Skip to main content
Image
Haber yatay görseli
Share

Türkiye’de Gönüllülük: Katılım, Koşullar ve Hukuk Araştırma Sonuçları Yayınlandı

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Çalışmaları Merkezi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülen “Türkiye’de Gönüllülük Araştırması”nın sonuçları açıklandı.    Araştırmaya göre; çalıştığı sivil toplum örgütünde sosyal güvenceye sahip olan gönüllülerin oranı yüzde 9. Araştırmaya katılan gönüllülerin yüzde 20’si ise gönüllülük yaparken psikolojik rahatsızlıklar yaşadığını belirtiyor. 
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Çalışmaları Merkezi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülen “Türkiye’de Gönüllülük Araştırması”nın sonuçları açıklandı. 
 
Araştırmaya göre; çalıştığı sivil toplum örgütünde sosyal güvenceye sahip olan gönüllülerin oranı yüzde 9. Araştırmaya katılan gönüllülerin yüzde 20’si ise gönüllülük yaparken psikolojik rahatsızlıklar yaşadığını belirtiyor. 
BİLGİ STÇM ve BİLGİ GÖÇ tarafından, 16 Ekim – 20 Kasım 2019 tarihleri arasında internet anketleriyle yürütülen araştırmaya, farklı kurumlarda gönüllülük yapan 1016 kişi katılırken, Eylül – Kasım 2019 aylarında ise 20 STK’nın gönüllü yöneticisi ile yarı yapılandırılmış mülakatlar ve gönüllülerle 2 odak grup çalışması gerçekleştirildi.
 
Araştırmanın dikkat çeken bazı sonuçları şöyle;
 
Araştırmaya katılanların yaşları 15 ile 75 arasında değişiyor ve Türkiye’nin farklı illerinde yaşıyorlar. Gönüllülerin %68’i kadın, %33’ü 15-24, ’iyse 60 yaş üstü. Araştırma sonuçlarına göre, gönüllüler çalıştıkları kurumlarda ortalama 5 yıldır çalışmaktalar. Ancak gönüllülerin üçte biri 1 yıl, yarısıysa 2 yıldan az bir süredir bu kurumda gönüllülük yapıyorlar. Öğrencilere ortalama gönüllülük süresi 16 ayken, çalışanlarda 53, emeklilerdeyse 85 aya kadar yükseliyor.
 
Sosyal güvenceleri olmadan çalışıyorlar
 
Ankete katılan gönüllülerin %9’u bir sosyal güvenceye sahip değil, diğerlerininse çalıştığı yerden, aileden ya da üniversiteden bir sosyal güvencesi bulunuyor. Çalıştığı STK’dan sosyal güvenceye sahip olanların oranıysa %9.
 
Gönüllülerin %20’si gönüllülük yaparken psikolojik rahatsızlıklar yaşadıklarını söylerken, “meslek hastalığı” yaşayanların ve herhangi bir iş kazası geçirenlerin oranı %4. Gönüllülerin ’ü şu anda yaptıkları gönüllülük faaliyetinin iş kazası ya da meslek hastalığı riski taşıdığını söylüyor.
 
Masraflarını kendileri karşılıyorlar
 
Gönüllülerin çalışma koşullarına gelince gönüllülerin yaptıkları ulaşım, yiyecek ve iletişim masraflarını kendileri karşılayanların oranı %67’yken geri kalanların masrafları kısmen ya da tamamen STK tarafından karşılanıyor. Gönüllülerin dörtte üçü işe başlamadan yapacakları işle ilgili bir oryantasyon/tanıtım eğitimi alırken, yapacağı işle ilgili bir protokol/sözleşmeye sahip olanların oranı ’de kalıyor. İşe başlamadan önce sağlık taramasından geçenlerin oranıysa sadece %3.
STK’lara ulaşmada zorluk yaşıyorlar.
 
Gönüllülerin gönüllülük yaparken en zorlandıkları konuların başında zaman bulmak geliyor (%53). İkinci sırada gönüllülük için yapılan harcamaların karşılanması bulunuyor (%30). Öğrenciler ve çalışanlar zaman bulmakta zorlanırken, çalışanlar, işsizler ve emekliler için gönüllülük harcamaları da bir zorluk oluşturuyor. Öğrenciler, çalıştıkları kuruma ulaşırken zorluk çektikleri görüşünü diğer gruplara göre daha fazla belirtiyorlar.
 
Gönüllü olma süreci kişisel ilişkilerle ilerliyor
 
Araştırma sonuçları, gönüllülerin şu anda çalıştıkları kurumla tanıdıkları aracılığıyla ilişki kurduklarını gösteriyor (%34). Internet aracılığı () ya da görsel/yazılı medya aracılığıyla () kurumla ilişki kuranların oranıysa görece daha düşük. Bu rakamlar gönüllülerin kurumlarla kişisel ilişkiler aracılığıyla temasa geçtiklerini gösteriyor.
 
Gönüllüler, gönüllülük yaparken çalıştıkları kurumu hedef kitlesi ve çalışma alanı nedeniyle seçmekteler. Üçüncü sırada güvenilirlik (%38) geliyor, bu da gönüllülerin neden kişisel ilişkileri tercih ettiğini açıklayan bir unsur olarak kabul edilebilir. Kurumsal bir yapı olması (%21) ya da toplumda tanınırlık (), kurumların tercih edilmesinde geride kalan faktörler. 
 
Katılımcılık konusunda önemli etkenlerden biri gönüllülerin çalıştıkları kurumlarda alınan kararlara katılım dereceleridir.Gönüllülerin yarısından fazlası (%58) kurumda alınan kararlara katıldığı görüşündeyken, dörtte üçüne yakın bir kısmı da kurumun düzenlediği etkinliklere katılıyor.
 
Araştırmanın tamamı için lütfen bakınız. 
Share
İlgili Eğitim