Ana içeriğe atla
Image
Güç Hikayeleri 3
Share
Canım okuyucu, bu yazıda adına “Güç Hikayeleri” dediğimiz ama hikaye anlatmanın çok ötesine geçen, iletişim çalışmalarına katkı sunduğum hatta son zamanlarda içime sinerek ve çok da severek emeğimi verdiğim bir işi anlatıyorum. Aslında bu işin daha fazla konuşulması gerektiğine, daha fazla insana ulaşması gerektiğine olan inancımdan anlatıyorum.

Bir varmış bir yokmuş’un ötesinde konuşmak için alternatif bir alan: Güç Hikayeleri

Bilmeyenleriniz için “Güç Hikayeleri” en basit anlatımıyla anlatıcılardan ve dinleyicilerden oluşan hikaye anlatım etkinliklerine verdiğimiz bir ad. Böyle basit anlatımıyla falan diyorum ama arka planda dağ gibi emek, 18 anlatıcı, 18 hikaye, 18 yaşam var. 2 eğitmen var. Aylar süren hazırlık süreci var. Ben de bu sürecin bir parçası olarak Güç Hikayelerini naçizane bir iletişimci gözünden değerlendiriyorum. 

Sivil alanda çalışmadan önce iletişim işleri için sadece “etik bilen insanların” elinde olması gereken bir alan derdim. Şimdi sivil alanda çalışıyorum ve o kadar eminim ki reklamı, medyası, gazetesi, dergisi, etkinlikleri hatta hikaye anlatımı her neyi kapsıyorsa bu iletişim işleri kesinlikle “etik bilen insanların” elinde olması gerekiyor. Çünkü anlatmak ve dinletmek için bir alana sahip olmak, insanları etkilemek için çok ciddi bir güç ve bu gücün hangi anlatıcıda olduğu bazen dünya tarihine yön verebiliyor. Gelelim bizim anlatıcılara ve onların adı gibi güç olan güç hikayelerine… Dünya tarihinde ne kadar yer kaplar bilmiyorum ama sivil alanda kapladığı alanın önemini konuşmaya değer!

Güç hikayeleri anlatımında anlatıcı, sayısı az ya da çok, bir kitleye sesleniyor ve anlatıcı bir alana sahip oluyor. Sahip olduğu alanda hitap etmenin doğası gereği dinleyici etkileme çabası işin içine giriyor ve tek yönlü görünen iletişim sürecine dinleyicinin tepkileri de girince etkileşim başlıyor. Gerçek bir hikayeyi anlatan anlatıcı için bir alana sahip olmanın gücü de burada başlıyor. Çünkü sahip olduğu alanda dert edindiği sorunları, hak alanında verdiği mücadelesini, deneyimlerini başkalarına duyuruyor ve kendi hikayesi bir anda herkesin hikayesi oluyor. Dinleyiciler çoğu zaman “bu benim de hikayem” tepkisini veriyor. Bir aradalık, farkına varma hali, güçlenmenin somutlaşması, seslerin yükselmesi gibi sonuçlara giden süreçlerin her biri iletişimin bir parçası. İşte Güç Hikayeleri’nin naçizane bir iletişimci olan benim için değeri burada. Zira burası sivil alandan aktörlerin konuşması için alternatif bir alan yaratıyor. Sesi az duyulanın, belki hiç konuşamayanın kendini temsil etmesi, anlatması, konuşması, başka seslerle bir araya gelmesi ve güçlenmesi için bir alan. 

Neredeyse 7 ay önce başlayan bir süreç hepimize iyi geldi

Güç Hikayeleri anlatıcılarını belirlemek için 27 Aralık 2023 tarihinde başvuru almaya başladık ve maalesef kısıtlı imkanlar nedeniyle 18 anlatıcı belirlemek durumunda kaldık. Bize gelen başvuruları değerlendirmek için oluşturduğumuz jüriye iletişim ekibinden de ben destek verdim. Anlatıcıları belirlemek için bir çok kriter olsa da ben başvuruları iletişim bakış açısıyla değerlendirdim. Neden anlatmak, neden dinleyiciyle buluşmak istiyorlardı? Bu hikayelerin dinlendikten sonra dayanışmayı örmesi, belki de birine umut, birine bir fikir vermesi, biz yaparız yeter ki bir araya gelelim dedirtmesi gerekiyordu ve öyle de oldu. Tabii ki eğitim süreci bu noktada oldukça önemliydi. Anlatıcıların uğradıkları hak ihlallerini, yaşadıkları eşitsizlikleri ve bunlara karşın iyi olma hallerini nasıl anlatacaklarına dair aldıkları hikaye anlatıcılığı eğitimleri sonrasında ortaya harika bir iş çıktı. 

Başvuru sürecini neyi dinlersek dayanışmayı büyütürüz, neyi duyarsak güçleniriz, neyi duymak kafamızda şimşekler çaktırır, belki bir anda duygu patlaması yaşarız ama hangi sesler bize ve sivil alana iyi gelir? sorularıyla geçirdik. 

Cevabı şimdi veriyorum; birbirinden güç 18 hikayeyi duyarsak bu bize iyi gelir. Bana çok iyi geldi. Hikayelerin gerçekliği bir yana,  bu hikayeler kulağa öyle içten, umutlu, hakikaten güçlü geliyor ki! Bu hikayeleri dinlerken kırılganlıkların, güçsüzlüğün, zaman zaman tükenmişliğin aslında insan olma halinin yeniden hayat bulmasına, kalkmasına, koşmasına, karşı çıkışlarına, hareket haline tanıklık ediyorsunuz. Hikayeler izleyiciyi alıp götürüyor; öyle uzak diyarlara da değil gerçekliğin tam ortasına götürüyor. Gündelik yaşamda unuttuklarımızı hatırlatıyor, bazılarında kendinizi duyuyorsunuz, bazılarında hem anlatıcıyı hem kendinizi dikkatlice dinliyorsunuz.

Sanat, gerçeklikle iç içe girince karmakarışık duygu ve düşünceler toparlandı, sıraya girdi. Yaşamın içinden, gerçeğin ta kendisi, bazen çok da sert, travmatik hikayeleri dinledikten sonra kalbim ve beynim ilk kez aynı yerdeydi. 

Bazı hikayeler yakın zamandan bazıları ise çok eski zamanlardan geliyor. Çoğu da geçmişteki travmatik olayları söze döküp hatırlatıyor. Kiminden göç, kiminden deprem, kiminden sınıf, kiminden kadın, kiminden ekoloji ama hepsinden hak ihlallerini ve bu ihlaller karşısındaki bazen bireysel bazen örgütlü mücadeleyi dinliyoruz. İşte bu hikayeler anlatılırken dinleyiciler de anlatıcılar da duygusal yükünü boşaltıyor ve sonrasında başlayan farkındalık süreciyle bir katarsis yaşanıyor. Travmatik olayların dile dökülmesiyle güçlenme başlıyor ve alanda ortaya çıkan dayanışmayı görebiliyorsunuz. Hem işin içinden hem de gerçekten çok güç olan hikayelerin dinleyicisi olarak fark ettim ki Güç Hikayeleri’nin güvenli bir alan kurmayı başarması da bu işin alametifarikası. 

Canım okuyucu, sivil alandan hikayeler duyulsun, yaygınlaşsın diye çok yazıp çizdiğimiz oluyor ama etkisi böylesine güçlü bir iş her zaman olmuyor. Hal böyleyken ben de bir süredir etkisi bu kadar güçlü bir işin nasıl  ve hangi yollarla daha fazla insana ulaşacağı soruları üzerine düşünüyorum. Bir yandan yeni iletişim teknolojileriyle alternatif alanların genişlemesinin sivil alandan seslerin duyulması için fırsat tanıdığı düşüncesine katılıyorum. Bir yandan da dirsek temasıyla gerçekleştiği için etkisi güçlü olan bir işin dijital alanda ne kadar etkili olabileceği sorusuna cevap arıyorum. Örgütlenme bağlamında nereye bağlanacak bu iş? Anlatılanları yaygınlaştınlaştırırsak dayanışmaya bir ilmek daha atabilir miyiz? Ben bu soruların cevaplarını araya durayım siz de dayanışmayla, umutla, bir arada kalın. 

Image
STGM Stüdyo

STGM Stüdyosu

Video içerikleri üretmek isteyen STÖ’ler için iyi bir haberimiz var. Ofisimizdeki stüdyomuzda video çekimlerinizi gerçekleştirebilir ve kurgu desteği alabilirsiniz.