Hikaye anlatma sanatı – ya da İngilizce adıyla “storytelling” – dünyanın dört bir yanında eğitimden politikaya, reklamdan sanata pek çok alanda güçlü bir yöntem olarak kullanılıyor. Biz de bu yöntemi sivil toplum alanında kullanarak örgütlerin sesini daha duygusal ve etkili bir şekilde nasıl aktarabileceklerini ve bu yöntemin sivil toplumda dayanışmanın büyümesine nasıl katkı sağlayabileceğini düşündük. İşte bu düşünceyle bir araya geldik. Adına “Güç Hikayeleri” dediğimiz hikaye anlatıcılığı atölyelerinden ve sahne performanslarından oluşan bir dizi buluşma başlattık. Hikaye anlatıcılığı atölyelerinde katılımcılar kendi hikayelerini, örgütlerinin hikayelerini, hak alanlarındaki mücadeleleri başkalarına daha iyi nasıl anlatabileceklerini öğrendi. Yaklaşık bir yıl süren bu süreçte, sadece hikaye anlatmayı öğretmekle kalmadık; aynı zamanda bu hikayelerin gücüyle nasıl dönüşülebileceğini de deneyimledik.
Bu sürecin ilk adımı, bir çağrı yaparak, farklı hak alanlarında çalışan sivil toplum örgütlerinden hikaye anlatıcılarını bir araya getirmek oldu. Belirlediğimiz kriterlere uyan sivil toplum aktörlerinden 18 anlatıcı, hikaye anlatıcılığı atölyelerine katıldı. Farklı hak alanlarından doğan hikayeleri, sözlü anlatı sanatı teknikleriyle daha güçlü ve etkili anlatmalarını öğrendikleri atölyelerin sonunda anlatıcılar, sahne üzerinde kendi hikayelerini dinleyicileriyle ile buluşturdu.
Güç hikayeleri ile 18 katılımcı, kendi güç hikâyelerini ortaya çıkardılar ve 6 farklı şehirde oldukça kalabalık dinleyici kitlesi ile hikâyelerini paylaşma imkanı buldular. Güç Hikayeleri başlığında 6 farklı performans içerikli hikaye anlatıları ortaya çıktı. Bunlar:
- Devran Döner Gün olur
- Işığı Bekleyenler
- Yokuş Yol’a
- Sessiz ile Güçlü
- Gizemli Mesut Öyküler
- Anne Duy Sesimi
Güç hikayeleri anlatıları 11 kez farklı sahnelerde yer aldı. Bu program sadece atölyeler boyunca değil, atölye dışında da katılımcılarla iletişim kurmak, hikâyelerin üretimi ve anlatıcıları paralize etmeden sahneye taşımak adına güvenli bir ortam oluşturma konusunda sağlam bir mevcudiyet gösterdi. Sivil alan da bu hikaye anlatımlarının bolca takipçisi oldu ve hikaye dinleyenlere ilham oldu.
Bir anlatıcının yorumu ise Güç Hikayeleri'nin etkisini özetliyor:
"Etkinlik sonrasında söylediklerimin ilham olduğunu söyleyen dinleyiciler oldu. İran göçmeni bir arkadaşım, İran’daki kadın hareketine dair hikayesini artık anlatmak istediğini söyledi, bu en önemli hediye oldu benim için."
Bu süreci belgeleyen bir video da hazırladık. Merak edenler için, farklı STÖ’lerden gelen anlatıcılarımızın atölye yolculuğunu, bu süreçte yaşanan değişimleri, kazanımları ve en önemlisi dayanışmanın nasıl güçlendiğini anlatıyoruz. Çünkü bu sadece hikayelerimizi anlatmak değil; bir arada güçlenmenin, birbirimize dokunmanın hikayesiydi.
Hikayeler gerçekten değişim yaratabilir. Ve belki de dünyayı değiştirmek, bir hikaye ile başlar.