Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

2016: Gazeteciliğin OHAL Kıskacına Alındığı Yıl

2016'da Mahpus Gazeteci sayısı 31’den 131’e çıktı. Son 5 yılın gözaltı rekoru kırıldı. 56 gazeteciye saldırı gerçekleştirildi; 118 gazeteci tehdit edildi. 179 medya kapatıldı. KHK'larla 10 bine yakın medya çalışanı işsiz bırakıldı.

İçerik Alınlık Resmi

2016'da Mahpus Gazeteci sayısı 31’den 131’e çıktı. Son 5 yılın gözaltı rekoru kırıldı. 56 gazeteciye saldırı gerçekleştirildi; 118 gazeteci tehdit edildi. 179 medya kapatıldı. KHK'larla 10 bine yakın medya çalışanı işsiz bırakıldı.

 

Haber fotoğrafı

 2016, Hükümetin toplumsal uzlaşı, barış ve özgürlükleri güçlendirmek yerine, güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlık sistemini getirecek Anayasa değişikliğini toplumsal kutuplaşmaya dayattığı, darbe girişimini medya ve akademisiyle tüm muhalif sesleri susturmak için kullandığı bir yıl oldu.

İktidarın darbe girişimi ve OHAL ile birlikte eleştirel medyaya yönelik baskıları dayanılmaz boyutlara çekmesi, Türkiye ve uluslararası insan hakları hareketinin oldukça sert tepkilerine neden olduktan sonra, son olarak da 15 yıllık Avrupa Birliği müzakerelerini de zora soktu.

2016’da yayımlanan dört adet BİA Medya Gözlem Raporu de, tutuklu gazeteci sayısının yıl içinde 31’den 131’e nasıl çıktığını, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin etkin hak arama yolu olmaktan çıkarıldığını, Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ve diğer idari yapıların eleştirel medya ve toplum üzerinde Demokles’in Kılıcı işlevi gördüğünü gözler önüne serdi.

Mahpus sayısı 31’di, 131 oldu

  

31 gazeteci 2016 yılına hapishanede girerken 1 Ocak 2017 itibariyle bu sayı, Kürt medyası, Cumhuriyet gazetesi ve Gülen Cemaati’ne yakın medyaya yönelik operasyonlarla birlikte, 131’e çıktı. 2017’ye hapishanede giren 131 gazeteciden 18’i hükümlüyken 7’si halen yargılanıyor, 106’sıysa soruşturma geçiriyordu. 

Gazetecilerin 81’i "Fethullahçı Terör Örgütü" (FETÖ) soruşturması kapsamında tutuklanırken 31’i de PKK örgütüyle ilişkilendirilen Kürt medyası çalışanlarıydı. Bu kişiler, TMK ile TCK kapsamında “örgüt”, “terör” veya “devlet büyüklerine hakaret” gerekçelerine dayanan işlemler kapsamında hapiste bulunuyor. Cumhuriyet gazetesinin 11 yazar, yayın yetkilisi ve muhabiri de “FETÖ/PKK’ye yardım veya propagandası” suçlamasıyla tutuklandı.

Ayrıca, beş gazeteci de çeşitli “yasadışı örgütlere üyelik” (MLKP, DHKP-C, TKEP/L, Direniş Hareketi) suçlamasıyla, biri de üç örgüte birden üye olmaktan (Ergenekon Örgütü Mersin Teşkilatı, Türk İntikam Birliği Teşkilatı ve İç Örgüt) cezaevlerinde tutuluyor. Bir gazeteci eski AA çalışanıyken bir gazeteci de Yurt gazetesi yazarı olarak “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Devlet büyüklerine hakaret”ten tutuklandı.

2015’e girildiğinde 22 gazeteci, 2013’e geçildiğinde 59 gazeteci, 2012’ye de 68 gazeteci hapisteydi.

Beş yılın gözaltı rekoru 2016’nın

 

2016 yılında en az 201 gazeteci ve medya çalışanı (21’I KHK ile kapatılan medya organlarına çalışanlar olmak üzere) görev yaparken gözaltına alındı. Son beş yılda ağırlık verilen “güvenlik” politikaları nedeniyle gözaltına alınan medya temsilcilerinin sayısı 463’ü buldu.

2012 yılında 31 olan habercilere yönelik gözaltı, 2013’te 39, 2014’te 72, 2015’te 120’ye çıktı; geçen yıl sonunda 201’I buldu.

2016’da 56 saldırı, 118 gazeteciye tehdit

 

2016 yılında çatışma ve eylem bölgelerinde görev yapan medya çalışanlarından 56’sı saldırıya uğradı. Bu dönemde altı medya organı da saldırının hedefi olurken bir Suriyeli gazeteci de öldürüldü. Yine geçen yıl, 118 gazeteci ve beş medya kuruluşu tehdit görmüştü.

2015 yılında yine Antep ve Şanlıurfa’da görev yapan üç Suriyeli gazeteci ve Türkiye’den bir yazar öldürülmüş, 64 medya çalışanı ve 1 yazar ile 4 medya organı da şiddetin hedefi olmuştu.

Son beş yılın bilançosu ise oldukça ağır: Dört Suriyeli haberci ve Türkiyeli bir yazar çeşitli saldırılar sonucu hayatını kaybederken toplam 495 medya temsilcisi ve 13 medya organı da şiddetin hedefi olmuştu. Sadece Gezi eylemlerinin bağladığı 2013 ve etkisinin sürdüğü 2014’te 328 haberci çoğunlukla güvenlik güçlerinin şiddetiyle karşılaşmıştı. 2012’de 46 saldırı yaşanırken bu ertesi yıl 186, 2014’te 145, 2015’teyse 73’ü buldu.

İki yılda 17 gazeteci “Erdoğan” mahkumu

2016 yılında 12 gazeteci dahil toplam 16 kişi, “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten ve Ceza Kanunu’nun (TCK) 299. Maddesinden kaynaklı olarak toplam 15 yıl 4 gün hapis (6 yıl ve 2 ayı ertelemeli) ve 42 bin TL adli para cezasına mahkum edildi. 13’ü gazeteci toplam 31 kişi de 299. Maddeden açılan davalardan aklandı.

Yargı, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Venedik Komisyonu ve Avrupa Birliği’nin eleştirilerine rağmen TCK’nın 299. maddesini gazeteci, hak savunucusu, akademisyen ve öğrencilere kadar binlerce yurttaşa karşı kullanırken Anayasa Mahkemesi son olarak 299’un “Anayasa’ya aykırılık teşkil etmediğine dair tartışmalı bir karar aldı.

Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’te Erdoğan’a yönelik eleştiri ve isnatlar için uygulanmaya başlanan 299. Maddesi, bu tarihten 1 Ocak 2017’ye kadar, 17’si gazeteci 25 kişinin toplam 26 yıl 22 gün hapse (6 yıl 2 ayı ertelemeli) ve 42 bin TL de adli para cezası ödemesine yol açtı. Bu dönemde yargılanan 13’ü gazeteci 18 kişi de aklandı.

2016’da, 1 gazeteci ve 1 çizerin de aralarında bulunduğu yedi kişi, eski Başbakan “Erdoğan’a görevinden dolayı hakaret” suçlamasıyla ve TCK’nın 125. Maddesi temelinde yargılandı, 6 yıl 1 ay 24 gün hapis (2 yıl 3 ay 2 günü ertelemeli) ve 17 bin 343 TL de adli para cezasına mahkum oldu. İki gazeteci TCK 125’ten aklanırken bir vekil de Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 7 bin TL manevi tazminat ödemeye mahkum edildi.

2015 yılında da 5’i gazeteci 9 kişiye 299. Maddeden toplam 10 yıl 8 ay 22 gün hapis cezası; 14 gazeteci ve 2 çizer dahil 19 kişiye de yine Erdoğan’a hakaretten 125. Madde uyarınca 10 yıl 9 ay 27 gün hapis cezası verilmişti.

2016’da 29 yayın yasağı; 179 medyaya kapama

  

2016 yılındaki darbe girişimi sonrası, OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) üzerinde medya temcilsileri tutuklanması, çalıştıkları gazete, dergi, radyo ve televizyonlarının da kapatılması, hukuk devletinin de sonunu getirdi. 2016’da 778 basın kartı iptal edilirken, 54 gazetecinin mal varlığına el konuldu; kimi geçici toplam 29 yayın yasağı oldu; KHK ile 179 medya ve yayın işletmesi kapatıldı; 46 gazetecinin pasaportu iptal edildi; 3 akreditasyon ayrımcılığı gerçekleşti. Ayrıca, 300 Twitter hesabı, 33 Youtube, 79 İnstagram linki, 323 haber, 76 site sansüre uğradı.

2015 yılında da, 6 yayın yasağı, 5 gizlilik kararı, 10 akreditasyon ayrımcılığı olmuş; 118 site, 353 Twitter hesabı, 399 haber ve köşe yazısı, 21 TV kurulu ve 2 gazeteci sansürle karşılaşmıştı; 12 video, 7 kitap, 5 mizah dergisi, 4 film, 2 dergi, 2 gazeteci, 1 belgesel, 1 broşür, 1 panel, 1 anma, 1 seçim filmi, 1 afiş, 1 resim sansür edilmişti.

2014’te başvurulan 7 yayın yasağı da dahil edildiğinde son üç yılda, Türkiye ana gündemien ilişkin konuların irdelenmemesi için geçici veya soruşturma süresince toplam 42 yayın yasağı kararı alındığı ortaya çıkıyor.

TMK: 13 gazeteciye 32 yıl 8 ay hapis

Özellikle Kürt Sorunu’nun Temmuz 2015’te bir “terörizm” meselesine indirgenmesinden sonra hak savunucuları ve siyasetçilerle birlikte medya temsilcilerinin de yargı kıskacına alınmasına neden oldu: 2016 yılında 13 gazeteci,  vize serbestisi için Avrupa Birliği ile müzakere konusu edilen Terörle Mücadele Kanunu (TMK) uyarınca 32 yıl 8 ay 3 gün hapse mahkum edildi. 2016 sonu itibariyle 73 gazeteci (38’i Özgür Gündem dayanışmasından) bu maddeden toplam 547 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılanıyordu.

2015 yılında da 3 gazeteci TMK uyarınca 6 yıl 3 ay 22 gün hapis (1 yıl 6 ay 22 günü ertelemeli) ve 24 bin TL de para cezasına mahkum edilmişti; 26’sı ise 337 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılanmaya devam ediyordu, 2’si beraat etmişti.

“Casusluk”, “örgüt”, “hakaret” cezaları: 75 yıl 6 ay hapis

Geçen yıl, 3 gazeteci “devletin güvenliğine ilişkin belge yayınlamak”tan 12 yıl 6 ay; 2’si “örgüt üyeliği”nden 55 yıl hapse; 1’i “gizliliği ihlal”den 2 bin 100 TL adli para cezasına mahkum edildi. 2 gazeteciyse “kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasından beraat etti. Yine 2016’da, 22 gazeteci ve 1 site yetkilisine “hakaret” suçlamasıyla 8 yıl 2 gün hapis ve 99 bin 670 TL adli para cezası verildi. 5 gazeteci toplam 28 bin TL manevi tazminat cezasına mahkum edildi. 4 gazeteci bu suçlamadan aklanırken 2’ine dava Şartlı Af’tan düştü.

2015 yılında ise cezalar daha ziyade “hakaret” ve “kişilik haklarına saldırı”dan gelmişti: 15 gazeteci ve 1 site yetkilisine “hakaret”ten toplam 5 yıl 8 ay 17 gün hapis ve 48 bin 940 TL (1740 TL’si ertelemeli) adli para cezası verilmişti; 3 gazeteci de “kişilik haklarına saldırı”dan toplam 14 bin TL tazminat ödemeye mahkum edilmişti. Ayrıca, 1 gazeteci “güvenlik kuvvetlerini aşağılamak”tan 10 ay hapse, bir diğeri de “iftira”dan 1 yıl 15 gün hapse mahkum edilmişti.

AYM cüppe astı: 10 kat daha az karar

Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün tahliyesi dahil yılın ilk yarısında ifade özgürlüğü lehine açık tutum alan Anayasa Mahkemesi (AİHM), ikinci altı ayda, özellikle iki üyesi darbe girişimi sonrası tutuklanmasından sonra adeta cüppe astı: 2016 yılında AYM, iki gazeteci, bir eğitimci ve bir işçinin “bireysel” başvurusunda devleti 4 bin 223 TL tazminat ödemeye mahkum etti. Oysa ki bu rakam, 6’sı gazeteci, birer de yazar, radyo ve site yetkilisi olmak üzere toplam 12 kişinin başvurucu olduğu bir önceki yıl, 42 bin 990 TL idi.

AİHM’de 5 yıllık “susturma” cezası: 401 bin 180 avro

 

2016 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ifade özgürlüğünün ihlal ettiği gerekçesiyle Türkiye’yi 7’si gazeteci toplam 11 kişiye toplam 27 bin 590 avro (yaklaşık 91 bin 438 TL) tazminat ödemeye mahkum etti. Bir gazeteciye de “haksız tutuklama”dan 2 bin avro (yaklaşık 4 bin TL) ödenmesine hükmedildi.

2015 yılında 5 gazeteci, 3 hukukçu, 1 siyasetçi, 1 emekli asker dahil toplam 26 kişiye toplam 42 bin 043 Avro (134 bin 166 TL) tazminat ödenmesi kararlaştırılmıştı. 2014’te  9 gazeteci ve 1 medya organının da içlerinde bulunduğu başvuruculara toplam 135 bin 612 Avro (394 bin 320 TL) tazminat ödenmesine hükmetmişti. 2013’te, 2’si gazeteci 29 kişinin ve 11 yayın kuruluşunun açtığı davalarda mahkumiyet toplamı 198 bin 935 Avro (507 bin 417 TL) olmuştu. Nihayet, 2012 yılında Türkiye, 6’sı gazeteci dokuz kişiye ve bir kuruma 78 bin 581 Avro (yaklaşık 184 bin TL) ödemeye mahkum edilmişti.

Bu durumda Türkiye, son beş yılda AİHM’de, 23 gazeteci, 12 medya organı ve 52 kişinin başvurusunda 401 bin 180 avro (1 milyon 127 bin 341 TL) tazminata mahkum edilmiş oldu.

RTÜK: TV ve radyolara 16 milyon TL ceza

 

2016 yılında Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), televizyonlara 50 uyarı, 112 para cezası ve 2 de yayın durdurma cezası; radyolara da 7 uyarı, 11 de para cezası verdi. Yayın ilkelerini ihlalden verilen para cezalarının toplamı 15 milyon 907 bin 627 TL oldu. 

Kurul, bir önceki yıl TV’lere 69 uyarı, 168 para cezası, radyolara da 4 uyarı 4 de para cezası vermişti. 2015’te yayın kuruluşlarına 9 milyon 905 bin 674 TL para cezası kesilmişti. 2014’te, TV’lere 78 uyarı, 254 para cezası, radyolara da 12 uyarı ve 7 para cezası vermişti. Para cezalarının toplamı da 18 milyon 616 bin 966 TL olidi.

Böylece RTÜK, son üç yılda TV’lere 197 uyarı, 534 para cezası, radyolara 23 uyarı, 22 para cezası vermiş oldu. Son beş yılda kesilen para cezalarıysa 25 milyon 813 bin 301 TL oldu.

KHK’lar medyada 10 bin işsiz yarattı

Geçen yıl 2 bin 708 gazeteci ve medya çalışanı işten çıkarıldı veya işten ayrılmaya itildi. Ancak TGC, KHK ile 179 medya ve yayın işletmesinin kapatılmasıyla işsiz kalanların sayısının 10 bini bulduğunu açıkladı.

Bu rakam 2015 yılında 348, 2014 yılında 339 gazeteci, yazar ve medya çalışanının işine son verilmesi ya da istifaya zorlanması söz konusuydu. 2013’te bu sayı 143’tü. 

Erol ÖNDEROĞLU- bianet

İlgili Dosyalar:

  1. Haber fotoğrafı [JPG] [28.32K]
  2. Haber fotoğrafı [JPG] [28.32K]
Share
İlgili Eğitim