"2 milyon İstanbullu" kampanyası kapsamında 3. Köprü uğruna kesilmesi planlanan 2 milyon ağaç için İstanbul Boğazı'nda eylem yapılacak.
"2 milyon İstanbullu" adı altında yapılacak eylemle ilgili ise şu açıklama yapıldı:
"İstanbul’a yapılması planlanan üçüncü köprünün şehir için büyük bir doğal ve toplumsal yıkıma neden olacağını düşünen yirmiden fazla sivil toplum kuruluşu, bilim insanları ve sanatçıların destek verdiği bir kampanya olan '2 Milyon Ağaç İçin 2 Milyon İstanbullu' kampanyası, İstanbul’un trafik sorununu çözmeyeceği defalarca ortaya konan bu projenin ve projeyle ilgili tüm çalışmaların hemen şimdi durdurulmasını istiyor.
Köprü yapılırsa trafiğin yalnızca %2-5’ini oluşturan transit geçişler için 2 milyondan fazla ağacın kesilecek, su havzaları zarar görecek, hayvanların İstanbul’daki son yaşam alanları yok edilecek ve orman alanları yerleşime açılacak. Köprü yapılırsa havamız ve suyumuz kirlenecek, İstanbul’un nüfusu %20 artacak ve trafik daha da içinden çıkılmaz bir hal alacak. Bu eylemle trafik sorununun çözülmesi için BoğazRay veya 1. köprünün tadil edilmesi gibi bir çok alternatif varken çözüm olmayan 3. köprü projesine mahkum olunmadığını ve İstanbul halkının bu projeyi istemediği gösterileceğiz.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25136303/#storyContinued
"Üçüncü köprü" itirazları
İstanbul Boğazı'na yapılmak istenen üçüncü köprü için, İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda değişiklik öngörülüyor. Bu değişiklikler ise İstanbulluların tepkisini çekiyor.
İstanbul Boğazı'na yapılmak istenen üçüncü köprü için, İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda değişiklik öngörülüyor. Bu değişiklikler 1 Eylül 2010 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde askıya çıkarıldı. Plana itirazlar için son tarih 1 Ekim 2010 Cuman günü...
WWF Türkiye plana olan itirazlarını bir dilekçe ile dile getirdi. Dilekçede itiraz gerekçeleri şöyle sıralandı:
* İstanbul’un elde kalan son doğal alanlarının tam ortasından geçen 3. Köprü ve bağlantı yolları, iki kıtayı birbirine bağlayan noktada yer alan uluslararası öneme sahip orman ekosistemlerinin, nadir fundalıklar ve diğer habitatların bütünlüğünü parçalayacak ve milyonlarca yaşlı ağaç başta olmak üzere diğer bitki ve canlı türünün ve genetik kaynaklarımızın kaybına yol açacaktır. Doğal yaşam ortamlarının, yapılacak yol ağıyla daha küçük parçalara bölünmesi, insanı doğadan ve sağlıklı yaşamdan daha da uzaklaştıracak, doğal afetleri arttıracaktır. Oysa ülkemiz, başta Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi olmak üzere birçok uluslararası sözleşme ile tüm insanlık ve gelecek kuşaklar adına biyolojik çeşitliliğimizi korumayı taahhüt etmiştir.
* Köprü ve bağlantı yolları için yapılacak kamulaştırma işlemi sonucunda hattın geçeceği bölgede 680 ha doğal sit alanı, 931 ha tarım alanı ve 2,5 milyondan fazla ağaç barındıran 1453 ha’lık orman alanı tamamen yok olacaktır. Elde kalan tarım alanları da yapılaşma ile hızla yitirilecek; gıda güvenliğimiz olumsuz etkilenecektir. İstanbul ormanlarının adım adım yok olması, yüzlerce yıldır tutulmuş olan karbonun serbest kalmasına ve karbon emisyonlarının artmasına yol açarak iklim değişikliğinin tetiklenmesine neden olacaktır. “Sıfır Ormansızlaşma”nın hedeflendiği bir dünyada sürdürülebilir ulaşım alternatifleri yerine, köprü ve bağlantı yollarının, elde kalan ormanlarımızın yok olmasını hızlandıracak şekilde konumlandırılması ulusal iklim stratejisiyle de çelişmektedir.
* İçme suyu havzalarından geçecek olan Otoyol, küresel iklim değişikliği ve kuraklıktan giderek daha fazla etkilenecek olan İstanbulluların temiz su temini imkanlarını tehdit etmektedir. İçme suyu havzalarının otoyollar ve kentleşmenin kirletici etkisiyle kullanılamaz hale gelmesi, temiz suyu içme teminini daha da zorlaştıracak, yakın ve uzak akarsuların İstanbul’a taşınması projelerinin çevresel maliyetleri ise daha büyük olacaktır.
* 2. köprü örneğinde yaşandığı gibi yasa dışı yapılaşma tehditi ile karşılaşıcak; orman niteliğini kaybettiği gerekçesiyle bu alanların orman sınırları dışına çıkarılması yönünde baskılar artacaktır. 2B alanları, özel ormanlar ve tarım alanları bu süreçten ilk etkilenecek olan yerlerin başında gelmektedir. Örneğin, Anadolu Yakası’nda TEM Otoyolu’nun geçtiği bölgede, orman niteliğini yitirdiği gerekçesiyle 11.856 hektar alan orman sınırları dışına çıkarılmıştır. 3. köprü ve bağlantı yolları güzergahı da kentsel gelişmeyi aynı şekilde olumsuz etkileyecek; mutlak surette korunması gereken alanların plansız yapılaşma işgaline uğraması kaçınılmaz olacaktır. Nitekim, emlak sektöründe bu beklentinin yarattığı hareketlenme şimdiden yaşanmaktadır.
* Planların kademeli birlikteliği ilkesi doğrultusunda üst ölçekli plan kararlarına uygun olarak hazırlanması gereken bu plan ölçeği itibariyle hala yürürlükte olan 1980 tarihli 1/50.000 ölçekli İstanbul Nazım İmar Planına aykırıdır.
WWF Türkiye, plan değişiklikleri ile ilgili itiraz dilekçelerini, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Şehir Planlama Müdürlüğü'ne hitaben gönderebileceğine de dikkat çekiyor...