklı olduğu söylenebilir; ancak, örgütlerin kendi içlerinde hak temelli yaklaşımı bir politika olarak benimsememeleri durumunda, bu yaklaşımın ilkelerini gerçek bir toplumsal değişim yönünde mobilize etmeleri güç olacaktır. Örgütlerin toplumsal değişim algıları, bu değişime yönelik yol ve yöntemlerini de belirlemektedir.

Hak temelli çalışan sivil toplum örgütleri de kim ola?

Türkiye’de faaliyet gösteren ve hak temelli bir yaklaşıma sahip olan STÖ’ler sayısal olarak çok az ve bu örgütlerin yapılarına dair araştırmalar neredeyse yok denilebilecek kadar az.

Yakın dönemde yayımladığımız Türkiye’de Sivil Toplum Örgütleri: Örgütlenme Özgürlüğü ve Katılım Hakkı başlıklı raporumuz, örgütlenme özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğünün sivil toplum örgütleri üzerindeki etkisini ele alıyor ve sivil toplum örgütlerinin karar verme süreçlerine katılım hakkına odaklanıyor.

Bu raporda doğru hedef kitleye ulaşmak için, örgütlerin kurumsal (yazılı) belgelerinde “hak temelli örgüt” tanımının belirleyicisi dört hak temelli yaklaşım faktörü (göstergesi) öneriliyor. Bunlar şöyle; 

  • Yazılı belgelerinde herkes için temel hak ve özgürlüklerinin korunması ve yaygınlaştırılmasının yer alıp almaması
  • Temel hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi için stratejik vizyon ve faaliyet planının (savunuculuk planı) olup olmaması
  • Stratejik vizyon ve faaliyet planının temel hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi için bir reform talebi ya da kamuoyunun harekete geçirilmesini içerip içermemesi
  • Yazılı olarak her türlü ayrımcılığın doğru olmadığını ve hoş görülmeyeceğini belirten bir tür değer ifadesinin varlığı.

“Hak temelli örgüt” yapısına ve bu örgütlerin örgütlenme özgürlüğü ve katılım hakkı bakımından durumlarına dair bir ilk niteliği taşıyan bu araştırmada yukarıda sıralanan göstergeler üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda, örgütler hak temelli yaklaşım düzeylerine göre “zayıf”, “orta” ve “güçlü” olarak üç gruba ayrılıyor.

Raporda, hak temelli yaklaşım için STÖ’lerin yazılı belgelerinde hak temelli yaklaşımın yer alıp almadığının bir kriter olarak kullanıldığı; kuruluş veya temsilcilerinin pratikteki tutum ve davranışlarının bu analizin konusu edilmediği ise özellikle vurgulanıyor. 

Özdenetimle birlikte uygulamayı esas almak

Gerçekten de, örgütlerin kurumsal kültür ve pratiklerinde hak temelli yaklaşımın unsurlarını belirlemek, bu unsurları bir standarda bağlamak son derece güç; bu bağlamda ancak öz denetimi esas alan bazı uygulama ilkelerinden söz edilebilir. 

BİRLİKTE Kurumsal Gelişim Modeli’nde örgütlerde hak temelli yaklaşımı 6 ilke temelinde -fayda yaratma, katılımcılık, sürdürülebilirlik, ayrımcılığın önlenmesi ve eşitlik, şeffaflık ve hesap verebilirlik- örgüt kültürünün bir parçası haline gelmesini destekleyen bir dizi gösterge ve araç öneriyoruz. Bu model kapsamında geliştirilen öz değerlendirme aracı ise hak temelli örgütlerin kendi kurumsal yapı ve süreçlerinde bu ilkelerin anaakımlaştırılmasına yönelik, gösterge niteliğindeki soruları içeriyor. Bu araçlardan birisini, katılımın örgüt içerisinde anaakımlaştırılmasına yönelik olarak önerilen çerçeveyi anlatmak isteriz. 

Sivil toplum örgütlerinde katılımın anaakımlaştırılması nasıl mümkün olur?

Biz, BİRLİKTE Kurumsal Gelişim Model’inde, katılımcılık ilkesini şu şekilde tanımlıyoruz: 

Katılımcılık ilkesi, STÖ’nün karar alma mekanizmalarına tüm paydaşlarının belirlenmiş yöntemlerle katılımının sağlanması, STÖ’lerin de çalışma yaptıkları alanla ilgili karar mekanizmalarına ve süreçlere katılmasıdır. Bu yöntemlerin başında, STÖ’nün tüm paydaşları ve faydalanıcılarına karşı açık ve erişilebilir olma, bilgilendirme, danışma, dahil etme ve bu süreçlerle sonuçlara ilişkin geri bildirim sağlama mekanizmaları gelir. STÖ’ler, katılımcılıklarını artırdıkları ölçüde şeffaf, hesap verebilir ve güvenilir olurlar. 

Ayrıca, bu ilkenin program açısından ne anlama geldiğini de tanımladık. Bunu program uygulamalarında yol gösterici olarak dikkate alıyoruz: 

Birlikte Programı, program kapsamındaki çalışmalarda karar alma süreç ve mekanizmalarına tüm paydaşlarının belirlenmiş yöntemlerle etkili ve anlamlı katılımını sağlamak üzere gerekli çalışmaları yapar veya müdahaleleri araştırır ve uygular; program, çalışma alanıyla ilgili karar mekanizmalarına ve süreçlere katılır; program kapsamındaki örgütlerin kendi alanlarındaki mekanizma ve süreçlere katılımını destekler.

Programda, bu çerçevede sivil toplum örgütlerinin kurumsal yapısında ve faaliyetlerinde katılımı güçlendirmeyi ve kolaylaştırmayı amaçlayan bir araç önerisinde de bulunuyoruz. Hem örgüt yönetiminde hem de program ya da faaliyet yönetiminde kullanılması hedeflenen bu araç, katılım süreçleriyle katılım biçimlerini eşleştiriyor; böylelikle, katılım süreç ve uygulamalarının planlanmasını ve takibini kolaylaştırmayı hedefliyor.

İşlevsel bir süreç: Katılım merdiveni programa nasıl uyarlandı?

Katılım biçimleri konuşulurken genel olarak Avrupa Konseyi’nin “katılım merdiveni” tanımı kullanılıyor. Aşağıda yer alan katılım biçimleri de Avrupa Konseyi tarafından tanımlanan sivil katılımın temel aşamalarından alınarak sivil toplum örgütleri için uyarlandı.

  • Bilgilendirme: Karar alma süreçlerinde, açık veri ilkelerine uygun olarak gerekli tüm bilgilerin açık ve kolay anlaşılabilir bir dilde, uygun ve erişilebilir bir biçimde ve bürokratik engeller olmadan ve prensip olarak ücretsiz sunulması.
  • Danışma: Sivil toplum örgütünün kurumsal prosedürün bir parçası olarak belirli bir politika, konu ya da faaliyetle ilgili olarak hedef grubun ve diğer paydaşların görüşlerini toplaması.
  • Dahil etme (diyalog/ istişare): Sivil toplum örgütünün hedef grup ve diğer paydaşlarla (bireyler, STK'lar, kamu yönetimi, vb.) görüş alışverişinde bulunmak için ortak bir anlayışa bağlı olarak yapılandırılmış, uzun süreli ve sonuç odaklı süreçleri işletmesi.
  • Ortaklık (aktif işbirliği): Sivil toplum örgütünün sorunların tanımlanması ve çözümlerin geliştirilmesinde hedef grup ve diğer paydaşlarla aktif işbirliği yapması, çözüm ve uygulamaların birlikte üretilmesi.

Katılım süreçleri programa nasıl uyarlandı?

Sivil toplum örgütlerinin sistemlerinin ve faaliyetlerin planlanmasını, planlandığı şekilde uygulanmasını, uygulamanın etki ve sonuçlarının ölçülmesini ve bu ölçümlerden yapılacak öğrenmelerle, sonraki planlamalar için iyileştirmeler yapılmasını içeren katılım döngüsünün aşamaları, aşağıda yer aldığı şekliyle Belediyeler için Stratejik Plan Rehberi'nden alınarak sivil toplum örgütlerine uyarlandı.

  • Görüş toplama: Uygulamadan etkilenecek paydaşların görüş, öneri ve beklentilerin toplanmasını ifade eder. Bu süreç paydaşların tespiti; paydaşların önceliklendirilmesi; paydaşların değerlendirilmesi; paydaş görüş ve önerilerinin alınması ve değerlendirilmesi aşamalarını içerir. 
  • Planlanma: Uygulamayla ilgili amaçların, hedeflerinin, performans göstergelerinin, faaliyetlerin, kaynakların, hedef risklerinin ve kontrol faaliyetlerinin belirlendiği süreçtir.
  • Uygulama: Planlanan çalışmanın kapsam, zaman ve bütçeye uygun biçimde koordine edilmesidir. Bu aşama, uygulamanın düzenli olarak izlenmesi, veri toplanması ve raporlama faaliyetini de içerir.
  • İzleme, değerlendirme ve öğrenme: İzleme, değerlendirme ve öğrenme süreci, kurumsal öğrenmeyi ve buna bağlı olarak faaliyetlerin sürekli olarak iyileştirilmesini sağlar. İzleme, amaç ve hedeflere göre kaydedilen ilerlemeyi takip etmek amacıyla uygulama öncesi ve uygulama sırasında sürekli ve sistematik olarak nicel ve nitel verilerin toplandığı ve analiz edildiği tekrarlı bir süreçtir. İlerlemeyi ortaya koyabilmek için belirlenen göstergeler aracılığıyla amaç ve hedeflerin gerçekleşme sonuçlarının belirli bir sıklıkla izlenmesi ve belirlenen dönemler itibariyle raporlanarak yöneticilerin değerlendirmesine sunulması izleme faaliyetlerini oluşturur. Değerlendirme ise devam eden ya da tamamlanmış faaliyetlerin amaç ve hedeflere ulaşmayı ne ölçüde sağladığı ve karar alma sürecine ne ölçüde katkıda bulunduğunu belirlemek amacıyla yapılan ayrıntılı bir incelemedir. Değerlendirme ile, planda yer alan amaç, hedef ve performans göstergelerinin ilgililik, etkililik, etkinlik ve sürdürülebilirliği analiz edilir.

İlkeler programa nasıl uyarlandı?

Avrupa Konseyinin katılım süreçlerinde, süreçlere dahil olan tüm aktörler için dikkate alınması, uygulanması ve teşvik edilmesini önerdiği genel ilkeler, bu araç bağlamında aşağıdaki şekilde sivil toplum örgütlerine uyarlandı:

  • Güven ve dürüst iletişime dayalı olacak şekilde tüm paydaşlar arasında karşılıklı saygı gösterilmesi
  • Paydaşların görüşlerinin örgüt görüşleriyle tutarlı olup olmamasına bakılmaksızın bağımsızlıklarına saygı gösterilmesi
  • Açıklık, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin sağlanması
  • Tüm paydaşlara uygun geri bildirim sağlanması
  • Eşitlik ve kapsayıcılığı temin etmek için önlemler alarak daha az ayrıcalıklı ve haklara ve hizmetlere eşit erişim olanağı sağlanmayan gruplar da dâhil olmak üzere tüm görüşlerin duyulması ve dikkate alınması
  • Kadınlar, çocuklar, gençler, yaşlılar, engelliler veya azınlıklar gibi belirli öncelik ve ihtiyaçları olan kişiler de dâhil olmak üzere tüm grupların cinsiyet eşitliği ve eşit katılımının sağlanması
  • Açık bir dil kullanımı ve uygun katılım araçlarının kullanılması ile erişilebilirliğin sağlanması

Katılımın esasları programa nasıl uyarlandı?

Avrupa Konseyi'nin katılım süreçlerinde dikkat edilmesini önerdiği katılım esasları, bu araç bağlamında aşağıdaki şekilde sivil toplum örgütlerine uyarlandı:

  • Katılım süreçleri, sivil toplum örgütünün iç ve dış paydaşlarının görüşlerini toplamaya olanak sağlamalı; süreçler etkili bir görüş alışverişini destekleyerek, kurumsal ihtiyaçların karşılanması için karar alma sürecini bilgilendirmelidir.
  • Katılım, uygun, yapılandırılmış, erişilebilir kurumsal mekanizma ve süreçlerle güvence altına alınmalıdır. Bu kurumsal mekanizma ve süreçlere karşı itiraz ya da görüş verme mekanizmaları işletilmelidir. Katılıma getirilecek herhangi bir sınırlama veya kısıtlama örgütsel ilke ve kurallara uygun olmalı ve bu çerçevede açıkça belirtilmelidir.
  • Sivil toplum örgütünde katılım süreç ve mekanizmaları farklı aşamalarda gerekli yetkilendirmelerle tanımlanmalıdır. 
  • KVKK ve kurumsal politikalarda açıkça belirtilen veri koruma uygulamalarında açıkça kısıtlanmış durumlar hariç, bilgiye erişim kolayca ulaşılabilir, şeffaf ve kamuya açık olmalıdır.
  • Yeterli bilgilendirme geri bildirim sağlamaya olanak verecek şekilde zamanında yapılmalıdır.
  • Sivil toplum örgütleri katılımı planlamalı ve yönetmeli; hedefler, aktörler, süreç ve takvimin yanı sıra kullanılan yöntemleri de açıkça tanımlamalıdır.
  • Sivil toplum örgütleri katılım yaklaşımları ve uygulamaları hakkında güncel ve kapsamlı bilgi sağlamalıdır.
  • Sivil toplum örgütleri katılım süreçlerinde hedef grup ve diğer paydaşlar için aşırı yük getirecek uygulamalardan kaçınmalı ve katılımı kolaylaştırmak için gerekli önlemleri almalıdır.
  • Sivil toplum örgütleri, katılım sürecinin sonuçlarının sürece katılan paydaşları herhangi bir şekilde olumsuz etkilemesini önleyecek şekilde hareket etmelidir.
  • Sivil toplum örgütleri, katılımı sağlamaya yönelik süreçlerde işbirlikleri için ilgili paydaşlarla anlaşmalar ve protokoller yapmalıdır; karşılıklı rol ve sorumluluklar önceden açıkça tanımlanmalıdır.
  • Sivil toplum örgütleri katılım süreçlerini işletirken, paydaşların ön hazırlık yapma ve yapıcı katkıları sunmalarını sağlayacak şekilde planlama yapmalıdır. Ancak zaman ve kaynak yokluğu, vb. zorunlu hallerde ve nedenleri ortaya konulduğu takdirde, planlanan katılım süreçlerinde sınırlı yöntemlere ve/veya sınırlı sayıda aktörü içeren usullere başvurulabilir.
  • Sivil toplum örgütleri, tüm süreçlere hak ve hizmetlere eşit erişimi olmayan gruplar da dahil, mümkün olan en geniş şekilde katılımı önemsemeli ve teşvik etmelidir.
  • Sivil toplum örgütleri, istisnai koşullar gerektirmediği sürece ve açıkça nedenleri ortaya konulmaksızın, işlettikleri katılım süreci tamamlanmadan karar vermemeli ya da eyleme geçmemelidir. 

Katılım için paydaş matrisi nasıl kullanılır?

Aşağıda sivil toplum örgütlerinin katılım planını oluştururken paydaş katılımını planlamayı kolaylaştırmayı amaçlayan tabloyu görüyorsunuz. Örgütün kurumsal yapısı ya da faaliyetleriyle ilgili paydaşları, bu paydaşların katılım süreçlerindeki rollerine göre bu tabloda gösterebilirsiniz. Bu tabloyu hazırlarken aşağıdaki sorular sormayı ve bu soruların yanıtlarını dikkate almayı unutmayınız.

  • Gözden kaçırdığınız, ulaşamadığınız kişiler/ gruplar var mı?
  • Toplumsal cinsiyet eşitliğini dikkate aldınız mı?
  • Süreç ve yöntemlerde erişilebilirliği dikkate aldınız mı?

Tablo1

Tablo1, betimleme: Tablonun ana başlığı, "Katılım Paydaş Tablosu". Ana sütun başlığı: "Katılım süreçleri" ve bunun altındaki 4 sütunun başlığı solda sağa sırasıyla "Görüş toplama," "Planlanma," "Uygulama, "İzleme, değerlendirme ve öğrenme". Ana satır başlığı: "Katılım biçimkleri" ve bunun 4 satır başlığı yukarıdan aşağıya sırasıyla "Bilgilendirme," "Danışma," "Dahil etme (diyalog/ istişare)," "Ortaklık (aktif işbirliği)". Örnek olarak, "Görüş toplama" sütunu ve "Bilgilendirme" satırının kesiştiği hücrede "Paydaş 1", "Planlama" sütunu ve "Danışma" satırının kesiştiği hücrede "Paydaş 3" yazılı.

Aşağıda  katılım planını oluştururken katılımla ilgili faaliyetlerin planlanmasını kolaylaştırmayı amaçlayan tablo görüyorsunuz. Örgütsel yapıda ya da özel olarak faaliyetlerde katılım süreçlerinin işletilmesi için yapılacak çalışmaları, katılım süreçlerini ve katılım biçimlerini bu tabloda gösterebilirsiniz. Bu tabloyu hazırlarken aşağıdaki soruları da  sormayı ve bu soruların yanıtlarını dikkate almayı unutmayınız.

  • Gözden kaçırdığınız, ulaşamadığınız kişiler/ gruplar var mı?
  • Toplumsal cinsiyet eşitliğini dikkate aldınız mı?
  • Süreç ve yöntemlerde erişilebilirliği dikkate aldınız mı?

Tablo2
Tablo2 betimleme: Tablonun ana başlığı, "Katılım için Faaliyet Planlama Tablosu". Ana sütun başlığı: "Katılım süreçleri" ve bunun altındaki 4 sütunun başlığı solda sağa sırasıyla "Görüş toplama," "Planlanma," "Uygulama, "İzleme, değerlendirme ve öğrenme". Ana satır başlığı: "Katılım biçimleri" ve bunun 4 satır başlığı yukarıdan aşağıya sırasıyla "Bilgilendirme," "Danışma," "Dahil etme (diyalog/ istişare)," "Ortaklık (aktif işbirliği)". Örnek olarak, "Görüş toplama" sütunu ve "Bilgilendirme" satırının kesiştiği hücrede "Uygun bilgilendirme kanallarının belirlenmesi, vb." yazılı.

Kapatırken

Bu yazıda, hak temelli yaklaşımın temelini oluşturan hukuki düşünme modelinin toplumsal değişimi sağlama bakımından etkisinin görünür ya da kendiliğinden olmadığı; bu yaklaşımın salt hukuksal değişimleri değil, örgütsel değişimleri de gerekli kıldığı varsayımıyla, yaklaşımın temel ilkelerinin örgütsel düzeyde uygulanmasına duyulan ihtiyaca bir kez daha işaret etmeye çalıştık.

Hak temelli yaklaşımın ana ilkelerinden olan katılımcılığın sivil toplum örgütlerinde uygulanmasına dair norm düzeyinde, standart bir çerçeve elbette yok. Bu uygulamalar sivil toplum örgütlerinin kendi olanak ve ihtiyaçlarına göre kendileri tarafından belirleniyor. Ancak, belirli bir sistem temelinde uygulanmadığında, örgütlerin kendi çalışmalarında katılımcılık ilkesini ne şekilde hayata geçirdiklerini izlemeleri güç olabiliyor. Bu kadar yüklü bir kavramı belgelere “usulüne uygun” yerleştirirken, pratikteki tutum ve davranışlarımızı da çok yönlü bir teftişe sokmalıyız belki de… 

Sivil toplum örgütlerinin bu bakış açısıyla katılımcılığı kendi kurumsal yapı ve faaliyetlerinde uygulamaları ve uyguladıklarını gösterebilmeleri, farklı deneyimleri görünür kılmaları ve hesaba katmaları, hedefledikleri toplumsal değişimin tüm tarafların katılımıyla hayata geçirilmesine ve örgütün hesap verebilirliğinin güçlenmesine; dolayısıyla etkisinin artmasına katkı sağlayacaktır.

Umarız bu yazı örgütünüze ve çalışmalarınıza bakarken size yardımcı olur. Katılımcılık deneyimlerle de beslenen yaşayan bir süreç. Bu süreçte hepimize iyi yolculuklar.

Image
STGM Stüdyo

STGM Stüdyosu

Video içerikleri üretmek isteyen STÖ’ler için iyi bir haberimiz var. Ofisimizdeki stüdyomuzda video çekimlerinizi gerçekleştirebilir ve kurgu desteği alabilirsiniz.