Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

AB Aday Ülkeleri "Sivil Toplumu" İkinci Kez Buluştu

Geçtiğimiz hafta Belgrad'da gerçekleştirilen Genişleme Ülkelerinde Sivil Topluma Destek için Avrupa Birliği (AB) Rehberi Bölgesel İzleme Konferansı’nda ülkeler ve bölge düzeyinde kaydedilen ilerleme alanları tartışıldı.

İçerik Alınlık Resmi

Geçtiğimiz hafta Belgrad'da gerçekleştirilen Genişleme Ülkelerinde Sivil Topluma Destek için Avrupa Birliği (AB) Rehberi Bölgesel İzleme Konferansı’nda ülkeler ve bölge düzeyinde kaydedilen ilerleme alanları tartışıldı.

27-30 Nisan tarihlerinde Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da gerçekleşen Genişleme Ülkelerinde Sivil Topluma Destek için Avrupa Birliği (AB) Rehberi Bölgesel İzleme Konferansı’na Bosna-Hersek, Sırbistan, Hırvatistan, Arnavutluk, Kosova, Karadağ, Hırvatistan, Makedonya ve Türkiye’den 100’e yakın temsilci katıldı; AB Sivil Topluma Destek Rehberi’nin ortaya koyduğu göstergeler ışığında son bir yılda kaydedilen gelişmeler tartışıldı, rehberin kapsadığı ulusal hedefler ve göstergeler revize edildi. Konferansa Türkiye'den bianet'in de aralarında bulunduğu dokuz kuruluştan temsilciler katıldı.

Sivil Toplum Kuruluşları İçin Teknik Destek Programı (TACSO) Bölgesel Ofisi’nin organize ettiği konferansın ev sahipliğini Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Müdürlüğü Bölgesel Programlar Birimi üstlendi.

Üç oturumda gerçekleşen Belgrad’daki “AB Genişleme Bölgesinde Sivil Topluma Destek Rehberi- 1 Yıl” başlıklı Bölgesel İzleme konferansının ilk oturumunda rehberde bulunan ulusal hedef ve kriterlerin geliştirilmesine yönelik öneriler, geri bildirimler, uzun ve kısa erimli engeller, olanaklar tartışıldı. Grup çalışmalarında ulusal hedeflerin ilgili göstergeler ışığında nihai olarak tanımlanmasına yönelik tartışmaların ardından sonuçlar grup sunumlarıyla paylaşıldı. Ülkeler ölçeğinde son bir yılda kaydedilen bulguların AB Rehberi kriterlerine uygunluğu, Ülke İlerleme Raporlarının yapısı ve içeriğinin ele alındığı ikinci oturum ulusal hedeflerin ve ilerleme alanlarının önceliklendirildiği grup çalışmalarıyla sonlandı. Son oturumda ise AB Rehberi’nin barındırdığı ilerleme alanlarının izlenmesine dönük olanaklar, engeller ve kaynaklar tartışıldı.

İkinci oturumun açılış konuşmasında Gaby Hagmüller (AB Ofisi/Kosova),Tanja Hafner Ademi (Balkan Sivil Toplum Destekleme Ağı) ve Goran Kučera (Adalet Bakanlığı/Bosna-Hersek) ile birlikte söz alan Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Müdürlük Bölgesel Programlar Birimi Bölüm Başkanı Nicola Bertolini, AB Rehberi dolayımıyla elde edilecek izleme verilerinin sadece İlerleme Raporları’na yönelik geri bildirimler olmadığını ülkelere ziyaretlerde bulunan tüm Komisyon heyetlerinin yürüttüğü politika diyaloglarına temel oluşturacağını ifade etti.

Ülke İlerleme Raporları’nda İfade Özgürlüğü, Ekonomik Kriterler ve Kamu Yönetimi Reformunu ilgiliendiren alanların yeni bir metodolojiyle ele alınacağını ve ilerlemeden çok hazırlık süreçlerine; niyetlerden çok olgulara odaklanılacağını belirten Bertolini bu süreçte Brüksel, hükümetler ve sivil toplumun “kapsayıcılık” çerçevesinde iş birliğine girmesi gerektiğini vurguladı.

Bertolini aralarında bianet’in de bulunduğu gazetecilik kuruluşlarının sorularını yanıtladı:

Genişleme ülkelerinde AB üyeliği ile ilgili gelişmeleri genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Avrupa Birliği Genişleme süreci uzun bir zamana yayılıyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Calude Juncker’in önümüzdeki beş yıl boyunca Genişleme Bölgesi devletlerinden üyeliğe geçiş olmayacağını ifade etmesi bu ülkelerdeki AB Katılımına dönük süreçlerin duracağı ya da yavaşlayacağı anlamına gelmek zorunda değil. Bu beş yılı müzakere alanlarında ilerleme kaydetmek amacıyla değerlendirmek mümkün. AB Rehberi’nin sivil toplumun gelişimi için öngördüğü izleme kriterlerini sadece demokrasinin yaygınlaşması açısından değil; bilgi ve uzmanlığın salt hükümetlerde ve bakanlıklarında olmadığını teslim eden bir anlayışın ifadesi olarak önemsiyorum.

Önümüzdeki 7 yıl boyunca AB Rehberinin bölgede sivil toplum örgütlerinin gelişimine ne gibi bir katkısı olacak?

Öncelikle AB Sivil Topluma Destek Rehberi Brüksel’deki birkaç bürokrat tarafından hazırlanmadı. Rehberin hazırlanması amacıyla sadece son bir yılda 5.000’den fazla sivil toplum kuruluşuna danışıldı; ülkelerin her birinde farklı komisyon ve gruplarla çalışılarak oldukça geçerli ve somut veriler toplandı. Ve her ne kadar AB Rehberi olarak adlandırıyorsak da her ülkede sivil toplumun gelişimine rehberlik edecek kriterler barındırıyor. Bunları özetle iyi bir hukuk sistemi, elverişli bir mali ortam ve sivil toplum örgütlerinin sorunlarla baş edebilme kapasitesinin yükseltimesi olarak ifade edebilirim.

İlerleme göstergeleri seneden seneye kalibre edilerek daha rafine hale getiriliyor, bunu açıkça görmek mümkün. Göstergelere referansla yapılan yıllık izleme sonunda elde edilen veriler, hem İlerleme Raporlarına hem de heyet görüşmelerine kaynak teşkil ediyor.

Şu anda her Genişleme ülkesinde sivil toplum için birer Geliştirme Merkezi, TACSO ile ortak çalışmalarına başlamış durumda. İki sene sonunda yola sadece Geliştirme Merkezleriyle devam ediyor olacağız.

AB Rehberi’nin 2014 yılından 2020'ye kadar olan süreç için öngördüğü ulusal hedeflere ulaşılamadığı takdirde Komisyon tarafından önceden tanımlanmış ve ülkeler bazında uygulanacak herhangi bir yaptırım söz konusu mu?

Hayır. Aslında Rehberin temel işlevi hükümetleri belli bir yöne doğru yöneltmek; ancak bu konuda yeterince istekli olunmadığı durumda ülke İlerleme Raporu’nda ilgili alanlardaki duraksamayı kaydetmek hükümetlere uygulanabilen tek yaptırım. Örneğin, Ocak ayında Ankara’da yaptığım ziyaretlerde birçok konuda sözler verildiğini duymuş olmama rağmen çoğu konuda adım atılmış değil.

Öte yandan nihai olarak sadece Katılım süreciyle ilgileniyor değiliz; hatta bunun bizim için ikincil bir konu olduğunu söyleyebilirim. Asıl ilgilendiğimiz süreç sivil toplumun gelişimi ve bu, AB Katılımından çok daha geniş, 2030'a hatta 2040'a bakmamızı gerektiren bir konudur.

Genişleme Ülkelerinin AB Katılım sürecinde sivil toplumun rolü ile ilgili bölgesel ölçekte ne söyleyebilirsiniz?

Bu konuda, örneğin Makedonya bir istisna; çünkü çok iyi bir sivil toplum geliştirme stratejisi belirlemiş ve bunu ilk defa yapan ülke olmuştu. Ancak bu strateji sadece kağıt üzerinde kaldı. Hükümet yetkilileriyle birçok görüşme yapmama rağmen stratejinin neden yürürlüğe girmediğini anlayamadım. Üst ve orta düzey hükümet yetkilileri arasında kopuşma ve iletişimsizlik bu ülkelerde en yaygın rastladığımız sorun. Ancak, zamanla bu sorunlar aşılacaktır. Sivil toplumun gelişimi derken kastettiğimiz şey bir devrim değil, evrim.

Ankara'yı son ziyaretinizde hükümet yetkilileri ve ilgili kurumlarla yaptığınız görüşmelerden edindiğiniz izlenim devam eden müzakere süreci hakkındaki görüşünüzü ne yönde etkiledi?

Türkiye’de çok karmaşık bir siyasi yapı olduğunu, şu anda yapmayı çalıştığımız şeyin diyalogu ve iletişimi tıkayan engelleri yok etmeye çalışmak olduğunu söyleyebilirim. Türkiye ve Batı Balkan ülkelerini bu açıdan karşılaştırdığımda; o ülkelerde hükümetlerle görüşmelerde bulunabiliyor, bu engelleri tespit edebiliyoruz. Türkiye’de ise belirli bir siyasi/kültürel bariyeri aşmamız gerekiyor. Mevcut duruma bakıldığında AB’nin daha güçlü bir şekilde kendini ifade etmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin hükümet tarafından yönetilen AB fonları sivil toplumu destekleyen bir ortamın oluşmasına hizmet etmiyor. Bu en hayati noktalardan biri. Kapasite geliştirme kadar destekleyici ortam üzerinde de çalışmalıyız. Zira bu ikisinden biri diğerinin yokluğunda sadece kaybedilmiş bir mücadele demektir.

Konferansa her bir ülkeden davet edilen basın temsilcileri kapsamında katılan bianet’in yanı sıra Türkiye’den Lise Pate Yılmazer (AB Türkiye Delegasyonu), Nuri Çelik (İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı), Mustafa Murat Özçelebi (AB Bakanlığı), Damla Yazar(Kalkınma Bakanlığı) Sezin Dereci (Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı, Balkan Sivil Geliştirme Ağı Projesi-TÜSEV/ BCSDN), Tezcan Eralp Abay (Sivil Toplum Geliştirme Merkezi-STGM), Selen Lermioğlu Yılmaz (TÜSEV/BCSDN) ve Ayça Bulut Bican (Sivil Toplum Kuruluşları İçin Teknik Destek Programı-TACSO) katıldı.

Avrupa Komisyonu için 2014-2020 yılları arasında izlenecek bir belge olan rehber, katılım sürecinde bulunan ülkelerde sivil topluma yönelik AB desteğini stratejik olarak yapılandırmak, AB desteğinin etkisini daha etkili biçimde izlemek ve gerekli müdahale alanlarını belirleyebilmek için bir araç olarak Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Müdürlük tarafından 2013 yılında tamamlanmıştı.

2014 yılının Mayıs ayında Tiran’da gerçekleştirilen ve AB Sivil Topluma Destek Rehberi’nin tanıtıldığı konferansta AB Rehberi’nden beklentiler tanımlanmış, her bir ülkede mevcut duruma ilişkin rehberdeki göstergeler üzerine -aynı zamanda ulusal hedeflerin belirlenmesi sürecinin başlangıcı olacak- tartışmalar yürütülmüştü. Geçen yılki konferansı takip eden atölye çalışmalarında rehberdeki göstergelerin izlenmesi ve raporlanması için uzun erimli engeller ve olanaklarla birlikte rehberdeki her sonuç alanındaki değişiklikleri ve ilerlemeyi gözlemlemek için olası yönelimler konuşulmuştu. (EG)

* BCSDN, Uluslararası Kamuoyu Araştırma Enstitüsü (IPSOS) ve sivil toplum uzmanlarınca geliştirilen ülke raporları için tıklayın.

Bianet

Share
İlgili Eğitim