Ana içeriğe atla
Image
Manşet Yatay Görseli
Share

Travmalar süperkahraman olarak dirildi

'Dalgın Sular' projesiyle bir araya gelen profesyonel çizer, yazar, tarihçi ve psikoterapistler, cezaevi, göç ve deprem mağduru liselilerle birlikte fantastik bir evren yarattı.

İçerik Alınlık Resmi

'Dalgın Sular' projesiyle bir araya gelen profesyonel çizer, yazar, tarihçi ve psikoterapistler, cezaevi, göç ve deprem mağduru liselilerle birlikte fantastik bir evren yarattı.

“ Haliç ’in dibi taranırken meydana gelen ve hiçbir zaman ne olduğu tam açıklanmayan bir nedenden ötürü bir dizi olay yaşanmaya başlar. İlk önce ‘halüsinasyon’, ‘gaipten sesler duyma’ gibi psikopatoloji vakaları olduğu sanılan şeylerin, kısa sürede öyle olmadıkları, Haliç ’in İstanbul ’un geçmişini ‘kusmakta’ olduğu anlaşılacak ve İstanbul tamamen geçmişiyle iç içe bir hayat sürmeye başlayacak....”

Dalgın Sular’a hoş geldiniz. Burası, 17 Ağustos travmasıyla yaşayan Adapazarı’ndan liselilerin, Metris Cezaevi’nden çocuk ve genç tutukluların, artık var olmayan Küçükçekmece Ayazma gecekondu bölgesinin her yaşta sakinlerinin, Abhaz Çerkes Dernekleri çevresinde göç ve sürgün hikayeleriyle büyüyen gençlerin bir grup yazar, çizer, sanat tarihçisi ve psikolojik rehber ile birlikte oluşturduğu fantastik bir evren. Proje koordinatörü İskender Savaşır. 43 gönüllü ve sınırlı bütçe ile yaklaşık 9 ayda oluşturulan bu kolektif fantastik evren, sanal âlemde bir tür açık tarih müzesi gibi büyüyor. Yakında dergi olarak da karşınıza çıkabilirler.

Deprem , göç, ölüm, ayrılık, ani yoksullaşma, sürgün, savaş, işkence... Eski imparatorluk başkenti İstanbul ’da elini sallasan bireysel veya toplumsal bir travmaya çarpıyor. Bu karanlık kuyunun içinden yeni bir dil, yeni bir bakış çıkabilir mi? Görünüşe göre çıkmış bile...

DİRİLENLER

Dalgın Sular’da bir ana hikâye var. Haliç ’in dibi kazınırken, ölüler birden bire geri gelir. ‘Dirilenler’ vampir, hortlak, zombi vesaire değildir, ama ölümsüzdürler. İstanbul ’da bir gettoya tıkılırlar. Hikâyenin bundan sonrası depremzede liselilere, kentsel dönüşümü yaşayanlara, cezaevindeki gençlere ve Çerkes göçünün yeni kuşaklarına ait.

Savaşır’ın verdiği bilgiye göre atölyelere katılanlar haftada bir buluşuyor. Her atölyeye bir yazar ve bir de çizer katılıyor. Ortalama 2 saat yazar ve çizerlik, 3 saat de çizim dersi veriliyor. Gelenlere ana hikâye anlatılıyor. Daha sonra kendilerini bu evrende hayal etmeleri isteniyor. Ve senaryo ilerliyor. Katılımcıların çizim teknikleri henüz, projeye doğrudan çizer olarak katılmalarını sağlayacak derecede iyi değil. Ama karakterler yaratıyor, tarif ediyor ve olay örgüsünü oluşturuyorlar. Ana kahramanlardan ‘Gupse’, Adapazarı’nda dinlenen bir Çerkes ninnisinden çıkmış örneğin. Savaşır, ‘Gupse’yi ortaya çıkaran liselilerin günlerdir 1864’teki göç sırasında Adapazarı’nın nüfus yapısı, dönemin Osmanlı-Rus ilişkileri üzerine okuduklarını söylüyor.

Ayazmalı katılımcılar ise ekibe bir Bizans cadısı sipariş etmiş. Ekip tarihi metinleri tarayarak Bizans’ta bir cadı hikayesi yazmış. Cadı dirildikten sonra başına gelecekler ise tamamen eski Ayazma sakinlerine ait... Dergi projesi ortaya çıktığında projenin kendi kendini finanse edebilir hale geleceğini söyleyen Savaşır, iddialı: Tek rakipleri, Marvel Comics!

“O KADAR YARATICI BİR EKİPLE ÇALIŞTIK Kİ...”

Yazar Ayşe Çavdar (Projenin Ayazma ayağına katılıyor):
Yaşları 12 ile 60 yaşları arasında değişen arkadaşlarla, hikayenin Ayazma bölümünü yazıyoruz. Ayazma artık olmayan bir mahelle biliyorsunuz. ‘Dalgın Sular’da tutuklu olarak turistik bir gettoya konulan ‘Dirilenler’ şehirde yaşamak isteyecekler. Ayazma Mahallesi de onlara yardım edecek. Ancak zamanla aralarında bir takım sorunlar çıkacak. (...) Karakterler icat etmeye başladılar. 1 hafta tanıştık, 2 hafta atölye çalışmaları yaptık. O kadar yaratıcı bir ekiple karşılaştık ki. Ben sadece sorular soruyorum. Onlar hayallerini anlatıyorlar.

Ökkeşler ve Gupse

Dalgın Sular evreninde ‘asayiş’ Ökkeşler denilen toplum polisine emanet. Silahları ok ve dinamit. Gupse karakteri 1864 Çerkes göçünde çocuğunu satmak zorunda kalan bir kadını anlatan şiirden yola çıkarak oluşturuldu. Gupse, İstanbul ’daki esir pazarının şimdi yerinde “Vazgeçtim” diye bağırarak diriliyor.

PROJEMEFON ÇAĞRISI YAPTILAR

Dalgın Sular projesi için, 'projemefon' arıcılığıyla para toplanıyor. Daha önce Ekümenopolis belgeselinin finansmanı için de kullanılan sistemde, proje için gereken miktar ve süre ilan ediliyor. Bağışlar bir hesapta toplanıyor. Belirlenen süre içinde istenen meblağ toplanamazsa para bağışçılara iade ediliyor. Dalgın Sular dergi projesi için hedeflenen miktar 15 bin lira, süre 45 gün. Kalan süre 37 gün.

SİZ DE KATILABİLİRSİNİZ

Dalgın Sular, ‘travma’ları senaryoya, çizgiromana, resime, hikâyeye dönüştürerek ilerleyen bir proje. Raziye Kubat, Dalgın Sular projesi çerçevesinde 2012 Kafkas Sürgünü için 12-13 öğrencinin katılımıyla düzenlediği atölye sonucunda çıkarttığı işin videosunu yayınladı.

İskender Savaşır: “Adapazarı’nda çocukların kendi işleri de Sürgün etkinlikleri çerçevesinde sergilendi; sergiyi gezen Abhazya Meclis Başkanı, gördüklerinden ve projenin tamamından etkilenerek bizi çalışmalarımızın devamını getirmek üzere Abhazya’ya davet etti.. Sergiye katılan ve işleri üreten çocuklar daha sonra projenin senaryo çalışmalarına katılarak, videoda şiiri aktarılan ‘çocuğu için ninni söyleyen figür’ için Gupse adında bir karakter yarattılar. Gupse’nin ilk çizimi Dinç Onur Aydın tarafından yapıldı, halen Gupse’nin hikayesi yazılmaya ve çizilmeye devam ediyor. Diğer bütün hikayeler gibi Gupse’nin hikayesi de tamamlanmış değil, ilgilenenler fiilen oluşumuna ve şekillenmesine katkıda bulunabilirler, internet ortamı üzerinden ya da tercihan atölyelere katılarak.”

Haberin devamına buradan ulaşabilirsiniz.

Share
İlgili Eğitim