"Madem ki değişim istiyoruz, daha güçlü olmalıyız! Mademki daha güçlü olmalıyız, örgütlenmeliyiz!" çağrısıyla düzenlediğimiz etkinlikte daha iyi bir dünya kurmak adına topluluk bilincinin sivil toplum örgütlenmelerindeki rolünü ele aldık.
Buluşmamızda duvar sanatçısı Halil Erkul bir performans sergiledi. Erkul, gelişen iletişim teknolojilerinin yarattığı “konfor alanı”nda sıkışıp kalan insanları anlattığı grafiti çalışmasını sahnede tamamladı. Çalışmasında modern iletişimin sunduğu sosyalleşme pratiklerimizi ve özgürleşme arayışımızı ele alan Erkul, iletişim teknolojilerinin insanı yalnızlaştıran döngüsünü kırmanın ve araçları asıl amaçlarına döndürerek, iletişimi sağlama fonksiyonlarını hatırlatmanın mümkün olduğunu anlattı.
Sivil toplum örgütlenerek umudu büyütebilir
Buluşmada YK üyemiz Ayten Atalay Durmuşoğlu, daha iyi bir dünya kurmak adına topluluk bilincinin sivil toplum örgütlenmelerindeki rolünün gazetecilik deneyimlerine dayanarak anlattı. Atalay sahada yaşanan telaşın ve gelişmelere yetişme yarışının bugün iletişim teknolojileri aracılığıyla hemen herkeste olduğunun altını çizdi. Bu zorlayıcı iklimde, hızla akan dünyada değişimi yönetmek için birlikte hareket etmenin ve topluluk olarak bir araya gelmenin herkesi iyileştireceğini söyledi.
Etkinliğimizin açılış konuşmasını yapan Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Program Yöneticisi Stefano Calabretta ise sivil toplum aktörleri için iletişim, koordinasyon ve iş birliğinin anahtar kelimeler olduğunu söylerken, “Sivil toplum örgütleri gelişirse çok şey yapabilirler. Bunu pek çok kez gördük. STGM’nin Avrupa Birliği desteğiyle hayata geçirdiği STOK da bunu sağlamak için çok iyi bir araç.” diye konuştu.
Sivil Toplum Kapasite Güçlendirme Merkezi projesini birlikte yürüttüğümüz Uluslararası Çocuk Merkezi’nden (ICC) Dr. Ayşegül Esin konuşmasında “Daha iyi bir dünya yaratmak için sivil toplum örgütlerine ihtiyaç var” derken “Zor günlerden geçiyoruz, umuda çok ihtiyacımız var ve biliyoruz ki umut sivil toplumda. Sivil toplum umudu üretebilir ve dünyayı değiştirebilir.” diye konuştu.
Diğer proje ortaklarımızdan Cinsiyet Eşitliğini İzleme Derneği’nden Prof. Dr. Gülay Toksöz ise sivil toplum örgütleri için izleme yapmanın kritik önem taşıdığını aktarırken, etkili bir savunuculuğun ise iyi bir izleme ile mümkün olduğunu söyledi. “Sivil toplumun en önemli işlevlerinden biri savunuculuk yapmak ve etkili bir savunuculuk da ancak iyi bir izleme ile mümkün. Çünkü izleme var olan durumu ve eşitsizlikleri ortaya çıkarmayı ve eğer bir değişim varsa bunu göstergeler aracılığıyla sunmayı sağlıyor.” diyen Toksöz “Değişim yaratmak istiyorsak savunuculuk faaliyetlerimizi izleme süreçleriyle desteklemeliyiz. Bunu ise ancak güçlü ve kapasitesi gelişkin bir sivil toplumla yapabiliriz.” dedi.
Etkinliğimiz AB Türkiye Delegasyonu, uluslararası kuruluşlar ve dernek temsilcilerinin katıldığı etkinlik kokteyl ile sona erdi.