Ana içeriğe atla
Image
AB-TR
Share

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri'nden Türkiye Raporu: Düşmanca ortama son verilmeli

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatović, Türkiye’de ifade ve medya özgürlüğü ile insan hakları savunucularının ve sivil toplumun vaziyetine ilişkin bir memorandum yayınladı. Yazıda “gazetecilerin, insan hakları savunucularının ve sivil toplumun uygulanan sistematik baskı ve hukuki yaptırımlar ile belirginleşen ciddi anlamda hasmane bir ortamda faaliyetlerini yürüttükleri, Türkiye’de ifade özgürlüğünün tehlike altında olduğu kaydedildi.

Memorandum, Komiser ve Komiserlik Ofisi’nin devamlı izleme faaliyetine ve Şubat 2024’de düzenlenen bir dizi çevrim içi toplantıdan elde edilen bilgiler de dahil olmak üzere, ulusal ve uluslararası sivil toplum örgütleri, insan hakları savunucuları, hukukçular, gazeteciler, medya temsilcileri gibi çeşitli kaynaklardan edinilen bilgilere dayanarak hazırlandı. 

"Düşmanca ortama son verilmeli"

Yazıda "Türkiye’de ifade özgürlüğünde yaşanan, insan hakları standartlarının birçok defa ve sarih bir şekilde ihlal edilmesiyle ayırt edilen kötüleşme, görülmedik ve büyük endişe yaratan bir seviyeye ulaşmıştır." denilirken bu sürecin tüm topluma yayılan bir sansür uygulamasına yol açtığı söylendi. Durumun "kuraklaşmış, tek taraflı bir kamusal tartışmayı ortaya çıkardığı" ifade edilirken durumun düzeltilmesi için ifade, medya, dernek, toplantı ve gösteri özgürlüğünün kullanılması için elverişli bir ortam yaratılması gerektiği vurgulandı.

"Barışçıl olarak toplanma ve gösteri hakkı da, sistematik yasaklarla, aşırı güç kullanımı da dahil olmak üzere sert polisiye tedbirlerle, toplu gözaltılarla ve göstericilere karşı sık sık açılan ceza davalarıyla ciddi biçimde erozyona uğramıştır. Yasaklar, özellikle, LGBTI bireyler, kadınlar ve çevre hakları savunucuları tarafından veya onları desteklemek için düzenlenen etkinlikleri hedef almıştır. “Yetkililer, yasaklara rağmen son yıllarda düzenlenen barışçıl gösterilere katılanlara karşı aşırı güç kullanımının söz konusu olduğu bütün vakaları soruşturmalıdır. İstanbul’da Dünya Kadınlar Günü yürüyüşünün son sekiz yıldır yasaklanıyor olması bilhassa üzücüdür”.  

"Türk yargısının bağımsızlığına ilişkin sorunlar varoluşsal tehdide varıyor"

Komiser yazısında, Türk yargısının bağımsızlığı ve tarafsızlığına ilişkin uzun süredir devam eden sorunlara da dikkat çekerek, bu sorunların hukukun üstünlüğü ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile teminat altına alınan insan haklarına karşı varoluşsal tehdide vardığını ifade etti. 

"Komiser, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına ilişkin durumun halihazırda Türkiye’de hukukun üstünlüğü, dolayısıyla AİHS tarafından garanti altına alınan bütün haklara saygı için varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu tekrar belirtir. Türkiye’de insan hakları savunucuları ve gazetecilerin yüz yüze kaldığı sayısız ceza soruşturması, yargılamalar, tutuklamalar ve cezalar, Mahkeme tarafından ortaya konduğu üzere, insan hakları savunucularını susturmak ve sivil toplum aktivizminin önünü kesmek için yargı süreçlerinin kötüye kullanıldığı yaygın bir pratiğe işaret etmektedir."

Türkiye'de ifade ve medya özgürlüğü ve insan hakları savunucuları ile sivil toplumun durumu hakkındaki memorandumun tamamını buradan okuyabilirsiniz.

İlgili Eğitim