Açıklamada şöyle denildi:
Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, belirli ürünlerin yetiştirilmesinin izne tabi olması, sözleşmeli tarım zorunluluğu ve ekilmeyen arazilerin kiralanması gibi değişiklikler getiriyor. Kanundaki değişiklikler küçük çiftçinin bağımsızlığını, rekabet şansını ve tarımsal biyo-çeşitliliği riske sokabilir. Olumlu etkiler sağlayacak bir yasal düzenleme için yerel tohumların, çeşitliliğin, toprak onarımının desteklenmesinden ve çiftçileri teşvik etmekten bahsetmek gerekiyor.
Yeni düzenlemeler ve cezai yaptırımlar çeşitli sakıncalar içeriyor
Açıklamada iklim değişikliğinin tarımdaki olumsuz etkilerini azaltmak, gıda güvencesini sağlamak ve ürün çeşitliliğini artıracak bir planlama yapmanın önemli olduğu vurgulanırken, yasadaki yeni düzenlemelerin ve cezai yaptırımların ise sakıncalar içerdiği belirtildi.
Düzenlemede dikkat çeken önemli değişikliklerin başında, belirlenecek ürün veya ürün gruplarının üretimine başlanmadan önce Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan izin alınması zorunluluğu geliyor. Yasaya göre çiftçiler belli ürün gruplarını yetiştirmek için bakanlıktan izin alacaklar. İzin almadan üretim yapan çiftçilere desteklerden 5 yıl men edilme ve para cezası gibi yaptırımlar uygulanacak.
Bir diğer önemli değişiklik, Bakanlık tarafından belirlenecek ürün ve ürün gruplarında sözleşmeli üretimin zorunlu hale getirilmesi. Sözleşmeden vazgeçen taraflara cezai yaptırımlar uygulanacak.
Yeni yasa ilgili taraflar dahil edilemeden hazırlandı
Yeni düzenleme, üst üste 2 yıl ekilmeyen tarım arazilerinin Bakanlıkça kiraya verilmesini de öngörüyor. 2 yıl üst üste ekilmeyen araziler öncelikli olarak arazinin bulunduğu yerleşim yerinde ikamet edenlere ya da tarımsal alanda faaliyet gösteren kooperatif, birlik, dernek ve vakıflar ile gönüllü kuruluşlara kiralanacak.
Kenevir üretimi konusunda yapılan değişiklikle daha önce tamamen izne tabi olan üretimde Bakanlığın çıkaracağı yönetmelikler çerçevesinde izinsiz girişimlerin önü açılıyor.
Yeni kanunun kuraklık, seller ve girdi maliyetlerinin baskısı altında küçük çiftçinin refahı ve bağımsızlığı konusunda bazı soru işaretlerini de beraberinde getirdiği söylenirken, yasa hazırlığı sırasında çiftçi örgütleri gibi konuyla ilgili STÖ'lerin, sürdürülebilir tarım konusunda çalışan uzmanların ve akademisyenlerin görüşünün alınmadığı da hatırlatıldı.
Açıklamanın tamamını okumak için: https://www.bugday.org/blog/tarimda-butuncul-bir-duzenlemeye-ihtiyacimiz-var/