Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

12 Eylül Darbecilerine MAZLUMDER'den Suç Duyurusu

MAZLUMDER adına Genel Başkan Ahmet Faruk ÜNSAL, MAZLUMDER Ankara Şubesi Başkanı Üstün BOL 12 Eylül Darbecileri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundular.

İçerik Alınlık Resmi

MAZLUMDER adına Genel Başkan Ahmet Faruk ÜNSAL, MAZLUMDER Ankara Şubesi Başkanı Üstün BOL 12 Eylül Darbecileri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundular.

Suç duyurusu öncesinde MAZLUMDER Genel başkanı Ahmet Faruk ÜNSAL ve "yetmez ama evet" platformu temsilcisi basın mensuplarına açıklama yaptı.

12 Eylul Darbecilerine mazlumder den Suç Duyurusu

Suç duyurusu metni aşağıdadır.
 
ANKARA CUMHURIYET BAŞSAVCILlĞI’NA

 (CMK 250 Madde Kapsamında Soruşturma Yürütmekle Görevli Cumhuriyet Savcılığı)

MÜŞTEKİ     : İnsan Hakları Ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği Genel Merkez Adına
                        
                          Genel Başkan  Ahmet Faruk ÜNSAL
 
ADRES          : Mithatpaşa Cad. 62/4 Kızılay - Ankara

ŞÜPHELİLER      : 1- Kenan EVREN (Gen. Kur. Eski Bşk.)

                                  2- Nurettin ERSİN (Kara Kuv. Eski Kom.)

                                  3- Tahsin ŞAHİNKAYA (Hava Kuv. Eski Kom.)

                                  4- Nejat TÜMER (Deniz Kuv. Eski Kom.)

                                  5- Sedat CELASUN (Jandarma Gen. Eski Kom.)

                                  6- Bedrettin DEMİREL (Harp Akad. Kom.)

                                  7- Ali Haydar SALTIK(Gen. Kur. 2. Bşk.)

                                  8- Danışma Meclisi üyeleri

                                  9- Bülend ULUSU (TC. Eski Başbakanı) ve diğer bakan, bürokrat, vali, kaymakam, emniyet müdürü, asker, amir, memurlar.


SUÇ                           : Darbe yapmak, cebren anayasayı değiştirmek, hükümeti yıkmak, Türkiye Büyük Millet Meclisini zor kullanarak görev yapmaktan men etmek, darbeye zemin hazırlamak için sistemli bir şekilde planlayarak ve tasarlayarak adam öldürülmesine ve yaralanmasına göz yummak,   işkence yapmak, eziyet etmek, hürriyetten yoksun bırakmak, cinsel saldırıda bulunmak.


SUÇ TARİHİ                       : 12 Eylül 1980 ve devam eden tarihler.


AÇIKLAMALAR           :

1-) 12 Eylül 1980 sabahı saat 03:59’da Türk Silahlı Kuvvetleri ülke yönetimine el koymuştur. Bu darbe emir-komuta zinciri içinde, yukarıdan aşağı, askeri hiyerarşi çerçevesinde cereyan etmiştir. Darbeyi yapan üst düzey komutanlar, Milli Güvenlik Konseyi adı altında anayasa yapılana dek yasama ve anayasada değişiklik yapma yetkilerini üzerlerine almışlardır. MGK kendisi hakkında kanun da çıkartarak yasal zeminin üzerine oturmuştur. Yasamayla beraber darbeci komutanlar birçok yürütme işlemini de yerine getirmiştir. Milli Güvenlik Konseyi, yukarıda ad ve soyadları yazılı Genel Kurmay Başkanı, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanlarıyla Jandarma Genel Komutanı’ndan oluşan beş kişilik bir kuruldur. MGK, mevcut hükümeti yıkarak yerine Bülent Ulusu’ya kurdurttuğu hükümeti koymuştur. Darbeciler atama yolu ile seçtikleri kişilerden oluşan bir Danışma Meclisi ihdas ederek lağvettikleri TBMM yerine kullanmışlardır. Darbe düzenine işlerlik kazandırmış olması nedeni ile bu meclis üyeleri de suç işlemişlerdir. Öte yandan askeri darbe sonucu yukarıda isimleri yazılı şüphelilerin emir ve talimatlarını uygulayan kamu

personeliyle sivillerin tümü suç işlemiştir. Çünkü işlenmesi suç olan konuda amirler tarafından verilen yazılı talimatlar dahi yerine getirilemez.

2-) Şüpheli Genel Kurmay Eski Başkanı Orgeneral Kenan Evren’in kendi ifadeleriyle sabit olan darbe zeminini hazırlamak için “şartların olgunlaşması beklenmiştir”. Şüpheli Evren’in emir ve talimatlarıyla suç tarihi olan 12 Eylül 1980 askeri darbesinden yaklaşık 6 ay önce suç belgesi Bayrak Harekat Planı, dönemin Genel Kurmay 2. Başkanı Ali Haydar Saltık tarafından hazırlanmıştır. Dönemin Harp Akademileri Komutanı Bedrettin Demirel’in “darbe şartlarının olgunlaşması için iki sene bekledik” beyanı medyaya yansımıştır.

3-) 1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanı’nda işlenen katliamın 12 Eylül darbesini tetikleyen, plan ve raporları belli merkezlerde yapılan, derin bir suikast olduğu bilinmektedir. Maraş olayları ve Çorum katliamının toplumsal çatışma çıkarmaya yönelik derin devletin sevk ve idaresinde, bir kısım insanların milli-dini duyguları tahrik edilerek yaptırıldığı gün yüzüne çıkmıştır. Türk-Kürt ayrımcılığı, Alevi-Sünni çatışması, şeriat-komünizm korkutmaları, yıllarca uygulanan psikolojik harekat planlarının ürünüdür. Toplumu kontrol altında tutmak amacıyla farklılıklar rejim tehdidi gibi gösterilerek ayrımcılık körüklenmiştir. Bu sebeple toplumda yarılmalar meydana gelmiştir. Üretilen kaos ortamında yasal olarak çözüm yoluna iktidardaki hükümetin karar vermesi gerekirken yapılan darbe, anayasal düzene açıkça müdahaledir.

4-) Darbe sonucu; TBMM kapatılıp anayasa ortadan kaldırılmıştır. Siyasi partilerin kapısına kilit vurulup mallarına el konulmuştur. 650 bin kişi gözaltına alınmıştır. 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiştir. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılanmıştır. 7 bin kişi için idam cezası istenmiştir. 517 kişiye idam cezası verilmiştir. Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asılmıştır (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1’i Asala militanı). İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderilmiştir. 71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılanmıştır. 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçundan yargılanmıştır. 388 bin kişiye pasaport verilmemiştir. 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atılmıştır. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarılmıştır. 30 bin kişi “siyasi mülteci” olarak yurtdışına gitmiştir. 300 kişi kuşkulu bir şekilde ölmüştür. 171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelenmiştir. 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklanmıştır. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durdurulmuştur. 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verilmiştir. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istenmiştir. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verilmiştir. 31 gazeteci cezaevine girmiştir. 300 gazeteci saldırıya uğramıştır. 3 gazeteci silahla öldürülmüştür. Gazeteler 300 gün yayın yapamamıştır. 13 büyük gazete için 303 dava açılmıştır. 39 ton gazete ve dergi imha edilmiştir. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirmiş, 144 kişi kuşkulu bir şekilde ölmüştür. 14 kişi açlık grevinde ölmüştür. 16 kişi “kaçarken” vurulmuştur. 95 kişi “çatışmada” ölmüştür. 73 kişiye “doğal ölüm raporu” verilmiştir. 43 kişinin “intihar ettiği” bildirilmiştir.

5-) İktidardaki hükümete bağlı olan şüphelilerin, iktidarın talimatları dışında hiçbir şey yapma hak ve yetkileri yokken yasaları açıkça ihlal ederek anayasal düzeni yıkmaya yönelik yaptıkları eylem ve işlemler suçtur.  Darbenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 765 sayılı TCK nın 146 ve 147.maddelerine göre “Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanununun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men e cebren teşebbüs edenler”, “Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren iskat veya vazife görmekten cebren menedenlerle bunları teşvik eyliyenler” idam cezasına mahkum edilmektedir.

Maddelerde 2004 yılında yapılan değişiklik ile cezalar ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olmuştur. 5237 s.lı TCK da da aynı cezalar m.309(anayasayı ihlal), m.311(Yasama organına karşı suç), m.312(Hükümeti karşı suç) şeklinde yer almış ve yine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası öngörülmüştür.

6-) İşlenen suçların cezalandırılması amacıyla yapılacak soruşturmalara engel olmak amacıyla 82 anayasasına konulan geçici 15. Madde, 12 Eylül 2010 günü referanduma sunulan anayasa değişiklik paketini halkın çoğunluğunun onaylamasıyla yürürlükten kaldırılmıştır. Şüphelilerin işledikleri suçların soruşturmasına geçici 15. Madde engel olduğundan bugüne kadar zaman aşımı işlememiştir. Maddeye göre “12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla kurulu Milli Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.

Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.” Kaldı ki şüpheliler darbe günü ve devamında suç işlemeye devam ettiklerinden zamanaşımı hiçbir şekilde dolmamıştır. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda müruru zaman söz konusu değildir. Yukarıda isimleri yazılı ve soruşturma sonucu kimlikleri tespit edilecek şüphelilerin işlemiş oldukları darbe suçu nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak zarar gördüğümüzden şüphelileri şikayet ediyoruz.

SONUÇ VE İSTEM       :

Yukarıda arz ve izah edilen ve resen tesbit olunacak sair nedenlerle şüphelilerin cezalandırılması için kamu davası açılmasını arz ve talep ederiz.13.09.2010

MÜŞTEKİ

İnsan Hakları Ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği Genel Merkez Adına
Genel Başkan  Ahmet Faruk ÜNSAL

http://www.mazlumder.org/haber_detay.asp?haberID=8812

 

Share
İlgili Eğitim