Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Akkuyu ÇED Raporundaki Soru İşaretleri?

Akkuyu nükleer santrali için hazırlanan ÇED raporu görüşülüyor. Greenpeace, TEMA,  Mersin Nükleer Karşıtı Platform, rapordaki sorulara ve sorunlara dikkat çekiyor. 

İçerik Alınlık Resmi

Akkuyu nükleer santrali için hazırlanan ÇED raporu görüşülüyor. Greenpeace, TEMA,  Mersin Nükleer Karşıtı Platformrapordaki sorulara ve sorunlara dikkat çekiyor. 

haber fotoğraf
Akkuyu nükleer santrali için hazırlanan ÇED raporu görüşülüyor. Greenpeace, rapordaki sorumluluk, atık sorunu, koruyucu önlem, canlı yaşamı gibi sorulara dikkat çekti.

Akkuyu’da kurulması planlanan nükleer santralin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun görüşmeleri bugün Ankara’da yapılırken, Greenpeace ve Mersin Nükleer Karşıtı Platform nükleer santrali ve raporu protesto etti.

Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali olması planlanan Akkuyu NGS Elektrik Üretim A.Ş firması'nın Mersin'de yapacağı Mersin Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ÇED raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İller Bankası Macunköy tesislerinde yapılan toplantıda değerlendiriliyor.

Kabul için herkesin onayı şart

Bugünden itibaren ÇED raporu, üniversiteler, TAEK, Enerji Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi 58 farklı kurum ve kuruluştan oluşan bir İnceleme Komisyonu tarafından incelenmeye başlandı.

Toplantıya Ekoloji Kolektifi, Greenpeace, TEMA, Türk Tabipleri Birliği (TTB), Mersin Nükleere Karşı Platform, Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği (NÜSED) temsilcileri de katıldı.

Rosatom firmasının hazırladığı 3000 sayfanın üzerindeki raporun onaylanabilmesi, komisyonda bulunan tüm üyelerin görev alanına giren konularda istedikleri şartların yerine getirilmiş olması ile gerçekleşecek.

Greenpeace Akdeniz, rapordaki eksik noktaları tespit etti ve İnceleme Değerlendirme Komitesi’ne bir dosya halinde sundu.

Sorumluluk kime ait?

Türkiye Hükümeti, Proje şirketi ve yüklenici Rus firma olası bir nükleer kazanın sorumluğunu ancak sınırlı olarak alıyor. Sigorta ve kazazedelerin tazminatları, risk yönetimi ve mali kalemler içinde yer almıyor.

Atık sorunu

Akkuyu Nükleer Santrali’nden çıkacak atıkların korunması ve nakliyesine ilişkin risklerle ilgili hiçbir açıklama yok. Kullanılmamış yakıtların boğazlardan transferi sırasında oluşacak radyoaktiviteye dair parametreler belirtilse de, kullanılmış atık çubuklarını taşıyan gemilerin bekletilmesi gibi durumlarda Boğazlar’dan geçiş sırasında oluşabilecek risk faktörleri ve bu risklerin nasıl ortadan kaldırılacağına ilişkin bilgi verilmiyor. Bu durum tüm İstanbul ve bölgeyi risk altına sokuyor.

Denenmemiş bir santral

Akkuyu NGS için planlanan VVER1200 modeli dünyanın hiçbir yerinde daha önce işletmeye alınmadı. Bu durumda Akkuyu NGS, ÇED raporu ölçütlerinde yer alan ‘sınanmışlık’ maddesini ihlal etmiş oluyor.

Koruyucu önlem yetersiz

Mevcut ÇED raporunda acil koruyucu önlem alanının her bir Akkuyu NGS ünitesinin etrafında 5 km yarıçaplı bir alan olması öneriliyor. Ancak özellikle yüksek risk taşıyan alanlarda afet yönetimi, 10 km’lik bir yarıçap alanında olmalıdır. Terör saldırılarına karşı ise tesisten 15 km. uzaklığa kadar bir alanda yaşayan insanların tahliyesine ilişkin plan yapılmalıdır.

Akdeniz canlı yaşamı tehdit altında

Nükleer santralde soğutma suyu olarak saatte binlerce ton deniz suyu kullanılacak; bu su ısındıktan sonra tekrar denize boşaltılacak. Sıcaklıktaki oynamalar su ekosistemi için hayati önem taşıyor. Zira, en ufak bir değişim bile denizdeki canlı hayatını mahvediyor. Akdeniz’de yaşayan iki kaplumbağa türü caretta caretta ve chelonia mydas yumurtalarını bu deltada bırakıyor. Santralle birlikte, sadece Göksu Delta’sında yaşayan bitki ve havyan varlığı (özellikle su kuşları) tehlikeye girecek. Yine aynı bölgedeki Akdeniz foklarının yaşam alanı da tehlikede. (NV)

Kaynak: Bianet

 

haber fotoğraf
Akkuyu Nükleer Santrali’nin ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) Raporu İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu Toplantısı, Ankara’da yapıldı. Toplantıya; davetli üniversiteler, TAEK ( Türkiye Atom Enerjisi Kurumu), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi 58 farklı kurumdan oluşan komisyon üyeleri ile toplantıya katılımı talep eden ve ‘misafir’ statüsünde olan sivil toplum kuruluşları katıldı. 

TEMA Vakfı, Greenpeace Akdeniz, Ekoloji Kolektifi Derneği, Mersin Nükleer Karşıtı Platform ve Tabipler Odası’nın yer aldığı toplantıda, ÇED raporunun sunulmasının ardından sivil toplum katılımcılarının yorum ve soruları alındı. Verilen ara sonrasında, toplantı sivil toplum kuruluşlarına kapalı oturumda devam etti. 

Toplantıda söz alan TEMA Vakfı, Akkuyu nükleer santralinde VVER1200 modeli reaktörün kullanılacağına dikkat çekerek, bu durumun ÇED raporundaki önemli ölçütlerden birisi olan ‘sınanmışlık’ maddesini ihlal ettiğini vurguladı. 

Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nde kullanılacak reaktörün Hindistan’da (Kudankulam) 10 yıldan beri devreye girmeyen, İran’da ise henüz deneme aşamasındayken ana pompaları parçalanan VVER 1000 reaktörü ile aynı özelliklere sahip olduğunu belirten TEMA Vakfı, komisyon yetkililerine reaktörün nasıl güvenli olarak tanımlandığı sorusunu yöneltti. 

Toplantıya katılım gösteren diğer kuruluşlar da ÇED Raporu’nda nükleer atıkların nasıl bertaraf edileceğine değinilmemesini eleştirdi. Raporda nükleer enerji santralinin ömrünü tamamladıktan sonra nasıl söküleceği ile ilgili bilgilerin paylaşılmamasının, raporu kabul edilemez hale getirdiği belirtildi.

Akkuyu Nükleer Enerji Santrali için 220 bin ağaç kesilecek

Akkuyu’da kullanılacak reaktörün Dünya 'da henüz bir örneğinin bulunmaması, sadece Rusya’da prototip düzeyinde inşasına bu yıl itibariyle başlanması, TAEK'in kriterlerinde yer alan nükleer güç santralinin güncel ve kanıtlanmış teknolojik yenilikleri kapsaması gerekliliğine de ters düşüyor. 

Raporda santralin deşarj suyunun deniz sıcaklığında yaratacağı etkiler belirtilirken, denizden alınan ardından da sıcaklık derecesi arttırılarak, yaklaşık 20-30 dakika ara ile tekrar denize verilerek sirküle edilecek soğutma suyunun, denizdeki canlı yaşamını nasıl etkileyeceği ile ilgili veriler de yer almıyor. 
Soğutma suyuna sürüklenen ya da haşlanan larva ve diğer canlılar ile ilgili bilgilerin kapsama alınmadığı ÇED raporunda, proje için kesilecek 220 bin ağaç, bilimsel kriterlere dayandırılmadan “Bu önem ve büyüklükteki bir proje için kabul edilebilir” olarak nitelendiriliyor.

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç “Akkuyu’ya kurulacak nükleer santral doğal yaşam alanlarının yanı sıra sit alanları, orman alanları ve tarım arazileri üzerinde olumsuz etkiler yaratacaktır. Planlanmamış atıklar ve nükleer güvenlik sorunları Türkiye’yi bir nükleer kaza felaketine sürükleyebilir. TEMA Vakfı olarak, Fukuşima ve hala hafızalarımız tazeliğini koruyan Çernobil gibi geliyorum diyen felaketleri yaşamamak için; ne Akkuyu, ne Sinop, ne İğneada ne de ülkemizin herhangi bir köşesinde nükleer santral yapılmaması gerektiğini savunuyoruz. Enerjide bağımsızlık ve kendi kendine yeterliliğe giden yolun önce enerji verimliliği, beraberinde de temiz, yenilenebilir ve yerel enerjiden geçtiğini hatırlatıyoruz” dedi.

Kaynak: Radikal

İlgili Dosyalar:

  1. haber fotoğraf [JPG] [17.22K]
  2. haber fotoğraf [JPG] [46.34K]
Share
İlgili Eğitim