Artvin’in Kafkasör Yaylası, Genya ve Cerattepe mevkiine Cengiz Holding tarafından yapılmak istenen bakır madenine karşı yıllardır mücadele eden Artvin halkının direnişi devam ediyor. Yöre halkı 24 saatlik nöbete başlarken Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, direnişle ilgili soL'a konuştu.
Dünyanın 100 doğal ormanından biri ve resmi turizm bölgesi olan alan, madencilik sektörü ile yok edilmek istenirken, bir şehir bu saldırıya direniyor. 25 senelik kesintisiz bir mücadele yürüten şehir halkı hukuk mücadelesini sürdürürken, şirket yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen türlü hukuksuzluklarla doğal hayatı talan etmeye çalışıyor. Maden şirketi iptal edilen rapora karşı aldığı yeni ÇED raporuna dayanarak alana girmeye çalışırken devam eden Danıştay sürecini ise dikkate almıyor.
“HUKUKSUZLUK İDARENİN DESTEĞİ İLE GÜÇ BULUYOR”
Bölgede madencilik yapılamayacağı yönünde Rize İdare Mahkemesi tarafından verilen karar olmasına rağmen madene onay veren bir genelgeyle ağaç kesme işleminin başlatılmasına yönelik Orman Bölge Müdürlüğü’ne talimat verilirken, iş makinelerinin araziye girmesini engellemeye çalışan bölge halkı ise jandarma ekipleri tarafından taciz ediliyor. Yeşil Artvin Derneği etrafında örgütlenen gönüllüler her türlü hukuksuzluk ve tacize rağmen bölgeyi korumaya çalışırken şirkete destek ise Valilik ve Orman Müdürlüğü’nden geliyor. Artvin Tanıtım Günleri'ne destek adı altında Cengiz İnşaat'tan (Eti Bakır) alınan 100 bin liralık yardım ve bağış ise Artvin Valiliği'nin doğa düşmanı tutumunu destekliyor.
Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, “ÇED iptal kararımız geçerli ve Danıştay’da yürüyen bir dava süreci var. Buna rağmen Artvin Valiliği ve Orman Bölge Müdürlüğü yasayı değil genelgeyi esas alıyor. Genelgeyi yasanın önüne koyarak şirketin hukuksuzluğuna alet oluyor” derken Orman Bölge’nin iş makinelerini bölgeye sokmaya çalışması bu sözleri doğruluyor. Derneğin açtığı iptalle sonuçlanan ÇED davasının kararı ulaşmadan harekete geçen şirket ise hiçbir prosedüre uymadan acil ÇED raporu çıkarırken bu hukuksuzluk idarenin desteği ile kendine güç buluyor.
'25 SENEDİR VAROLUŞ MÜCADELESİ VERİYORUZ'
Madencilik faaliyetleri ile yok edilmek istenen alan 4406 hektarlık geniş bir bölgeyi kapsarken şehrin yarısını da içine alıyor. Hatila Milli Parkı’nın devamı olan alanda geçimini ormandan sağlayan yöre halkı zor durumda kalırken bölge insanı yaşam alanını işgalci şirkete karşı korumaya çalışıyor. 1995 yılında süreklileşen ve öncesinde bireysel çabalarla yürüyen mücadelenin bugün odak noktasını Yeşil Artvin Derneği oluşturuyor. Dernek hem hukuksal süreci işletmeye çalışıyor hem de aktif katılım ile direnişi sürdürüyor. Maden arama ruhsatının iptal ettirilmesi, yürütmeyi durdurma kararları, iptal davaları ile Cengiz Holding'e savaş açan derneğin başkanı Nur Neşe Karahan, “Bir şehir işkence çekiyor ve devlet buna sessiz kalıyor. Burada sistematik işkenceye maruz bırakılıyoruz. Böylesi bir şey başka hiçbir şehrin başına gelmemiştir. Yaşadığımız çin işkencesi gibi, biz burada 25 senedir varoluş mücadelesi veriyoruz. Her işimizi bırakıp buraya odaklandık” diyor.
KİŞİYE ÖZEL İHALE İLE BÖLGE YAĞMALANIYOR
Madencilik faaliyetlerine karşı uzun süredir hem bireysel hem de kurumsal düzeyde mücadele veren bölge halkının 2008 yılında elde ettiği kazanım 2012 yılında yapılan bir yasa değişikliği ile kaybedilirken, bölgede madencilik yapılmayacağının tescili ortadan kaldırıldı ve bölgede altın ve maden arama ruhsatı çıktı. Bölge halkının uzun hukuk mücadelesi sonunda elde ettiği tecil şirkete yenik düşerken, ruhsat ise şirkete özel verilmiş görülüyor. Bölgede altın araması için yapılan ihaleyi alan Özaltın Şirketi’nin paravan olarak kullanıldığı var olan durumun ise Cengiz Holding lehine işletildiği ileri sürülüyor. Zira maden arama ruhsatının çıkmasının ardından yapılan ihaleyle 97,6 milyon liraya yeni ruhsatın sahibi olan Özaltın A.Ş. ihaledeki hükme dayanarak maden arama ruhsatını Cengiz Holding’e devrederken, taahhüdünü ‘bilinçli’ olarak yerine getirmeyen Özaltın A.Ş. ve Cengiz Holding’in başka taahhüt işlerindeki ortaklığı paravan şirket iddiasını güçlendiriyor. “2008 yılında ruhsatı iptal ettirdik, ama bölge 2012 yılında yasal değişiklik ile yeniden ihale edildi. Ama ihale ediliş şaibeli, firmayı hedef alarak ihale açıldı” diyen Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan kişiye özel ihale paketi ile bölgenin yağmaya açıldığını ifade ediyor. İhale şartnamesi diğer firmaların ihaleye katılımına imkan vermezken, sadece iki firmanın ihale sürecine dahil olabilmesi de Karahan’ın iddiasını güçlendiriyor.
1,7 MİLYON AĞAÇ KESİLMESİ PLANLANIYOR
Artvin’in önemli su kaynaklarını barındıran bölgede süreç şirket lehine işlerse 1,7 milyon ağaç kesilecek. Flora ve fauna açısından eşsiz zenginliğe sahip aynı zamanda dünyanın en yaşlı ve en zengin bitki örtüsüne sahip 25 noktasından biri. “Artvin'in Üstü Altından Değerlidir” diyen Artvin halkı sosyal medyada aynı başlıkla farkındalık kampanyasına devam ediyor. Yeşil Artvin Derneği twitterda #ArtvindeMadeneHayır #ArtvindeMadenCinayettir hastagleri ile destek bekliyor.
