Avrupa Komisyonu’nun 120 sayfalık 2011 Türkiye İlerleme Raporu'nda Muzır Kurulu’ndan, Hrant Dink davasına, yasaklı internet sitelerinden, sivil iradenin yetki alanına Türkiye’nin hangi noktalarda ilerlediği, hangi konularda yol kat etmesi gerektiği analiz edildi.
Avrupa Komisyonu'nun 1997 Aralık'tan beri düzenli olarak açıkladığı İlerleme Raporu'nun 2010 Ekim/2011 Ekim dönemini kapsayan bu yılki içeriği, geçen senelerde olduğu gibi, Avrupa Birliği'ne (AB) üye olma yolunda olan Türkiye'nin genel bir fotoğrafını sunuyor.
120 sayfalık raporda, dört ana başlık ve dördüncü bölümde 33 alt başlık var. Raporda, Türkiye'nin AB'ye üyelik için politik ve ekonomik kriterleri yerine getirmedeki durumu inceleniyor.
"YAŞ'ın gecikmeden toplanması olumlu"
İlerleme raporunda, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) üzerindeki sivil kontrolü ve Ergenekon Davası artı puan alırken, tutuklu gazeteciler, ifade özgürlüğü ihlalleri, özellikle Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) davasındaki uzun tutukluluk süreleri eleştirildi.
Raporda, Genelkurmay Başkanı Işıl Koşaner'in istifasından sonra Yüksek Askeri Şura'nın (YAŞ) gecikmeden toplanmasına olumlu bir şekilde atıfta bulunuldu. Ancak silahlı kuvvetlerin, devam eden dava ve soruşturmalar hakkında yorum yaptığının da altı çizildi.
"Sivil iradenin yetkisi hala sınırlı"
Ayrıca hükümet, ordu üzerinde sivil kontrolü tam olarak sağlayamaması bakımından da eleştiri aldı. Vurgulanan bölümler şöyle: "YAŞ'ın yapısı değişmedi; terfiler konusunda, sivil iradenin hala sınırlı yetkisi var. TSK İç Hizmet Kanunu aynı kaldı. Güvenlik ve özellikle de istihbarat konusunda şeffaflık ve güvenilirlik sorunu var."
Yeni Anayasa sürecine STK katılımı önemli
Raporda, 12 Eylül referandumuyla kabul edilen Anayasa değişikliklerinin yargıda standardı yükselttiği belirtildi ve yeni anayasayla ilgili şu noktalara dikkat çekildi:
"Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlık haklarına saygıyı güvence altına alan, Kürt sorununun çözümünde rol oynayacak bir anayasanın hazırlanma sürecine, tüm siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin katılımı sağlanmalıdır."
İnternet Kanunu bilgi edinme hakkı karşısında engel
İnternet özgürlüğü konusunda, Türkiye İletişim Bakanlığı'nın (TİB) bilgi edinme hakkının karşısında engel teşkil eden bir tavır içinde olduğu belirtildi. Raporda, 2009'dan beri TİB'in yasaklı siteler hakkında bir istatistik yayımlamadığı ve bu konuyla ilgili TİB'e açılan bir dava olduğu da hatırlatıldı. You Tube ve diğer içerik sağlayıcı sitelerle ilgili süren davalar da dâhil edilince, Türkiye'nin internet konusunda kötü bir sınav verdiği ortaya çıkıyor. Raporun konuyla ilgili değerlendirmesi özetle, "İnternet Kanunu, ifade özgürlüğünün ve yurttaşların bilgi edinme hakkının karşısında bir engel."
Muzır Kurulu da İlerleme Raporu'nda
Raporun ifade özgürlüğü bölümünde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) da eleştiriliyor. RTÜK tarafından belirlenen yayın ilkelerine uyulmayınca verilen cezaların daha da arttığına dikkat çekilerek, Osmanlı padişahlarını alkole ve kadına düşkün gibi gösterdiği için ceza alan Mühteşem Yüzyıl ve eşcinsel evliliği normal gösterdiği için filmin ilgili bölümünü sansürlemediği için ceza alan Habertürk örnek gösterildi.
Ayrıca Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu tarafından zararlı bulunarak cezalandırılan karikatür dergisi Harakiri de raporda ifade özgürlüğü ihlali olarak sıralanan örneklerin içinde yer aldı.
"Ergenekon davası bir fırsat"
İlerleme Raporu'nda, Ergenekon davalarıyla darbe planlarına yönelik başlatılan diğer soruşturmalarla Balyoz davasına da değinildi.
"Bu süreçler, demokrasiye karşı işlendiği iddia edilen suçlara ışık tutmak ve hukukun üstünlüğüyle demokratik kurumların uygun işleyişine güveni artırmak için fırsat yaratıyor. Ancak, adil yargılanma hakkı ve savunma hakkı ihlalleri, savunma makamının dosyaya sınırlı erişimi gibi sorunlar, kamuoyu gözündeki meşruiyeti sorgulatır hale geliyor."
Yargı bağımsızlığı ve HSYK
Komisyonun raporunda ayrıca, Adalet Bakanlığı'nın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üzerindeki etkisinin azaldığı ifade edildi. Bu bölümde de geçen yılki Anayasa paketine vurgu yapılarak, yargının bağımsızlığıyla ilgili adım atıldığı belirtildi.
"Basın özgürlüğünün kısıtlanması endişe verici"
"İfade özgürlüğü ihlallerinin fazlalığı ve basın özgürlüğünün kısıtlanması endişe verici boyutlarda" denilen raporda, cezaevindeki gazeteciler ve Ahmet Şık'ın yayınlanmamış kitabına el koyulmasına değinilirken, ifade ve basın özgürlüğü konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla uyum sağlayacak yasal düzenlemeler yapması
gerektiği belirtildi.
"Türkiye'de ceza yasaları büyük ölçüde sorunlu ve ifade özgürlüğünü orantısız şekilde kısıtlamaya açık. Basın Kanunu ve Atatürk'ü Koruma Kanunu da ifade özgürlüğünü kısıtlamada kullanılıyor. Türk Ceza Kanunu'nun 125, 214, 215, 216, 220, 226, 285, 288, 314 ve 318'inci maddeleriyle, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 6 ve 7'nci maddeleri değiştirilmeli."
"Hrant Dink davasında ilerleme yok"
2011 AB Türkiye İlerleme Raporu'nda, Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin sürdürülen davada ve soruşturmada, 14 Eylül 2010 tarihli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına ek olarak fazla ilerleme kaydedilemediği belirtildi.
"Yabancı düşmanlığının önüne geçilmeli"
Türkiye'de azınlıklar konusunda önemli adımlar atılmadığına da değinilen raporda, "dil, kültür ve temel hakların korunmasının" Avrupa standartlarına ulaşabilmesi için gerekli adımların hala atılmadığı belirtiliyor. Raporda, Türkiye'de Anti-Semitizm, ırkçılık ve yabancı düşmanlığının önüne geçilebilmesi için de gerekli kanunların çıkarılması gerektiğine de değinildi.
Raporda "medyada, televizyon dizilerinde ve filmlerde" kullanılan "antisemitik" dile ve "nefret söylemleri"ne de değinildi.
Gayrimüslim toplulukların kendilerine karşı sürdürülen "nefret suçlarının" devam ettiğinin belirtildiği raporda; kiliselere, sinagoglara ve gayrimüslimlerin mezarlıklarına hala saldırılar düzenlendiğine de dikkat çekildi.
Türkçe dışındaki dillere daha fazla özgürlük
Kültürel haklar kapsamında, Anayasa'da ve Siyasi Partiler Yasası'nda ülkede Türkçeden başka bir dilin çeşitli alanlarda kullanılmasını engelleyen maddelerin bulunduğuna değinilen rapor; çeşitli Kürt grupların, sivil toplum kuruluşlarının ve sendikaların bu kanunların kaldırılması için 1 milyon kişinin imzaladığı bir dilekçeyi meclise sunduğunu da belirtiyor.
"Vicdani ret'le ilgili AİHM kararları uygulanmıyor"
Vicdani ret hususundaki AİHM kararlarının hala uygulamaya geçirilmediğinin altı çizildi. Askerlik hizmetine alternatif sivil bir hizmetin hala getirilmediğine vurgu yapıldı.
2010 İlerleme Raporu'nun gayriresmi Türkçe çevirisi için lütfen tıklayınız.
http://www.bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/133376-ab-yalnizca-120-sayfa-uzakta