Skip to main content
Image
Haber yatay görseli
Share

Onur Haftası Gönüllüleri Dayanışmaya Çağırıyor

26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası 25 Haziran- 1 Temmuz 2018 tarihleri arasında gerçekleşecek.

26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası 25 Haziran- 1 Temmuz 2018 tarihleri arasında gerçekleşecek.

Bu yılki Onur Haftası'nın teması “Sınır” olurken açıklamada “Kimliklerimizin, yönelimlerimizin, varoluşlarımızın, çeşitli bahanelerle sınırlandırılmasını kabul etmiyoruz” denildi.

Onur Haftası kapsamında yapılacak etkinlikler için geçtiğimiz yıllarda kitle fonlaması (crowdsourcing) kullanılırken bu yıl buna ek olarak Indiegogo kampanyası başlatıldı. Bir ay sürecek Indiegogo kampanyasıyla, bütçenin şimdilik yüzde 4’ü toplandı. Türkiye'de LGBTİ+ çalışmaları son dönemde ağırlaşan yasaklara ve baskılara direnirken, Onur Haftası gönüllüleri herkesi etkinliklerini gerçekleştirmek için dayanışmaya çağırıyor.

https://www.indiegogo.com/projects/2018-istanbul-lgbti-pride-week-love%23/ adresinden desteğinizi sunabilirsiniz.

25 Haziran- 1 Temmuz 2018  arasında gerçekleşecek Onur Haftası'nda hafta boyunca gerçekleşecek etkinlikler herkese açık ve ücretsiz olacak. Hafta boyunca temaya uygun paneller, atölyeler, film gösterimleri, tiyatro oyunları, piknik gibi etkinler düzenlenecek. Farklı şehirlerden LGBTİ örgütlerinin biraraya geldiği bir buluşma da gerçekleşecek. Programı önümüzdeki günlerde açıklanacak.

26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi'nin açıklaması ise şöyle; 

“Özgürlüklerimizi ve isteklerimizi kısıtlayan sınırların her geçen gün arttığı bir dünyada yaşıyoruz. Artan baskı ve ardı arkası kesilmeyen yasaklara rağmen 26. senesinde 25 Haziran-1 Temmuz 2018 tarihlerinde gerçekleşecek 26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nın temasını açıklıyoruz: SINIR!

“Yazının ve düşüncenin sınırlarıyla ele aldığımız bu kavramı sınır kelimesinin anlamını hayatlarımıza dokunduğu yere doğru hep birlikte düşünerek, konuşarak, tartışarak genişletmek için bir çağrı yapıyoruz.

“Bu çağrıyı yapıyoruz çünkü kimliklerimizin, yönelimlerimizin, varoluşlarımızın, çeşitli bahanelerle sınırlandırılmasını kabul etmiyoruz. ‘’Dört duvar arasında ne yaparsanız yapın’’ diyerek bizi kamusal alandan tecrit edenlere karşı, bizi sıkıştırdıkları alanlardan çıkarak bir araya geliyoruz. Her gün sokaklarda pervasızca var olmaya devam eden şiddete, işkenceye, tacize ve tecavüze ses çıkarmayanlara inat; sevmeye, hazza ve paylaşmaya konulan sınırları aşındırmanın ne denli önemli olduğunu biliyoruz.

“Bu çağrıyı yapıyoruz çünkü çocuk yaşta beden sınırları ihlal edilerek toplum normlarına uydurulmaya çalışılan intersekslerin fark edilmesini istiyoruz. Kendi güç pozisyonlarını korumak için bizleri ikili cinsiyet sisteminin sınırlarına tıkanların karşısına dikiliyor, bizlerden “farklı” olduğumuzu düşünerek gözlerini kaçıranlara “buradayız” diyoruz. Yönelimlerin, kimliklerin ve varoluşların sayısına çekilen sınırlara karşı kuirlerin, sayısız cinsiyet kimliğinin ve cinsel yönelimin varlığını gösteriyoruz. Aseksüellerin, aromantiklerin ve nicelerinin varlığını haykırıyoruz.

“Bu çağrıyı yapıyoruz, çünkü yaşadığımız coğrafyanın sınırları ötesinde sürmekte olan savaşın yarattığı kıyımı görüyoruz ve milliyetçi, ırkçı, sömürgeci devletlerin koyduğu sınırlara karşı durmak istiyoruz. Devletlerin koyduğu sınırları binbir güçlükle aşan göçmen arkadaşlarımızla yabancı düşmanlığının ve ırkçılığın aramıza koyduğu görünmez sınırları konuşmak ve sınırların yarattığı psikolojik, fiziksel problemleri görünür kılmak istiyoruz. Kimliklerimizden duyduğumuz onuru göçmenler, etnik azınlıklar, diğer uluslardan herkesle sınırsızca kutlamak istiyoruz.

“Flörtlerimizde, ilişkilerimizde erkek egemen sistemin dayattığı sınırların değil kendi sınırlarımızın geçerli olduğunu haykırıyoruz. Eşlerimizin, aşklarımızın sayısına çekilen sınırları kaldırıyoruz.

“Ankara Valiliği’nin il sınırları içerisinde konan ve süresinin sınırı olmayan yasağını İstanbul’dan protesto ediyor, onların sınırlarıyla alay ediyoruz. Son 25 yıldır söylediğimiz gibi: Sınırları, içine hapsedildiğimiz “gettoları değil, kentin tamamını” istiyoruz. Hapishanede insanî muamele istediği için açlık grevine başlayan ve sesini duyuran Diren’i ve birçok başka trans arkadaşımızı hapse koyup direnişimizi ve dayanışmamızı sınırlayabileceğini zannedenlere gerek açlığımızla, gerek mektuplarımızla sesimizi yükseltiyor ve insanca yaşamanın onurunu geri kazanıyoruz.

“26 senedir gösterdiğimiz kararlılık ve irademizle şöyle sesleniyoruz:

“Sınır! Yeri geldi bizleri içine hapsettin, Çeçenistan’da toplama kampı oldun, işkenceye ve ölüme maruz bıraktın.

“Sınır! Yeri geldi bizleri dışına attın, genel ahlak yasası ile bizleri işlerimizden ettin, yemek yediğimiz restoranlardan ve başımızı soktuğumuz evlerimizden kovdun. İnsanlık tarihi boyunca güçlünün yanında oldun. Bedenlerimize, irademize saygı göstermedin. Sokakta taciz, hastanelerde onarım terapisi oldun.

“Sınır! Bazen bir polis barikatı oldun, yürütmedin. Bazen istediğimiz kimlikle aramızda duran kanunlar oldun, haklarımıza erişimimizi engelledin.

“Bu yıl Onur Haftası’nda sadece güçlünün lehine konan tüm sınırlar üstüne konuşmak, bu sınırlara karşı olanca gücümüzle savaşmak, görünmez sınırları görünür kılmak istiyoruz. Hayatlarımız, bedenlerimiz, duygularımız hakkında bol keseden nefret söylemi üreten özgüvenin sınırsızlığını kaldıracağımıza ve bize ait olanın sınırlarını belirleyebileceğimize dair inancımız tam. Sınırların özgürlüklerimizi elimizden almadığı, aksine onları garanti altına aldığı bir dünya için haftamızı ve yürüyüşümüzü organize ediyoruz.

“Adil ve eşit bir dünya isteğiyle...

“26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftamız kutlu olsun!”

 

İlgili Dosyalar:

  1. BAŞLIK YOK [JPG] [100.13K]
Share
İlgili Eğitim