Yazar Ayşe Çavdar, Gola Kültür Sanat ve Ekoloji Derneği’nin çalışmalarını “Gola Gza Gola ile 10 yıl’ isimli kitapla okuyucuyla buluşturdu. Okurken adeta belgesel izlediğinizi hissedeceğiniz kitap, okura Laz kimliğini, kültürünü, hem kentlerden hem de Doğu Karadeniz’in yaylalarından bakma fırsatı sunuyor.
“Gola’yı tanımak”, “Yeşil Yayla değişik bir festival”, “Gola bir ara bölge” gibi başlıklarla toplam 13 bölümden oluşan Gola Gza’da emekçisinden, gönüllüsüne, profesyonel çalışanından, izleyicisine kadar onlarca kişi ile yapılan röportaja yer veren yazar Ayşe, okura adeta belgesel izletiyor.
Laz dili unutulmadı
Laz dilinin yok olmasına karşı mücadele edenlerin ana dil mücadelesi de kitabın okunmaya değer bölümleri arasında. Festival kapsamında düzenlenen etkinliklerin birçoğu Lazca yapılırken, Laz dilinin sonraki kuşaklara öğretilmesi festival düzenleyicilerinin gündeminden hiç düşmemiş. Ayşe bu durumu kitabında, “Hem Laz coğrafyasında hem de İstanbul’daki gençler Lazca’ya vakıf olmak istiyorlar. Yaş almışlar dili aktarmaları gerektiğini nihayet fark etmiş olmanın telaşı içindeler. Bu arz ve talep arasında ise kocaman ve alabildiğince geniş bir kurumsal boşluk var” diye anlatıyor.
Kitapta 10 yaşındaki Şina’nın görüşlerine yer yer veriliyor
Sadece yetişkinlerle konuşmamış Ayşe, kitapta festival gönüllülerinden ve Gola Çocuk Korosu’ndan 10 yaşındaki Şina Topaloğlu’nun görüşlerine de yer verilmiş. Çocuk korusu festivalin en önemli sahnelerinden birini oluşturmuş ve çocuk korusunun üyeleri birer yetişkine dönüşürken müzikal bir yoldaşlığın köprülerini de çoktan kurmuşlar.
Gola’nın yeni hedefleri neler?
Ayşe kitabın sonunda, Gola emekçilerinin Gola ile ilgili gelecek hedeflerini de ayrı bir başlıkla okura sunuyor. Sosyolog Nilüfer Taşkın, Gola’nın bağımsız duruşunu sürdürmesi gerektiğini belirtirken, fotoğraf sanatçısı Gökçe Sümerkan’ın da, Gola’nın bir kütüphane kurması önerisi var. Kitap boyunca Gola Kültür Sanat ve Ekoloji Derneği’nin Başkanı Refika Kadıoğlu’nun ön sözde yazdıkları ise hiç akıldan çıkmıyor: “Doğa kelimesinin Lazcası olmadığını anladığımızda bizim ‘doğa’ tanımımız değişti. Doğanın insan canlısından ayrı görülmediği bir bilgelikte, onu adlandıracak ayrı bir kelimeye de yer yoktu. Lazca da ve yüksek yerlerde yaşanan coğrafyalarda, ‘doğa’ fikrine en yakın kelimeler, yaşamın sürmesini sağlayan şeyleri anlatıyordu. Gola Gza, yayla yolu, Gola’nın Yolu. Yaylalara giden tüm yollar gibi, uzun, zorlu, neşeli… Gelecek on yıllarda birlikte.”
İlgili Dosyalar:
- gola [JPG] [136.37K]