Bugün TÜİK verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 23 milyon çocuk yaşıyor ve bu çocukların 20 bine yakını ise aile içinde sağlıklı bir gelişme ve yetişme imkanı bulamadığı için devlet korumasında hayatlarını sürdürüyor. Bununla birlikte "koruyucu aile" uygulaması ise son yıllarda giderek daha fazla duyuluyor.
Artık çeşitli sebeplerle evlat edinilemeyen çocuklar koruyucu aileler yanında kalabiliyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın geçtiğimiz Nisan ayında yaptığı açıklamaya göre Türkiye genelinde koruyucu aile sayısı 5 bini geçrerken, koruyucu aile yanında kalan çocuk sayısı ise 6 bin 682'ye ulaştı.
Peki, koruyucu aile sistemi nedir? İsteyen herkes koruyucu aile olabilir mi? Bu ve benzer soruları Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve STGM olarak yürütücüsü olduğumuz BİRLİKTE: Yerel STÖ’ler için Kurumsal Destek programı faydalanıcılarından İzmir Koruyucu Aile Derneği ile konuştuk.
Türkiye’de biyolojik aileleri ile yaşama şansı olmayan çocuklar devlet korumasına alınıyorlar. Bu çocukların başka aileler yanında büyümesi durumunda ise iki farklı kavram var. Biri evlat edinme diğeri koruyucu ailelik. Bu iki kavram arasında ne fark var?
Evlat edinme biyolojik aileleri ile yaşama şansını kaybetmiş çocuklar için uzun süreli, istikrarlı bakım sağlanmasıdır. Evlat edinmede çocukla bir yıllık yaşamın izlenmesi sonunda kurumla (ASBP) olan bağınız kesilir. Çocuk yasal olarak varisinizdir ve sizin soyadınızı taşır.
Koruyucu Ailelikte ise çocuğun soyadı değişmez. İzlemleri Koruyucu Ailelik sona erinceye dek devam eder. Her ikisi de çocuğun yüksek yararı gözetilerek uygulanması gereken bakım yöntemleridir.
Peki, isteyen herkes koruyucu aile olabilir mi? Koruyucu aile olmak için neler gerekiyor?
TC vatandaşı iseniz, sürekli Türkiye’de ikamet ediyorsanız, 25-65 yaşları arasındaysanız, en az ilkokul mezunu iseniz, düzenli gelire sahipseniz, çocuğun öz anne-babası ya da vasisi değilseniz, herhangi bir bulaşıcı hastalık taşımıyorsanız, psikolojik bir rahatsızlığınız yok ise ve yüreğinizde bir çocuğa verebileceğiniz sevgi, evinizde bir yer varsa koruyucu aile olmak üzere başvurabilirsiniz.
Bir de gönüllü aileler var. Gönüllü ailenin koruyucu aileden farkı nedir?
Gönüllü aile olduğunuzda kuruluşta korunma ve bakım altında bulunan çocuklara, kuruluş tarafından uygun bulunan dönemler içerisinde, kendi ilgi, yetenek ve eğitimleriniz doğrultusunda katkı vermek amacıyla ziyaretler yaparsınız. Bunun yanı sıra uygun bulunan çocukları haftasonu ya da resmi tatil ve özel günlerde, evinizde yatılı misafir ederek hizmet verirsiniz.
Türkiye’de devlet koruması altındaki çocuklara ulaşmakta yaşanan sorunlar nelerdir? Evlat edinme ya da koruyucu ailelik konusunda yaşanan sorunlardan da biraz bahseder misiniz?
Evlat edinme kavramı uzun yıllardır ve çok fazla kişi tarafından bilinirken, Koruyucu Aile kavramının bilinirliliğinin az olması, bu konuda çalışmaların yetersizliği, Koruyucu Aile olma talep sayısının düşük fakat evlat edinme talebinin yoğun olmasıyla sonuçlanıyor. Bu nedenle bsoruna çözüm bulmak amacıyla kurum, dernek ve ilgili birimlerin bu konuda ortak çalışmalar düzenlemesi çok önemli.
Geçtiğimiz sene Dernek olarak Şemsiye Hareketi’nin içinde de yer aldınız. Bu hareket nasıl doğdu? Biraz da bundan söz eder misiniz?
19 Mart 2017'de başlayan "Şemsiye Hareketi" marka ve proje danışmanlığı yapan Hatice İnhanlı tarafından geliştirilen bir proje. Denizli Koruyucu Aile Derneği, Hayat Sende Derneği, Korev Ankara Derneği, İstanbul Koruyucu Aile Derneği ve İzmir Koruyucu Aile Derneği, Koruyucu Aile farkındalığının biraz daha yayılabilmesi için şemsiye hareketine destek verdik. Sosyal medyada ses getiren bir proje oldu.
Peki bu çalışma devam ediyor mu?
Farklı projeler ve yeni işbirlikleriyle çalışmalarımız devam ediyor.
İzmir Koruyucu Aile Derneği olarak İzmir Çocuk Çalışmaları Ağının da üyesiniz. Hem ağdan hem de buradaki rolünüzden de biraz söz eder misiniz?
Çocuk Çalışmaları Ağı, çocukların yararına faaliyet gösteren, ulusal veya yerel sivil toplum örgütleri (STÖ), üniversiteler ve meslek örgütlerinin çocuk çalışmaları ile ilgili hak temelli izleme ve savunuculuk çalışmalarını kolaylaştırmak ve desteklemek amacıyla İzmir’de kuruldu.
Ağın hedefi yerelde çocuklara yönelik çalışmaların görünür olmasını sağlamak, sivil toplumun çocuk çalışmalarındaki savunu ve izleme rolünü güçlendirmek ve bu çerçevede yöntem ve politika geliştirmek, çocuk çalışmaları alanında yer alan paydaşların / aktörlerin kapasitelerinin güçlendirilmesini sağlamak, çocuk çalışmaları ile ilgili konularda veri toplama, değerlendirme ve akademik çalışmalar üretmek, yerelde özel sektör ve kamu kurumlarının politikalarında çocuk çalışmaları ana akımlaştırma stratejilerini oluşturmak amacıyla savunu faaliyeti yapmak, ulusal ve uluslararası çocuk hakları sözleşmelerinin yerelde uygulanabilirliğini gerçekleştirmek, çocuklarla ve/veya çocuklar için çalışan sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere aktörler arasında etkin ortaklıklar kurmak ve bu konuda farkındalık yaratmak ve bu ağın sürdürülebilirliğini sağlamak.
Biz de çocuk hakları sözleşmesini temel alan bir yapı olarakağın oluşum sürecinde görev aldığımız gibi mevcutta da ağın amaç ve hedeflerinin sürdürülebilirliğini sağlamak için yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz.
Koruyucu aile sistemini konuştuk bir de sizin kuruluş öykünüzü dinlesek...
Derneğimiz 2016'ın Ağustos ayında bir çocuk için sevgisizliğin şiddet ile eşdeğer olduğu bilinciyle, dört koruyucu aile ve üç çocuk dostu tarafından kuruldu.
Bizim doğrudan etki yaratmayı hedeflediğimiz öncelikli grup ise koruma altına alınmış çocuklarımız. Bu nedenle de kuruluş sebeplerimizden biri olan "sevgisizlik şiddetle eşdeğer bir olgudur" tespitiyle çocuklarımızın özgüvenli, sevgi dolu, sosyal ve yaşamsal becerilere sahip bir şekilde yaşamalarını sağlamak öncelikli hedefimiz.
Dernek olarak yaptığımız tanıtım ve farkındalık çalışmalarıyla kurum bakımı altında büyümekte olan çocuklarımızın sevgi dolu güvenebilecekleri yetişkinlerle aile ortamında sürdürebilmelerini hedefliyoruz ve bu hedef doğrultusunda bir araya gelmiş ve amaca kitlenmiş üye, gönüllü ve destekçilerimizle çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Biraz da çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Temel olarak üç öncelikli amacımız var. Birincisi koruma altına alınmış çocuklarımız için mevcut bakım yöntemlerinden en uygunu olan Koruyucu Aile Sistemini tanıtıp yaygınlaştırmak, koruyucu aileler arasındaki dayanışmanın geliştirilmesini sağlamak ve üçüncüsü de koruma altındaki çocuklarımıza ait etiketleme ve ötekileştirmenin engellenmesi yolunda çalışmalar yapmak.
Buna ek olarak derneğimiz aracılığıyla koruyucu ailelerin bilgi ve deneyimlerinin paylaşılacağı ortamlar yaratarak, çocuklarımızın kendi potansiyellerini ortaya koyabileceği bir büyüme ortamı sağlamayı da hedefliyoruz. Bunun için de koruyucu aile sisteminin toplumda daha verimli ve daha uygulanabilir hale getirilmesi için Resmi kurumlar, diğer tüzel ve gerçek kişiler ile işbirliğI kurarak tanıtım toplantıları, çalıştay, seminer, paneller ve eğitim toplantıları düzenliyoruz.
İlgili Dosyalar:
- BAŞLIK YOK [JPG] [66.76K]
- BAŞLIK YOK [PNG] [1.31M]
- BAŞLIK YOK [PNG] [2.36M]