Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Yeni Anayasa "Ekolojik" de Olmalı

Ekolojik Anayasa Girşimi, yeni anayasada Doğa’nın bir hak öznesi olarak tanınmadığına dikkat çekerek doğa haklarının Türkiye’nin çözüm bekleyen acil meselelerinden bağımsız olmadığını belirtti.

İçerik Alınlık Resmi

Ekolojik Anayasa Girşimi, yeni anayasada Doğa’nın bir hak öznesi olarak tanınmadığına dikkat çekerek doğa haklarının Türkiye’nin çözüm bekleyen acil meselelerinden bağımsız olmadığını belirtti.

ekolojik anayasa
Ekolojik Anayasa Girişimi, partilerin sundukları anayasa önerilerinde Doğa’nın bir hak öznesi olarak tanınmadığını ve çoğunda doğa haklarına yeterince önem verilmediğini belirtti.
Girişim yaptığı açıklamada, Doğa’nın haklarının anayasal güvence altına alınmasının Türkiye’nin çözüm bekleyen acil meselelerinden bağımsız olmadığını belirterek "Yeni anayasa demokratik, eşitlikçi, sivil olduğu kadar ekolojik de olmalı" dedi.
Girişimin Anayasa önerisi şöyle başlıyordu:
“Bu Anayasa, dünyayı gelecek kuşaklardan emanet aldığı bilinciyle doğayla uyum içinde yaşamaya söz veren Türkiye vatandaşları tarafından yazılmıştır.”

Doğanın efendisi değil, parçası

Girişime göre ekolojik anayasada şu unsurlar bulunmalı:
* Ekolojik Anayasa anlayışı insanı doğanın efendisi olarak gören bir anlayış yerine insanı doğanın anlamlı bir parçası olarak görecek şekilde yeniden tanımlar, doğayı kaynak olarak değil varlık olarak görür, emanetçilik anlayışını benimser ve ihtiyatlılık prensibiyle hareket etmeyi önerir.
* Su, hava, genler, tohum ve doğanın diğer unsurları doğal varlıklar olarak görür, kaynak olarak nitelendirilmesine karşı çıkar. Bu varlıkların Doğa’nın bir parçası olarak kabul edilmesini ve onlara bağlı yaşayan tüm canlıların ortak kullanımında olmasını savunur.

Kültürün biyolojik çeşitlilikteki rolü

* Doğal varlıklar mülkiyete tabi olmamalı, kendileri veya genetik bilgileri hiçbir şekilde patentlenmemeli ve kamusal kullanımları ekolojik dengeler öncelikli tutularak güvence altına alınmalı.
* Geleneklerin, dilsel ve kültürel çeşitliliğin, biyolojik çeşitliliğin algısı ve yaşatılmasındaki rolü dikkate alınarak, bunların korunması ve kendini geliştirme hakkı anayasal güvence altına alınmalı.

Hayvanların yaşam hakkı

* Devlet, ekolojik anayasa gereği herkesin temiz suya ve sağlıklı gıdaya erişmesini sağlamak için gerekli önlemleri almak zorunda.
* Hayvanların da bizler gibi hakları olduğu ve bunların başında yaşam hakkı ve eziyet görmeme hakkı olduğu Anayasa’da kabul edilmeli. Türlerin devamlılığı ve yavru canlıların anneleri ile serbest ve doğal bir gelişim sağlama hakkı gözetilmeli.
* Yeni Anayasada kamu yararı, üstün kamu yararı ilkeleri ekoloji merkezli bir bakış açısıyla yeniden tanımlanmalı. (NV)

Girişimin TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonuna sunduğu öneriler ve diğer çalışmaları için tıklayınız.

Kaynak: Bianet

İlgili Dosyalar:

  1. ekolojik anayasa [JPG] [59.08K]
Share
İlgili Eğitim